banner913
banner932
banner1012

Akile’nin Güncesi - Sevda Uğruna

banner1020

banner974
Akile’nin Güncesi - Sevda Uğruna

banner971
HAZIRLAYAN: AKİLE RUH
Nihayet bereket indi toprağa. Özlemiştik doğrusu. Böyle havalarda en sevdiğim şeydir kitap okumak veya bir film izlemek.  Ama bu sefer rutini bozarak atladım arabama, atıverdim kendimi dağ yoluna. Bir tarafta yağmurun sesi diğer tarafta güzel bir melodi… Biraz daha açıyorum radyonun sesini… Ezginin Günlüğü çalıyor: 
“Seni düşünmek güzel şey
Seni düşünmek ümitli şey
Dünyanın en güzel sesinden 
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
Fakat artık ümit yetmiyor bana
Ben artık şarkı dinlemek değil
Şarkı söylemek istiyorum.”
Ne hoş… Tam da yağmurlu havada dinlenecek  şarkı… Sözleri Nazım Hikmet’e ait. En sevdiklerimden… Ve ne tesadüftür ki Nazım’ın 121. doğum yıldönümünün birkaç gün sonrasındayız. 
15 Ocak 1902’de Selanik’te doğmuş Nazım Hikmet. İyi ki de doğmuş. İyi ki de yazmış bunca güzel şiiri. Sadece âşıkların, memleket sevdalılarının değil bestekârların da yüreğine dokunmuş: 
“Ben Bir Ceviz Ağacıyım” (Cem Karaca)
“Karlı Kayın Ormanında” (Zülfü Livaneli) ve
“Güzel Günler Göreceğiz” (Edip Akbayram) bestelenmiş eserlerinden sadece birkaçı…


Aslına bakarsanız bazı kaynaklar Nazım Hikmet’in 20 Kasım 1901’de doğduğunu söylüyor. 40 gün için Nazım bir yaş büyük görünmesin diye  ailesi,  doğum tarihini 15 Ocak 1902’ye aldırmış (www.biyografi.info).  Nazım da doğum günü olarak 15 Ocak’ı benimsemiş. Bizler ise her yıl onu bu tarihte  anar, şiirimize nasıl yön verdiğinden, aşklarından, sürgününden, mücadelesinden bahsederiz. Şiirlerini paylaşırız bolca. 

Bugün de bu şarkının radyoda çalınması tesadüf değildir diye düşünüyorum ve ardı ardına gelen duygusal şarkılar eşliğinde yoluma devam ediyorum. Yokuşu tırmanıp da düzlüğe varınca işte o muhteşem tepe karşılıyor yine beni. Nasıl da mağrur, nasıl da heybetli duruyor Beşparmaklar karşımda. Sanki ‘ne olursa olsun dimdik ayakta dur, güçlü ol’ mesajını veriyor gelip geçene. En azından bana öyle hissettiriyor.
Oysaki hakkındaki efsaneler daha başka anlamlar yüklüyor bu tepeye.
Mustafa Gökçeoğlu, ‘Efsanelerimiz’ adlı yapıtında Beşparmak Dağı Efsanesi’ni şöyle aktarıyor: 
Çok çok eski zamanların birinde dünyalar güzeli bir kız varmış. Bu kızın sevdası iki gencin yüreğine ateş düşürmüş. Bunlardan birisi bütün iyi huyları üzerinde toplamış. Diğeri de bütün yaşamı boyunca kötülüklerle yatmış, kötülüklerle kalkmış. Kızı bir türlü paylaşamamışlar. Bir gün oturup anlaşmışlar. Bir bataklık kenarında kılıçla dövüşmeye karar vermişler. “Ölen ölsün. Aramızdaki didişme bitsin. Sağ kalan da kızı alsın.” demişler. 
Dövüşmek için kararlaştırdıkları vakit gelip çatmış. Her ikisi de kılıçlarını kuşanmışlar.  Karşı karşıya gelip durmuşlar.  Daha henüz nasıl dövüşeceklerini konuşurken kötü yürekli delikanlı karşısındakinin boşta bulunduğu an bir hamle yapmış. Kılıcını savurur savurmaz düşman gördüğü rakibini yaralamış. Bu andan sonra kılıçlar şakırdamaya başlamış. Vuruştukça vuruşmuşlar. Sonunda  iyi yürekli  delikanlı kötü kalpli olanı bataklığın içine sürmüş. Bataklığa giren delikanlıyı vura vura bataklığa gömmüş. Çamur kötü kalpli delikanlıyı  yutmuş. İyi yürekli delikanlı da bu dövüş sırasında haliyle, çamura girmiş ve batağa saplanmış. Kan kaybettiği için de çıkamamış. Çamur onu da yutmaya başlamış.  Sonunda başı çamurun içine gömülmüş. Yalnızca kılıç tutan elini havaya kaldırmış ve elinin beş parmağı dışarıda kalmış. Bataklık birden bire kurumaya başlamış. Bulundukları yer ise yükseldikçe yükselmiş, bir dağ halini almış. Dağın doruğundaki beş parmak da uzaktan bakıldığında bile görünür olmuş. Güzellik için, sevda için yapılan bu dövüş dünya durdukça hatırlansın diye.” 
 
İşte böyle…
Kimileri aşk için kılıç sallamış, Nazım gibiler kalem tutmuş, Ekrem Yeşilada  ise türkü söylemiş:
“Beşparmak dağı sıra, 
Ot sarılmış mısıra
Ben gurbete düşeli
Ayşe’mi kimler sara.”
 
Peki ya siz… Siz hangisi olurdunuz?
 

Biliyor muydunuz?
  • İlham geldiği zaman aklındaki sözleri, dizeleri hızlıca not alabilmek için  Nazım Hikmet’in beyaz pantolon giymeyi tercih ettiğini, 
  • Şiirlerini Türk bestecilerin yanı sıra Moldov, Yunan, Finlandiyalı ve İtalyan bestecilerin de bestelediğini,
  • Şiirlerinin 50’den fazla dile çevrildiğini ve eserlerinin birçok ödül aldığını,
  • Beşparmak Dağı Efsanesi’nin başka bir varyantının daha olduğunu biliyor muydunuz?(https://www.northcyprusuk.com/kibris/bes-parmak-dagi-efsanesi-h2615.html adresinden ulaşabilirsiniz)
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.