Kuzey Kıbrıs yanlış veya guduru bir şekilde yapılmış, siteler, oteller ve apartmanlar mezarlığına döndü. Bir taraftan yeni yeni residanslar, villalar, apartmanlar yapılırken diğer taraftan özellikle Girne, Lapta, Karşıyaka, Alsancak sahilleri yarım inşaat veya kullanımdan çıkartılmış binalarla dolu. Sahil kenarları, en güzel mülkler dahil olmak üzere. Örneğin Merit'le olan sorunu bir türlü çözülmemiş Mare Monte otel, adeta Maraş gibi bir hüzün turizm destinasyonu oldu. Sardunya Plajındaki Kocaman yarım kalmış otel inşaatı yıllardır aynen duruyor, Celbrity otel servis dışı etrafı artık gece konduya dönmüş banglowlarla dolu. Bu bölge tam bir mezbelelik içinde ve bu binaların altındakı arazilerin büyük bölümü Türk malı. Eski öksüzler yurdu Distopik film seti gibi terk edilmiş çürüyor, Sunset disco sanki yağmalanmış savaş sonrası bir şekilde duruyor. Onlarca küçük tesis keza. Lapta yürüyüş yolu boyunca bu halde en az 4 tesis görebilirsiniz. Diğer yandan da etrafı yeni yeni inşaatlar doldurmaya devam ediyor. İnşaat furyasının enteresan yanı, arkasında koca koca bina mezarlıkları bırakması. Dünyada çok örnekleri var. Tüm partilere ve sivil topluma bir daha hatırlatmak istiyorum: "Başka Kıbrıs Yok" geç kalmadan bir şeyler yapılmalıdır.
(Mete Hatay)
Niyazi Kızılyürek’in Güney Kıbrıs’ta çalıştığı üniversiteden uzaklaştırılması meselesi haliyle Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs meselesine bakışını da etkileyecek bir olay. “Avrupa Parlamentosu üyesi olan bir kişiye bile Rum Egemen güçleri bunu yapılabiliyorsa, yarın olası bir “Federal Kıbrıs”ta sıradan bir vatandaş olan benim başıma ne gelir?” diye soran vatandaşın sorusu haliyle haklı bir sorudur.
Avrupa Birliği makamlarının benzer birçok konuda olduğu gibi bu konuda da gerekli reaksiyonu vermeyeceğini düşünürsek, Federasyon tezi bu olay neticesinde yıpranmış görünüyor değil mi? Değil işte. Çünkü senaryo şu şekilde devam ediyor, tüm bunların akabinde Türkiye Cumhuriyeti, KKTC üzerindeki vesayetinin dozajını artırıyor. Örneğin kendi kendine “Size aslında külliye lazım” diye dayatıyor, sonra bakıyor diyor ki “Siz en iyisi başkanlık sistemine geçin.” Sonra diyor ki “Aslında siz Kıb-tek’i de komple Aksa’ya verseniz iyi olur…” “Hatta bize göre size bir de Adalet Bakanlığı lazım” Vs vs. Sonra ne oluyor 6 ay içinde güneye bakıp “Biz bu mentalite ile nasıl federasyon kurarız?” diye soran ortalama bir Kıbrıslı Türk diyor ki “Tamam… Demek ki benim kendi kendimi yönetebilmemin tek yolu Federasyon…” Sonra Rum tarafı gene Crans Montana gibi bir zirveyi terk ediyor, görüşmeler çöküyor, sonra Türkiye gene bir paket dayatıyor ve gene görüşmeler başlıyor… Kendi topraklarında kendi oyun planını kuramamanın hazin kısır döngüsü…
(Mehmet Ekin Vaiz)
Beni hiç görmediğim, şehire, kasabaya, köye götürseler ve sorsalar burada yaşayan insanlar nasıldır diye(sorumluluk,saygı,sevgi,değer yargıları,vs).....Onlara ilk söyleyeceğim şudur....Beni önce mezarlığınıza sonra da varsa spor kulübünüze ve sahanıza götürünüz derim....
Çünkü...."Ölmüşüne ve Gençliğine önem veriyorsa bir toplum, o milletten ve köylüsünden olmaz kuşkum"
(Mehmet Paşalı)
Bazen mesaj oldukça açıktır. Kendini çok akıllı zeki kültürlü sananların size verdiği değeri iyi düşünün.
Hak ettiğin değeri vermeyen insanlarla vakit kaybetmemelisin. İşte çok basit bir hikaye ama anlamı oldukça güçlü.
(Oshan Sabırlı)
Sosyal Medyanın Sesi
