banner913
banner932
banner1012

Eski Mısır'da şaşırtıcı cinsel yaşam tercihleri

banner1020

Arılarla Vibratörden Nil Nehrine Karşı Mastürbasyona: Antik Mısır’da Cinsel Yaşam Hakkında Duyunca Şaşıracağınız 13 Gerçek

banner974
Eski Mısır'da  şaşırtıcı cinsel yaşam tercihleri

banner971

 

Eski Mısır’da seks, modern Batı bağlamında olduğundan çok farklı bir zevk evrenindeydi. Ancak bu, eski Mısırlıların düşünebildikleri her şeyi yaptıkları veya eski Mısır’da çılgın partilerin olduğu anlamına gelmiyor. Örneğin, eski Mısırlılar bunu yapan hayvanların görsel tasvirlerinin insan-insan ilişkisinden daha az rahatsız edici olduğunu düşünüyorlardı. Eski Mısır’daki cinsellik öyküsünde hayvanlarla, cesetlerle ve kardeşlerle ilişki temsillerinin hepsinin yeri var. Oldukça tuhaf şeyler olduğunu da eklemek gerek. İşte Antik Mısır’da cinsel yaşam ve 13 şaşırtıcı gerçek.

1. Mumyalama süreci sırasında nekrofili yaşanıyordu

 antik mısır
Çoğu insan eski Mısırlıların mumyalama uyguladıklarını biliyor ancak işlemi gerçekleştiren mumyacılar her zaman bedenlere saygı duymuyordu. Yazar Herodot, en az bir mumyacının güzel bir kadının cesediyle yattığı söylentilerine yazılarında yer verdi. Bu da mumyacılar ile ünlü veya özellikle çekici kadınların bedenleri arasındaki ilişki konusunda endişelere yol açtı. Herodot’a göre, nekrofiliye karşı korunmak için aileler, çok güzel olan kadınların bedenlerini hemen mumyacıya teslim etmiyorlardı. Bunun yerine, aileler cesedin birkaç çürümesini bekliyorlardı.

 2. Doğum kontrolü için timsah gübresi ve akasya sakızı kullandılar

antik mısır
Modern medeniyetler gibi, eski Mısırlılar da aile planlamaları üzerinde kontrole sahip olmak istiyorlardı. Bu da onların bazı doğum kontrol yöntemleri geliştirmelerine yol açtı. Eski papirüslerde yer alan ayrıntılı bir yazıda, cinsel ilişki sırasında “rahmin ağzını kapatmak” için akasya ağacı özünden yapılan sakızı kullandıklarını ileri sürülüyor. Başka bir yöntem ise vajinanın içine bal ve sodyum bikarbonat kombinasyonu uygulamaktı. Diğer bir seçenek ise timsah gübresiydi.

 3. Kleopatra’nın arılardan vibratör yaptığı biliniyor

antik mısır
Kleopatra’nın çekiliciği dillere destandı. Bu güzel kadının birçok erkeğin başını döndürdüğü biliniyor. Romalılar Mısır’a geldiğinde, Kleopatra’nın Jül Sezar ile gayri meşru bir oğlu oldu. Daha sonra, hayatına mal olan Mark Antony ile romantik bir bağ kurdu. Ancak yatak odası boşaldığında, Kleopatra’nın kendini eğlendirmek için başka yollar bulduğu iddia ediliyor.

 Söylentilere göre ya içi boş bir kabak ya da boş bir papirüs kutusunu (kaynaklar farklı) kızgın arılarla doldururdu, sonra bu cihazı vibratör olarak kullanırdı. Bu hikaye ispatlanamamış bir söylenti.

4. Hayvanlarla cinsel ilişki sanatta önemli bir rol oynuyor


Özellikle, MÖ 3000 yılına kadar uzanan Mısır hiyeroglifleri, insanların hayvanlarla uyuduğunu tasvir ediyor. Mısır tanrıları ve tanrıçaları genellikle hayvan şeklini alıyorlardı. Bu nedenle hiyerogliflerde çizilen insan-hayvan ilişkisi fikri ile ilahi bir bağlantı vardı. Ayrıca, eski Mısırlılar bir insan ve bir hayvan arasında tasvir edilen fiziksel eylemlerin görsel olarak iki insan arasındaki eylemden daha az saldırgan olduğunu düşünüyorlardı.

 Bu yüzden bazıları, hiyerogliflerde hayvanlarla ilişki gibi görünen şeyin, insan-insan ilişkisinin kodlanmış bir temsili olduğunu savunuyor.

5. Ensest eski Mısır tanrıları, tanrıçaları ve kraliyet ailesi arasında yaygındı

antik mısır
Eski Mısır’daki çoğu insan ensest ilişkiye girmedi. Ancak Mısır kraliyet ailesi ve mitolojik tanrılar genellikle kardeşleriyle evleniyordu, onlardan çocuk yapıyorlardı. Seth ve Nephthys, Osiris ve Isis, Shu ve Tefnut, Mısır mitolojisindeki kardeş çiftlerden sadece birkaçı. Kraliyet ailesi de tanrıları taklit etmeyi sevdiği için, Mısır’ı yöneten kardeşler sık ​​sık birbirleriyle evlendiler.

 Ne yazık ki, tüm bu evlilikler birçok genetik kusurun bulunduğu zayıf bir soy ağacına yol açtı. Bilim insanların, örneğin Kral Tut’un, diğer bozuklukların yanı sıra dejeneratif bir kemik hastalığı, yarık damak ve kavisli bir omurgaya sahip olduğuna inanıyor.

6. Kimse bekaretle ilgilenmiyordu

antik mısır
Mısırlılar bakireliğe fazla önem vermediler; bir bakireyle evlenmenin hiçbir önemi yoktu. Evlilik öncesi ilişkiler açık bir şekilde uygulanıyordu ve evli olmayan iki kişi arasında olduğu müddetçe damgalamalar da yoktu. Ayrıca bekaret, kadın bekaretini tanrısallığın yanına koyan ve cinsel kısıtlamayı bir erdem olarak gören Romalılar için olduğu gibi, aynı dini öneme sahip değildi.

7. Sadakatsizliğin cezaları son derece ağırdı ancak yalnızca kadınlar için

 
Evlilik öncesi ilişki gayet normal olsa da, evlendikten sonra kişilerin ailelerine bağlanması bekleniyor ve yasak ilişki bu durum doğal olarak hoş karşılanmıyordu. Eski Mısırlılar özellikle evli kadınları kutsal saydılar, bu nedenle evlilik dışı ilişkilerde bulunmak büyük bir ahlaki ve sosyal tabuydu. Öyleyse, sadakatsizlikten suçlu olanlara verilen cezaların son derece sert olması şaşırtıcı değil. Evli bir kadınla rızaya dayalı bir ilişki, her iki tarafın da kırbaçlanmasına, sakatlanmasına veya bazı durumlarda idam edilmesine neden olabiliyordu.

 Elbette, evli olmayan bir kadınla yatmış evli bir adam ise toplumdan biraz dışlanıyordu. Ancak kesinlikle ağır cezalar almıyordu. Eski Mısır’da boşanmaya yalnızca iki koşulda izin veriliyordu; çocuksuzluk ya da karının sadakatsizliği.

8. Firavunlar törenle nil nehrine karşı mastürbasyon yapıyordu


Eski Mısır efsanesi, tanrılarını ve tanrıçalarını yaratmak için insanın doğumunun biyolojisiyle ilgilenmiyordu. Kozmolojiye göre, ilk tanrı Atum yoktan var edildi, birdenbire ortaya çıktı. Kendini bir ilkel sızıntı havuzundan yarattı, sonra dünyayı yapmak için çalışmaya başladı ama önce mastürbasyon yaptı.

Hemen ardından tanrı Shu ve tanrıça Tefnut’u ağzından tükürdü ve onlar da daha fazla tanrı ve tanrıça ve medeniyetin daha fazla yönünü yarattı. Eski Mısırlılar bu hikayenin mastürbasyon kısmını kritik olarak gördüler, bu nedenle erkeklerin öz hazzı neredeyse ilahi bir unsur olarak kabul gördü.Firavunların törenle Nil’e mastürbasyon yaptıklarına dair kayıtlar bile var.

9. Cinsel pozisyonlar resmedilmişti


Eski Romalıların aksine, eski Mısırlılar erotik resimlerde ilerici değillerdi. Yine de bazı erotik görüntüler vardı. Bunun en ünlü örneği bir dizi cinsel vinyet (grafik tasarım) içeren Turin Erotik Papirüsüydü. Papirüsün üçte ikisi, genç bir kadınla cinsel ilişkiye giren darmadağınık bir adamı tasvir ediyordu. Her biri bir sonrakinden daha cesur ve yaratıcı olan, farklı pozisyonları gösteriyordu.

Pek çok uzman, Turin Erotik Papirüsünün eski Mısırlıların hiciv fikri olduğunu, uyarılma amaçlı bir şey olmadığını düşünüyor.

10. Tarihte bilinen ilk oral seks kaydı Mısırlılara ait


Osiris Diriliş eski Mısır mitolojisinde bir klasik. Aynı zamanda tarihte bilinen ilk fellatio (oral seks) kaydı. Tanrı Seth, kardeşi Osiris’i öldürür ve onu parçalara ayırır, ancak kız kardeşi Isis, Osiris’i diriltme umuduyla farklı parçaları yeniden bir araya getirir. Tek bir sorun vardır; Osiris’in penisi kayıptır. Böylece Isis, çamurdan yeni bir penis yaratır ve içine üfler. Bu aksiyon Osiris’i ölümden döndürür.

11. Erkek cinsel organlarına çok önem veriliyordu


Eski Mısırlılar, refah ve doğurganlığın sembolleri olarak hem erkek hem de dişi cinsel organları temsil edecek şekilde biçimlendirilmiş muskalar takarlardı; Kadın üreme organlarına benzerlik gösteren deniz kabukları buna bir örnekti. Mezarlara oyulmuş, bazıları yaklaşık MÖ 2500 yılına dayanan rölyefler, Mısır’ın cinsel organlarla ilgili başka bir erken endişesini de gösteriyor; sünnet uygulaması.

Lizbon Üniversitesi’nden bir bilim insanı olan Paula Veiga’ya göre, “Cerrahi terimlerle, sünnet Mısır’daki bilinen en eski ameliyat olabilir.” Benzer şekilde Herodot, rahiplerin düzenli olarak tıraş olmak ve sünnet olmak zorunda kaldığını kaydetti. Ancak kabartmalar bebeklerin değil, ergenlik çağına yaklaşan erkek çocuklarının sünnet edildiğini gösteriyor. Veiga, bunun Mısırlıların sünneti bir geçiş ayini olarak görmelerinden kaynaklandığını iddia ediyor.

12. Antik Mısır’da meninin omurgadan geldiği düşünülüyordu


Eski Mısırlılar, meninin nereden kaynaklandığı konusunda benzersiz bir anlayışa sahipti. Meni efsanelerin çoğunda yüksek ve manevi bir rol oynasa da, Mısırlılar omurganın vücudun bu kutsal maddeyi üreten parçası olduğunu düşünüyorlardı. Spinal kolondaki kutsal bir omurdan geldiğini düşündüler. Ve bu bakış açısı yıllar sonra kabul edilmiş bir gerçek olarak kaldı. Platon bile buna inandı ve meni “omurgadan yumuşak bir akış” olarak tasvir edildi.

13. Antik Mısır’ın temel efsanelerinden biri iki Tanrı ve bir meni içeriyor


Eski Mısır mitinin Seth ve Horus efsanesi, kültürün; seks, doğurganlık, kökenler ve güç hakkındaki inançlarıyla ilgili benzersiz bir cinsel bileşene sahip. Efsaneye göre, çekişmeli bir ilişkisi olan tanrılar Seth ve Horus dinlenirken yatar ve Seth, Horus’la birlikte olmaya çalışır. Diğer tanrılar Horus’un bu çiftleşmedeki pasif taraf olduğunu öğrenirlerse, ondan uzak duracaklardır. Bu nedenle Horus’un annesi İsis araya girer.

Horus, Seth’in menisini vücuduna giremeden elinde yakalar ve nehre atar. Sonra Isis, Horus’un menisini alır ve Seth’in yattığı yerin üzerine yayar. Bu aldatmacadan dolayı tanrılar, Seth’in aktif değil pasif olduğuna karar verir. Bu sayede Horus, Mısır’ın kralı olur.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.