banner913
banner932
banner1012

Yük gemisi tarihi yalıya çarptı

banner1020

İstanbul Boğazı'nda Malta bayraklı 225 metre boyundaki dökme yük gemisi, Anadolu Hisarı'ndaki Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'na çarptı. Kazada ölen ya da yaralanan olmadı. Tarihi yalıda büyük hasar oluştu. İstanbul Valiliği, can kaybı ve deniz kirliliği olmadığını, olayın ana makinanın tamamen stop etmesi nedeniyle yaşandığını bildirdi

banner974
Yük gemisi tarihi yalıya çarptı

banner971

İstanbul Boğazı'nda geminin çarptığı Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'nda büyük çapta hasar oluştu.

Alınan bilgiye göre, Malta bandıralı, 225 metre boyunda, 32 metre enindeki 38 bin 732 grostonluk "Vitaspirit" adlı gemi, kazanın ardından Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne ait römorkörler tarafından çekilerek götürüldü.

Seyir halinde olan geminin makine arızası yaşadığı ve dümeni kilitlendiği öğrenildi.

Kaza sonucu, geminin çarptığı Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'nda büyük çapta hasar oluştu. Yalı; özel organizasyon, davet ve düğünler için kullanılıyordu.

Olay yerinde yetkililerce inceleme yapılırken, kaza sırasında yalının boş olduğu bildirildi.
Kazanın nedeninin araştırıldığı belirtildi.
Öte yandan, kaza dolayısıyla İstanbul Boğazı çift yönlü gemi trafiğine kapatıldı.

Olayın duyulmasının ardından bölgeye Kıyı Emniyeti tahlisiye botu ve römorkörleri sevk edildi.

Ödüllü yönetmen Ferzan Özpetek'in 'İstanbul Kırmızısı' adlı filmi de, bugün enkaza dönen ünlü yalıda çekilmişti.

VALİLİK'TEN AÇIKLAMA

İstanbul Valiliği, İstanbul Boğazı'ndaki gemi kazasında can kaybı ve deniz kirliliği olmadığını, olayın ana makinanın tamamen stop etmesi nedeniyle yaşandığını bildirdi.

HEKİMBAŞI SALİH EFENDİ YALISI'NIN TARİHÇESİ

Hekimbaşı Salih Efendi yalıyı 18. yüzyıl başında iki oda bir sofadan oluşan küçük bir yapı olarak satın aldı, daha sonra ilave inşaatlarla büyüttü. Kuzey kısmı selamlık, güney kısmı ise harem olarak inşa edildi.
Selamlıkta güney bölümü gibi kazıklar üzerinde bulunmaktaydı. Kuzey tarafı büyük çiçek bahçesine, batısı denize, doğusu da yalının arkasındaki ormana bakan etrafı çepeçevre şark sedirleri ile döşenmiş, bu büyük salonun ortasına kadar deniz süzülerek girer, ortadaki kapaklar kaldırılarak etrafına limon saksıları dizilir ve denizin sesi dinlenirdi. Bu bölüm Hekimbaşı’nın ortanca kızı Meliha hanım tarafından 1947 yılında yıkılarak satıldı.
Günümüze kadar ayakta kalmayı başaran harem kısmı ise Hekimbaşı Salih Efendi'nin eşi Payidar Hanıma kalan kısımdır. Payidar hanımın ölümünden sonra bu bölüm en küçük kızı Sakibe'ye geçmiş ve onun varisleri tarafından günümüze kadar korundu.
Büyük botanik bahçesi Hekimbaşının büyük kızı Übeyde’ye kaldı, varisleri ise bahçeyi 1966 yılında sattı.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.