banner913
banner932
banner1012

“Yıkılan sadece binalar değil anılardır”

banner1020

banner974
“Yıkılan sadece binalar değil anılardır”

banner971
Ortaköy Halk Fırını ile ilgili duygularını sosyal medya hesabından paylaşan Doğa Özılgaz Nalbantoğlu’na çeşitli yorumlar yapıldı. Yapılan yorumların bazıları şöyle:
 
Hasan Yılmaz Işık:
“Harika bir öykü! Herkese anılarını yeniden yaşatan geçmişi geri getiren bir zaman tüneli gibi ben de o Ortaköy yolundan camide okuduğumuz ilkokula Köprü başındaki evimizden mahallenin çocukları ile iki yıl yürüyerek geçtik. Fırın açıldığı zaman öğretmenimiz bizi sınıfı alıp oraya götürmüş yediğimiz ekmeklerin tadı damağımızda kokusu burnumuzda kalmıştı! Asaf dayı diye aklımızda kalan fırıncının bir oğlu vardı Şener diye bildiğimiz bizim sınıfta ya da okulumuzda idi. Sonraki yıllarda bir fırın da o Marmara yolu üstünde açmıştı Asaf dayının oğlu. Şimdi o fırın da mı yok? Önünden Her geçtiğimizde terk edilmiş bu fırın mekanının hüzün veren tablosu maziyi çağrıştıran anılarımızı buruk da olsa çağrıştırması bile ayrı bir değerdi. Şimdi ise yıkılmış halini gördüğümüz resimdeki bir mekan değil anıların mazinin birer birer yok edildiği bir geçmiştir meğer ki bunu yaşatacak öyküleri dile getiren eserlerin kaleme alınıp ebedileştirilsin! Bunu teşvik eden bir kültüre ve kabiliyete sahibiz yeter ki o ilgiyi gösterebilelim!
 
 
Pembe Keskin
Ben da o fırında büyüdüm çünkü evimiz fırının arkasındaydı ekmeği olsun çöreği olsun hele gabıklı fısdığı fırından çıktığı zaman oralarda kokusundan durulmazdı. Asla o günleri unutmadım.
 
Güzin Atik
Biz her Lefkoşa’ya ve Girne’ye geçeceğimizde sizin fırından o nefis çöreklerden ve mis gibi tüten fıstık alıyorduk. Bilmem hiç denediniz mi ama çörekle fıstık yiyerek Girne’ye gidiyorduk. Çok lezzetli oluyordu. Kim derdi ki bu fırın sahibinin torunuyla akraba olacağımızı. Hayat böyle güzel tesadüfler ve güzel anılarla çok güzel....
 
Ahmet Ustaoğlu
Ben Baf’lıyım ama Lefkoşa’ya büyük amcamlara geldiğimde boğaza giderken Ortaköy’den geçer çörek fıstık alırdık her zaman .. çöreğin içini yedikden sonra içerisini fıstık doldurur sanduviç yapardım.. üzüldüm yıkılmasına çok anılarımız var çok..
 
Melike Mut Ergen
Biz o günleri yaşayan gerçek Ortaköylüleriz.
Her yıkım bin hüzündür. Yıkılan sadece binalar değil anılardır da. Ortaköy’ün çehresi değişiyor diyeceğiz. Yapacak bişey yok. Gidenlere Allah rahmet eylesin. Acı olan Arkada kalanların bazı manevi değerleri kaybetmesidir.
 
Bilge Ünaylıer
Ogadar güzel yazıp özetledin ki gerçekten bütün çocukluk yıllarımız birer birer gözümün önünden film şeridi gibi geçti gitti resmen. Pazar sabahları uyanır uyanmaz Rahmetli Babamın biz kalkmadan gidip mis gibi tüten Çörek, Helva, Fısdık alıp eve getirmesi bizi hiçbişey bugadar mutlu edemezdi.A slında olayın Özeti bu:B ukadar güçük basit şeylerden nekadar büyük mutluluk yaşarmışız ve ne güzelmiş o günler...
 
Sevgi Döveç
O kadar güzel anlattın ki ben de duygulandım... o sokağın üzerinde her köyden şehere gelişimizde mutlaka duranlardan biri de bizdik...
Bilhassa yurt dışından yeni geldiğimiz için aradağımız bir çok damak tadı zevklerimizi orda mutlaka bulurduk.
Cıvıl cıvıl olduğu yıllardı...şimdilerde herşeye ve herkese öyle yabancılaştık ki o günleri gıbtaynan arar olduk hepimiz.
 
 
Ahmet Özdenek
Cocukluğumuz bambaşkaydı. O fırında, arkasındaki süpürge fabrikasına dönüştürülen sinemada, Serkan abimlerin evin merdivenlerinde, Fuat dayımların bahçesinde ne anılarımız var. O zamanlar her şey çok güzeldi. Babam 8 yaşındaymış fırını inşa ederlerken. Babam bile çıplak ayaklarıyla saman, toprak ve suyun karıştırılmasına yardım edermiş çocuk yaşına rağmen da öyle yaparlarmış kerpici. Damını yapmak için getirilen varilleri kesip düzleştirirlermiş. Hepsi tırnaklarıyla yapmış o fırını. O Fırını yapmadan önce karşısındaki baraka kahvede Dedemle babam hem Nenem but pastırma hem normal pastırma yaparlarmış. Kuzey ve Güney Kıbrıs dahil, Limasol’dan Baf’a oradan Omorfo’ya, Karpaz’a gadar tüm adaya satarlarmış o güzelim pastırmaları. Nenemlerin Müesser deyzemlerin Güvercinli park kısmı arkasındaki barakadan olan evlerinde az galmadım geceleri babamlar bir yere gidecek olsa bizi oraya bırakırlardi. Halamın ayak ucunda uyurdum. Çok gızardı bana match box oyuncak arabalarıyla oynardım diye. Ne günlerdi be. En çok da Müesser deyzemle Halil İbrahim Polat eniştemin bulgur köftesini ve lahmacunlarını özlerim.
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.