banner913
banner932
banner1032

Fatoş'la Kitap Dünyası

banner1020

banner974
Fatoş'la Kitap Dünyası

banner971
 
HAFTANIN SÖZÜ
“İnsanlık, yalanı ve adaletsizliği kılıçla değil, kitapla yenecektir.” Emile Zola

Haftanın En Çok Okunan Kıbrıs Kitapları:
  • Dünya Burada Bitsin - Emel Kaya
  • Kulüp Kıbrısta Jön Türk Hareketi Kardeş Ocağı - Sibel Siber
  • Kıbrıs Mutfağından Geleneksel Lezzetler - Fatma Sönmez Aydoğdu
  • Kıbrıs Türkçesi - Antoine de Saint-Exupery
  • Yaşandığı Gibi - Mustafa Akıncı
    
Haftanın En Çok Okunan Dünya Kitapları:
  • Gece Yarısı Kütüphanesi         - Matt Haig -
  • Kırdığın Yerden Kırıl - Zeus Kabadayı
  • 995 Km - Murathan Mungan
  • Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı - Dale Carnegie
  • Gölgeler - Zülfü Livaneli        
 
KULÜP – KIBRISTA JÖN TÜRK HAREKETİ KARDEŞ OCAĞI – SİBEL SİBER
 
İngiliz Sömürge yıllarında, Kardeş Ocağı Kulübü, Kıbrıs Türk toplumunun sosyal, siyasal ve kültürel alanda faaliyet gösteren ve tarihi kararların alındığı en önemli kurumudur. Resmi kabul yeridir; o yıllardaki diğer bir adı da Senato’dur. Lozan Anlaşması sonrası, Kıbrıslı Türkler Anadolu’ya göç etmeye başlamıştır. Türkiye’nin bu konuda henüz net bir politikasının olmadığı dönemdir. Kardeş Ocağı Kulübü, gazetesi aracılığıyla göçe karşı bir duruş sergilemiş ve Kıbrıslı Türklerin Ada’daki varlığının önemine dikkat çekmiştir. Kulüp, Atatürk devrimlerinin toplumda benimsenip uygulanması ve toplumun çağdaşlaşması için faaliyetler yürütmüş, buna karşı çıkan Sömürge Yönetimi ile mücadele etmiştir. İstanbul Şehir Tiyatroları ve Türkiye Halkevleri ile çok yakın ilişki kurmuş, tiyatrolar, konserler, sergiler, şiir-edebiyat geceleri düzenlemiştir. Sahneye koyduğu oyunlarla toplumu tiyatro ile buluşturmuş, elde edilen geliri yardım amaçlı kullanmıştır. İzmir’in işgalinde, sahneye koyacağı Namık Kemal’in Akif Bey isimli oyunu için gazetesinde şu çağrıyı yapmıştır: “… Muhterem Türk!.. Sevgili İzmir’imizin felaketzedelerine yardım olmak üzere verilecek tiyatro için sen de kardeşlik borcunu öde… Tiyatro biletlerini almayı unutma… Ailenin o günkü yiyeceğini, yerlerinden yurtlarından uzaklarda, yağmur ve çamur içinde İzmir için ağlayan bedbaht kardeşlerimize bahşet… Sen ve çocukların o gün aç kalsın… Yiyecek paralarınızı mazlum kardeşlerinize gönder…” (Doğru Yol gazetesi, 22 Mart 1920)


KIRDIĞIN YERDEN KIRIL – ZEUS KABADAYI


Bazen gitmek gerek, hiç görmediğin yerleri görmek için... Bazen her şeyi unutmak gerek, en sevdiğin şarkıyı silip ilk defa duyuyormuş gibi dinlemek gerek. Sevmek gerek, sanki hiç o acıları tatmamış gibi yeniden tanışmak gerek. Yardım etmek gerek, bazen de yardım edilmesine izin vermek gerek. Yaraların derin de olsa dikiş atılmasına izin vermek gerek. İçindeki merhamet seni sen yapan şey olsa da, bazen merhameti bir kenara bırakman gerek.
Kalbini bazen kilitleyip saklamak gerek, bazen de gül bahçeleri sunmak gerek. En önemlisi “ah” almamak gerek. Gün gelecek, herkes buluşacak ya öbür tarafta. Ben sırf seni öte tarafta görmeyeyim diye hakkımı helal ediyorum. Ama sana tek bir cümle edeceksem, yüreğimden geçirerek şunu söylemek istiyorum: KIRDIĞIN YERDEN KIRIL! Kırdığın yerden kırıl sevgilim, kırdığın yerden kırıl.
 
HAFTANIN KİTABI

CÜRET – ESRA EZMECİ

  • Kadınsı nitelikleri uyandırmak yaşama katılmanın dansıdır, dişiliği kutlayın ve ışıltınızı yaymaktan korkmayın.
 
  • “Güç yalnızca onu almaya cesaret edenlere verilir.”
 
  • Dünyayı değiştirmeniz imkansızdır, değişim ancak sizde gerçekleşebilir.
 
  • Baştan çıkarma sanatı bilinçaltı etkilerle yaratılan bir güç oyunudur, bu oyunda beden, zihin ve ruhun dansı vardır.
 
  • Dayanıklılık sadece hayatta kalmakla ilgili değildir, daha iyi bir yaşam için harekete geçmektir.
 
  • Vazgeçmek önemlidir çünkü artık sizin için iyi olmayan şeyleri bırakmak elinizdeki bir güçtür. Ne zaman vazgeçeceğini ve bırakacağını bilmek ilerlemenin anahtarıdır.
 
  • Her insan kendine yetecek kadar güçlü olmalıdır, hayatındaki insanların beklentilerini tatmin etmek için değil!
 
  • Kalkış noktanızı başkaları değil kendiniz yaptığınızda yaşamda arzuladığınız hedeflere ulaşmanız imkânsız olmayacaktır. Yeter ki kendiniz olmayı seçin, yeter ki buna cüret edin.
 
 Tüm içsel savaşların tek sebebi kendinizi yeteri kadar tanımıyor oluşunuzdur. Kendinizi tanımaksa neye cüret ettiğinizle alakalıdır, kendinize neyi değer gördüğünüzle, neyle beslenmek ve neyi büyütmek istediğinizle ilgilidir, bir o kadar neleri söküp atacağınızla... 
  • Sınırlarınız kadar güçlüsünüzdür, kiminle ve neyle meşgul olacağınıza siz karar verirsiniz.
 
  • "Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa, orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır."
 
 
HAFTANIN YAZARI: VICTOR HUGO
 
Victor Hugo, 1802 yılında Besançon, Fransa'da doğdu, ancak hayatının büyük bir kısmı çalkantılı geçti. Babası bir generaldi ve ailesi sık sık ülke dışında görev yapmak zorunda kaldı, bu nedenle Hugo'nun çocukluğu düzensizliklerle doluydu. Aile içi anlaşmazlıklar da hayatının bir parçasıydı. Hugo, hukuk fakültesine başladı, ancak eğitimini tamamlamadı. Paris'e taşındığında, yoksul bir öğrenci olarak yaşamaya başladı ve bu dönem, ünlü "Sefiller" romanındaki Marius karakterine ilham kaynağı oldu.

1823'te ilk romanı "İzlanda Hanı" yayımlandı ve romantizm hareketinin tutkulu bir destekçisi olan bir arkadaş çevresine katıldı. 1820'lerin sonlarında şiir kitapları yayımladı. Manzum oyunu "Cromwell"le adını duyuran Hugo, "Hernani" adlı oyununun ilk sahnelenişi, romantizmin genç yazarlarının gelenekçi yazarlara karşı kazandığı bir zaferi simgeledi.

"Notre Dame'ın Kamburu" adlı eseri, Hugo'nun ününü daha da artırdı ve Gotik Paris'in büyüleyici atmosferini okuyuculara sundu. 1830'ların ortalarına gelindiğinde, Hugo oyun yazarlığına ağırlık verdi, ancak siyasi nedenlerle sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı.

1862'de yayımlanan "Sefiller," Hugo'nun muhteşem bir başarı elde ettiği eserlerinden biri oldu ve dünya edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir.

Victor Hugo, 1885 yılında Paris'te vefat etti. Cenazesi ulusal bir törenle defnedildi ve Panthéon'a gömüldü. Onun eserleri, insanın iç dünyasını ve toplumsal adaletsizliği işleyen güçlü metinler olarak tarihe geçti ve hala dünya genelinde büyük ilgi görüyor. Victor Hugo'nun edebi mirası, romantizmin parlak bir örneği olarak anılmaya devam ediyor.
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.