banner913
banner932
banner1012

Yasakçı zihniyet, şeffaf yönetim zihniyetiyle değişmeli

banner1020

Casino İşletmecileri Birliği Başkanı Arkın, devlete egemen olan yasakçı zihniyetin, şeffaf yönetim zihniyetiyle değiştirilmesi sadece casino sektörünün değil, tüm sektörlerin önünü açacağını vurguladı

banner974
Yasakçı zihniyet, şeffaf yönetim zihniyetiyle değişmeli

banner971
 
 
Casino İşletmecileri Birliği Başkanı Ahmet Arkın, yayınladığı bir makale ile ülkemizde casinolara yasak yaklaşımının devletin ayıbı olduğunu savundu.
Devletin kumar konusunda kendisiyle çelişki içinde olduğunu zira, kazı kazan ve lotoların tümünün birer kumar türü olduğunu belirten Arkın, bunların devlet eliyle oynatılırken, casinolara yerli vatandaşların girişinin yasaklanmasının tam bir tezatlık olduğuna dikkat çekti.
Arkın, devlete egemen olan yasakçı zihniyetin, şeffaf yönetim zihniyetiyle değiştirilmesi sadece casino sektörünün değil, tüm sektörlerin önünü açacağını vurguladı.
Casino İşletmecileri Birliği Başkanı Ahmet Arkın’ın yayınladığı makale şöyle:
“Geçtiğimiz günlerde yazmış olduğum bir başka makalede "Ülkemizde eksikliğini hissettiğimiz ama özellikle şans oyunları sektöründe bizim her an yaşadığımız iki olgu: Kurumsal hafıza ve uzman eksikliğidir" şeklinde bir ifade kullanmıştım.
Şans oyunları sektörünün organizasyonu ve geliştirilmesi çok kapsamlı bilgi, tecrübe ve uzmanlık isteyen bir konudur. Şans oyunlarının çağdaş kurallara uyumlaştırılmadığı dönemlerde ortaya çıkan sorunları yazmama gerek yok: Bunlar tarihe geçmiş, hakkında filmler yapılmış, sonunda Las Vegas gibi bir kentin oluşmasına da neden olmuş vakalardır.
Kumarı yasalara bağlayan devletler ciddi gelirler elde edebilmektedirler. Örneğin Devlet Piyangoları yasalar çerçevesinde devletin uhdesindeki bir kumar türüdür. Kazı kazan ve lotoların tümü de kumar türleridir.
İşte tam bu noktada karşımıza bir paradoks çıkmaktadır: Devletin kumarla ilgili öncelikli görevi lisans kurallarına uyumu sağlamak ve toplumu bağımlılıktan korumak olmalıdır. Ancak devlet bir yandan kumarın reklamını özel sektöre yasaklarken diğer yandan kendi uhdesindeki bu kumar türlerinin oynanmasını yaptığı reklam aracılığıyla teşvik etmekte ve oynanmasını yaygınlaştırmaya çalışmaktadır.
Kumarın reklamını yapan devlet, bunun sonuçlarıyla ilgili hiçbir çalışma yapmamaktadır. Klasik yaklaşımın örneği olarak devlet bunu da sadece bir gelir elde etme mekanizması olarak görmekte, bunun toplumsal etkilerine bakmayı hiç mi hiç düşünmemektedir. KKTC devletinin bunu yapabilecek bir organizasyonu ve bir örgütlenme şekli zaten yoktur.
Kumarın ülkemizdeki tarihi çok eskilere gitmektedir. Özellikle yasal çerçeve dışındaki kumara tarihin çok gerilerinde de rastlarken, bunun geleneksel uzantısı olarak kahvelerde, spor kulüplerinde oynanan çeşitli oyunlar aracılığıyla da devam ettiğini söyleyebiliriz.
Casino sektörü ise 1978'den beridir ülkemizde yaşam sürmektedir. Bugün gelinen noktada tüm 5 yıldızlı konaklama tesislerini oluşturan bu sektör, yıllardır çağdaş bir Şans Oyunları Yasası için mücadele etmektedir. Evet, yanlış okumadınız. Neredeyse ilk anda "uzlaşmaz bir çelişki" olarak görünen bu durum ülkemizde ters yüz edilmiştir: Sektör çağdaş bir yasa için çaba harcarken devlet bu konuda deyim yerindeyse "kılını kıpırdatmamaktadır".
Güneyde casino açılması için çalışmalar yapılırken, biz sektör temsilcileri olarak bu süreci yakından takip ettik. Süreci izlemekle de kalmayıp, ihale şartları nedeniyle AB'den onay almaları gereken yasalarının resmi İngilizce çevirisini satın alarak, Türkçeye çevirttik ve buradaki ilgili tüm yetkililere ulaştırdık.
Güneyin yaptığı yasa çağdaş bir yasaydı ve öyle olmak zorundaydı. ihaleye katılacak dünyanın önde gelen firmaları da nereye başvuracaklarını açık ve net olarak görmek isterlerdi tabii. Birkaç değişiklikten sonra orası çağdaş bir yasaya kavuştu.
Yarım asırlık bir Casino geçmişi olan bizler, gıpta ile baktık Güney komşumuza. Daha salonları açılmadan, yasaları yürürlükte, Şans Oyunları Kurulları oluşmuş, mekanik, elektronik, finansal ve sosyal denetim mekanizmaları oluşturulmuş, yasakların yerini daha şeffaf yönetimlerin aldığı bir yapı ortaya çıkmıştı.
Devlet yapımızın sonucu mu bu durum? Bilemiyorum. Ancak şu kadarını iddia edebilirim: Devlete egemen olan yasakçı zihniyetin, şeffaf yönetim zihniyetiyle değiştirilmesi sadece bizim sektörümüzün değil, tüm sektörlerin önünü açacaktır. Çağımız devletin yol gösterici rol üstlendiği şeffaf yönetim çağıdır. KKTC olarak çağı yakalamak istiyorsak olaylara bakış perspektifimizi yasakçılıktan çıkarıp şeffaf yönetime yönlendirmeliyiz. Devlet öncelikle insanına güvenmeli ona güven vermelidir. Umarım felaketlerle dolu geçen 2020'yi geride bıraktığımız bu günler sonrasında, 2021 sadece sektörümüze değil tüm sektörlere umut veren bir yıl olur. Bu vesileyle tüm halkımıza mutlu ve sağlıklı yeni bir yıl dilerim.”
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.