banner913
banner932
banner1012

Ülke menfaatı için derecesini veren rallici Yücel

banner1020

Hasan Ali Yücel "Türkiye'den gelen yarışçılarla yarışıp 3. geldiğim Ahmet Raşid Bey Rallisinde 2. olmam gerekiyordu. Fakat ralli haberinin Rum gazetelerinde yayınlanıp ralliye uluslararası bir görünüm verilmesi planlandığı için İngiliz yarışçı ikinci gelmiş gibi gösterildi. Ben de ülke menfaatı için kabul ettim.” açıklamasını yaptı

banner974
Ülke menfaatı için derecesini veren rallici Yücel

banner971
Kuzey Kıbrıs Turing Otomobil Kurumu (KKTOK) başkanı TiginKişmir’in, ralli camiamıza damga vurmuş eski rallicilerle yaptığı söyleşiler devam ediyor.
TiginKişmirbu kez Hasan Ali Yücel (Sakallı Hasan) ile söyleşi yaptı. Hasan Ali Yücel, 1950 yılında Baf ilçesinin Aydoğan (Stavrogonno) köyünde ailesinin en son çocuğu olarak dünyaya geldi.Gençiliğinde Kıbrıs'taki ralli hayatının içinde bulunan ve yine gençken çeşitli mesleklerde çalıştıktan sonra uzun yıllar Lefkoşa Arasta bölgesinde matbaacılık mesleği ile uğraştı.Şu anda Lapta bölgesinde emeklilik hayatını yaşayan Hasan Ali Yücel, 3 çocuk ve 4 torun sahibidir.
Tigin Kişmir’in, Hasan Ali Yücel ile yaptığı söyleşi şöyle:
“Kendimi, dost canlısı, esprili ve yaşamayı seven birisi olarak tanımlayabilirim. En sevdiğim özelliğim ise, sohbet etmeyi seven biri olarak, iyi bir de dinleyiciyi olmamdır.
Özellikle arkadaşlarıma,Baf ağzı ile eskileri konuşmayı çok seviyorum. Ralli sporu ile 1970'li yılların başında,Rum tarafındaki Otomobil Kurumu'nun o dönemki başkanı Dr. Sava'nın, bizi özel etapları izlemeye çağırması aracılığı ile tanıştım. O dönem Salih Çeliker, Turgut Dizdaroğlu ve Erden Baykara gibi arkadaşlarla özel etapları izleyeme başlayarak bu heyecanı yaşadık. Dahasonra hiç bir etabı kaçırmamaya çalıştım. O dönemlerde ralli sporu da bu şekilde bana aşılandı. İlk ralli aracım 1975 yılında aldığım sol direksiyon Fiat 128 Ralli idi. Plümer Koruluğundaki bir yarışa da bu araç ile katılmıştım. Yarışın ertesi günü Türkiye'deki Hürriyet Gazetesinde "Kıbrıslılar yeni arabaları ile tarlalarda yarışıyor." diye arabam manşeteçıkmıştı. Ralli hayatımda ilk co-pilotum Orhan Olkanlı’ydı. İyi bir uyumumuz vardı.
Yılını tam hatırlamıyorum ama BMW 2002 aracımla katıldığım Ahmet Raşid Rallisinde kürsüye 3. sırada çıkmıştım. Ahmet Raşid Rallileri ülkemizdeki otomobil sporları tarihinde ilerlemesi ve gelişmesi bakımından çok önemli organizasyonlardı. Benim de böylesi büyük bir rallide 3. sırada kürsüye çıkmam unutulmaz bir anıdır. İlk dereceye girdiğim ralli olan Ahmet Raşid Bey Rallisiydi ve o yarışa Türkiye'den gelen yarışçılarla yarışıp 3. gelmiştim. Aslında 2. olmam gerekiyordu. Fakat yurt dışından gelen bir İngiliz yarışçının zamanları değiştirildi ve ikinci o gelmiş gibi gösterildi. Bunun nedeni ise İngiliz yarışçılarında ülkemizde yapılan rallilere katıldığının gösterilmesiydi.Ralli haberinin Rum tarafında okunan gazetelerde yayınlanması ralliye uluslararası bir görünüm verilmesi planlanarak yapılan bir organizasyon olmuştu. Bende ülkemizin menfaatı için kabul ettim. Bu yarış, benim anılarımda unutamadığım bir ralli olmuştu.

Yarışırken yaşadığım unutamadığım bir anım ise Mazda RX3 aracımla katıldığım bir GoodYear Rallisinde, Akdeniz ile Kumköy arasındaki özel etapta gerçekleşti. Bütün yarışçılar etapta bahçelerin içinde yolunu kaybetmişti. Ben şans eseri işaret olan Atatürk heykeline ulaşınca oradanda Güzelyurt kontrol noktasına ulaşabildim. Kontroldekiler "Nerede kaldınız?" diye sorunca, bende "Başkası gelmedi mi?" diye sorup olumsuz yanıt aldım. Tamamdır garanti biz kazandık diye düşündüm. Ardından normal etapta Güzelyurt'tan Grine çemberine, son kontrol noktasında kontröle girme vaktini beklerken,Co-Pilot'um HasipHasipoğlu "Girda tamamdır!" deyince kontröle girdik ama 10dk erken girdiğimizden 1’e 2 cezasından 20dk ceza aldık. Bundan dolay avantajımızı kaçırıp 1. olmayı beklerken 3.olmuştuk diyor ve yine gülmeye başlıyor.
İçimde halen daha çok fazla yarışma isteği var. İnsano heyecanı kaybetmiyor. Ancak şu an evimin önünden geçen yarışçıları gördüğümde, evin arka tarafına geçiyorum. Ben o heyecanı yaşayamayınca rallileri veya başka yarışçıları maalesef izleyemiyorum.
Bana ilham veren yarışcı Türkiye'den rahmetli Ali Sipahi'ydi. Gözüpek ve çok iyi arabalarla yarışan bir ralliciydi. 1970'lerin başında Rum tarafında katıldığı yarışların tüm etaplarını izlemek için giderdim. Ve yarıştığım dönemlerde kendi sürdüğüm arabayı, Ali Sipahi’nin kullandığı şekilde ve ayni teknikleri kullanarak yarışmaya çalışırdım.
-Otomobiller benim hayatımın bir parçasıdır. Ancak, yaştan yaşa değişiyor. 18 yaşından 45 yaşına kadar benim için sürat ve adrenalindi. 45 yaşından sonra ise A noktasından B noktasına gidebilmemi sağlayan ulaşım aracı oldu. İnsanların beklentileri yaşla birlikte değişiyor. Sohbetimize yeni bir soru ile devam ediyoruz. Yarışların siz ve aileniz üzerindeki etkisi olmuş mudur? Yarışların benim üzerimdeki etkisi olmuştur. Yarışların bendeki en büyük etkisi ve kazanımı bir çok değerli arkadaş edinmem oldu. Bizim zamanımızda en çok kitle çeken spor dalıydı. Ailem için de önemliydi. O dönem balolarına gitmeyi çok seviyorlardı. Ailece hem spor yapıyorduk hemde sosyal ilişkilerimizi geliştiriyorduk. Çocuklarım da hızlı arabaları seviyorlar. Ama hızı ve yarışı değil. Ben onlara her zamanrallinin, yarış parkurları içerisinde, güvenlik tedbirleri alınmış ve gerekli ekipmanlarla yapılabilecek bir spor olduğunu, yollarda ve sokaklarda yapılacak birşey olmadığını öğrettim. Ve bu tavsiyelerimde ve öğretilerimde başarılı oldum.

Bizim dönem ile şimdiki dönemarasında hem organizasyon hem de sporcular açısından çok fark var. Bizler gençken,Kıbrıs Türk Otomobil Kurumunu kurmuştuk. Yeni kurulan bir kurum olmasından dolayı daha kurumsallaşmamıştı. Ralli sporunu geliştirmek için veya çok profesyonel organizasyonlar yapmak için yeterli bütçeler yoktu. Örneğin o dönemlerde,yarışlarda kazandığımız ve aldığımız kupaların çoğu pahalı olduğundan veya ülkede bulunmadığından dolayı,Rumlar’dan kalan kupaları kullandığımız da olmuştu. Bu kupaların üzerinde iki plaka vardı. Bir tarafında ne sporuna ait olduğu belli olmayan üzerinde Rumca yazılar yazan bir plaka, diğer tarafında, kurumumuzun koyduğu, üzerine eklediği Türkçe yazılar yazan plaka bulunuyordu. Şu an sporda imkânlar arttı. İmkânlar artınca çok daha profesyonel Avrupa veya Dünya standartlarında çok başarılı organizasyonlar yapılıyor. Tabii bunun sebepleri arasında,  organisazyon sayısının artması, sponsorlar bulunması ve en önemlisi bunları organize eden kurumsallaşmış bir Otomobil Kurumu oluştu. Bende tüm genç arkadaşlarımla gurur duyuyorum ve teşekkür ediyorum. Sporcu olarak karşılaştırılınca,  bizim dönemde, aynı araçlarla hem yarışa giriyordukhem de arabaları gezmede,günlük hayatımızda kullanıyorduk.Co-Pilot kimi bulabilirsek yanımıza onu oturtuyorduk. Yani bilgi ve imkân yoktu ama çaba ve istek vardı. Şu an genç pilotlarımız çok yetenekli ve dünya şampiyonalarında yarışabilecek yeteneklere sahipler. Hepsi çok daha bilgili ve donanımlı olarak ekip şeklinde çok profesyonelce yarışıyorlar. Otomobil sporları bana çok güzel dostluklar ve arkadaşlıklar kazandırdı. Birde yarıştığımız dönemlerde çok popülerlik kazandırdı.Herkes bizleri tanıyor ve selam veriyordu. Bu durum bizleri çok onure ediyordu. Ama yarıştığımız dönemlerde hiç para kazandırmadı. En büyük hayalim yarıştığım dönemlerde kazandığım kupaları ve ödülleri daha iyi muhafaza ederek bunları çocuklarıma çok güzel hatıra olarak bırakabilmekti. En büyük korkum ise trafik kazası geçirip hayatımı kaybetmektir. Bundan dolayı araç sürerken çok dikkatli ve yavaş araba kullanırım. Trafikte hem kendimi hemde karşıdan geleni de korumaya dikkat ederim.
 
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.