banner913
banner932
banner1012

Bahar yorgunu musunuz?

banner1020

Ülkemizde sıcakların arttığı şu günlerde, baharın geldiğini hissediyoruz, sıcakların bastırmasıyla, bahar alerjileri ve yorgunluk hissiniz artabilir. Genellikle mevsim değişimlerinde bir takım ruhsal ve bedensel değişiklikler olması çok normal, tüm bu değişimlere genel olarak bahar yorgunluğu diyebiliriz.

banner974
Bahar yorgunu musunuz?

banner971

Bahar aylarında, daha aktif olabilmemiz için, vücudumuz hormonlar salgılar, eğer vücudumuzda vitamin ve mineral dengesizlikleri varsa, yetersiz ve dengesiz bir beslenme haliniz varsa, vücudun bağışıklığı zayıflar ve sizde yorgunluk hissi oluşur.  Bazı kişiler ise tam tersi neşeli ve aktif tavırlara sahip olmasının sebebi ise yine salgılanan hormonlara bağlıdır.
Hava ve mevsim değişikliği insan biyoritmini olumsuz etkiler. Bahar mevsiminde havadaki elektrik yükü artar ve bu yük havada bulunan pozitif ve negatif yüklü iyonlar aracılığıyla taşınır. Bu taşıma dengesizlikleri , iklim değişikliği dönemlerinde sıkça karşımıza çıkıyor.  Havadaki elektrik yükünün yoğunluğu, sinir gerginliğini ve stresi, dolayısıyla damarlardaki büzülmeyi artırır. Damarlardaki büzülme vücudun hemen hemen her kısmında olur, kişi kendini yorgun hissedebilir, hatta bazen bu damar büzülmeleri mide ve gastrointestinal sistemde olursa kişide ülser, mide-bağırsak rahatsızlıkları da gelişebilir.
Baharın gelişi kişiden kişiye farklılıklar gösterir, üretilen hormonlar ve havanın elektrik yükünün yoğunluğu genellikle kişilerde yorgunluk hissini artırmasıyla belli eder.
 


Bahar yorgunluğunuzu beslenmeyle yenebilirsiniz
Bu dönemlerde sindirim problemleri yaşayanların sıklığı artış gösteriyor, böyle bir dönemdeyseniz beslenmeniz kontrol altına alınmalı ve sık sık ama az az porsiyonlarla beslenerek yaşanılan sinidirim problemlerinizi azaltabilirsiniz.
İklim değişikliğine bağlı olarak vücudunuzda şişkinlik, ödem, kabızlık gibi sıkıntılarınız varsa günde mutlaka 2-2,5 litre su içmeyi unutmayınız.
Ara öğünlerinizi atlamayın, akşam yemeklerinizi olabildiğince erken vakitlere kaydırın, gece yatmadan ise 2-3 saat öncesinde küçük bir ara öğün yapın.
Gece yatmadan içeceğiniz bitki çayıları kaliteli, rahat bir uyku geçirmenize katkı sağlayacaktır. Melisa, rezene, papatya ve ekinezya rahatlık verici bitki çaylarıdır.
Rafine karbonhidratlardan uzak durun (beyaz pirinç, patates, makarna, reçel, beyaz ekmek) bu tip gıdaların glisemik indeksi yüksektir, yani kan şekeri üzerinde dengesizlikler yaratır. Bunların yerine kepekli ve tam tahıllı olanları tercih edin.
Baklagil, balık, yoğurt, yumurta, sebze ve meyve ağırlıklı beslenin
B grubu vitaminlerine yer verin. B grubu yetersizliğinde stres ve depresyon görülme sıklığı daha fazladır. Tam tahıllı ekmekler, kurubaklagiller, et ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzelere diyetinizde bolca yer verin. Gerekirse B vitamini (1,6,9,12) takviyeleri alın. Özellikle b12 seviyeniz 500 mg üzerinde olmalı.



A,C,E vitaminlerinden ayrıca Selenyum ve çinko gibi minerallerden yüksek beslenerek bağışıklığınızı değişen mevsim koşullarına hazırlayın.
(A vitamin kaynakları; havuç, balık, roka, tere, yumurta sarısı, kurukayısı, süt peynir)
(C vitamin kaynakları: turunçgiller, brokoli, çileki maydanoz, yeşil biber, roka)
(Selenyum kaynakları ; ceviz, kırmızı et, süt ürünleri, yumurta, sebzeler, meyveler)
(Çinko kaynakları ; arpa, peynir, yumurta sarısı, karaciğer, kırmızı et, süt ürünleri ,ay çekirdeği.)
D vitamin değerinize mutlaka baktırmalısınız (50-100) arasında olmalı. Ayrıca magnezyum takviyesi alabilir ve magnezyum içeren besinleri tüketebilirsiniz.
Bu geçiş sürecinde bol sebze ve bol meyve tüketin.


Sütü bu dönemde beslenmenizde eksik etmeyin, sütte bulunan B₂, B₆ Vitaminleri ve kalsiyum bağışıklık sisteminin güçlenmesinin de çok etkilidir.
Açıkta satılan yiyecekler ve içecekler sağlık açısından risk oluşturabilir, yaşamınızın her evresinde açıkta satılan yiyecekleri satın alırken bir kez daha düşünün, besin yoluyla alabileceğiniz mikroplar, sizde enfeksiyon yapabilir ve bağışıklık sisteminizi çökertebilir.
Güvenilir gıdaları yeterli ve dengeli, çeşitli şekilde tüketmelisiniz.
Kafein içerikli besinlerin miktarını azaltın. Ayrıca alkollü içecek tüketimini de sınırlayın.
Özellikle geceleri ağır ve yağlı yemeklerden uzak durun .
İyi ve kaliteli uyumaya özen gösterin.
Beslenme yanında en önemli unsurlardan biriside egzersiz, yapılan düzenli yürüyüşler veya kardiyo hareketleri, metabolizma hızımızı etkileyecek, ayrıca psikolojimize de iyi gelecektir.
Kansızlık, enfeksiyon, bağışıklık sistemi hastalıkları, tiroit  hastalıkları ve uyku bozuklukları depresyon gibi sağlığı olumsuz yönde etkileyecek problemler, yorgunluk hissinizi artırabilir, Yorgunluk hissiniz uzun bir süreci kaplamışsa altta yatan nedenler araştırılmalıdır…

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.