BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in , 17-18 Mart tarihlerinde Cenevre’de gerçekleştirilecek gayri-resmi beşli konferansa daveti hem KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Tatar’a, hem de Rum lider Hristodulidis’e ulaştırıldı. Guterres İsviçre görüşmelerinden bir sonuç çıkmasını istiyormuş. “Kıbrıs Sorunu”nun çözümüne yönelik ileri adımlar atılmasını ve bu görüşmelerden olumlu bir dinamiğin başlamasını umut ediyormuş. Guterres’in bu umutlarını berhava eden bir açıklama Rum lider Hristodulidis’den geldi. Rum lider,  “Hedefimiz müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden uzlaşılmış çerçeve temelinde yeniden başlamasıdır. Başka birşeyi görüşmeyiz. İşgali sağlamlaştırmayı amaçlayan farklı şekilli bir çözüm altyapısının oluşturulmasını  görüşmeyiz.” demiş. Yani Rum lider, iki devletli çözümü görüşmeyeceğini, federasyondan başka çözümü kabul etmeyeceğini peşinen söylemiş.

Geçmiş Olsun Signor Guterres… İsviçre görüşmeleri başlamadan bitecek gibi görünüyor. KKTC bağımsız, egemen devletinin, kökleşmiş bu devletin kabulü gerçekleşmedikçe çözüm umudu kalmaz, biter, sonlanır. BM ve Guterres kökleşmiş KKTC devleti gerçeğini kabul etmedikçe, “Kıbrıs Sorunu” sorun olarak kalmaya devam eder. İşte bu basit ancak önemli gerçeği görmek istemeyen BM, federasyon çözümü ısrarından vazgeçmedikçe, hiçbir olumlu ilerleme beklenemez. BM’nin federasyon ısrarı Hristodulidis’in birleşik Kıbrıs hayallerini desteklemekten başka işe yaramaz. Durum bu merkezdeyken, Guterres’in basit ama önemli yanlışı görüşme yoluyla sonuca varılmasını engeller. BM, şu andaki federasyon ısrarı ile Kıbrıs Sorunu’nun çıkmazda kalmasını sağlayacaktır. BM, KKTC Halkının , 42 yıllık KKTC  devletinden vazgeçmesini bekleyemez. Hiçbir devlet, hangi milletten olursa olsun hiçbir politikacı Kıbrıs Türklerinin kökleşmiş KKTC devletinden vazgeçmesini bekleyemez. Gerçekleri gören yabancı devlet ve devlet adamları KKTC devletinin kalıcı olduğunu çoktan anlamış ve kabul etmiştir.