banner913
banner932
banner1012

“Kıbrıslı Türklerin toplumsal var oluşu tehlikede”

banner1020

Toplumsal Varoluş Platformu, TC ile KKTC arasında imzalanan protokolü “teslimiyet protokolü” olarak nitelendirdi ve Kıbrıslı Türklerin toplumsal var oluşunun tehlikeye düştüğünü belirtti

banner974
“Kıbrıslı Türklerin toplumsal var oluşu tehlikede”

banner971

Toplumsal Varoluş Platformu, TC ile KKTC arasında imzalanan “2022 Yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü” hakkında dün KTAMS 50’nci Yıl Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.
Protokolün “teslimiyet protokolü” olduğunu savunan sendika yetkilileri, ülkeye birlikte sahip çıkma zamanının geldiğini belirterek, halka mücadele çağrısı yaptı.
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, protokolün, “teslimiyet protokolü” olduğunu savunarak, Kıbrıslı Türklerin toplumsal var oluşunun tehlikeye düştüğünü ileri sürdü.
Halkın bilinçli bir şekilde yoksullaştırılarak, göç ettirilmek istendiğini savunan Bengihan, ülkenin geleceğinin teslim edilmek istendiğini iddia etti.
Bengihan, “Buna geçit vermeyeceğiz. Herkes haddini bilecek, hodri meydan” dedi.
“Şu an bir dönüm noktasındayız” diyen Bengihan, bu ülkeyi yurt bilen herkesin  ülkenin geleceği için mücadele etmesi gerektiğini söyledi.
KTAMS Başkanı Bengihan, protokolü, uluslararası alana, Türkiye’ye taşıyacaklarını da belirterek, “Kıbrıslı Türkleri asla yok edemeyeceksiniz” dedi.
Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı da, “hükümetin memur görevi yaptığını” iddia ederek, “Toplumu yok etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar, yeter ki o koltuklarda otursunlar” şeklinde konuştu.
Dünyada ülkeler arasında protokoller imzalanabileceğini ifade eden Bıçaklı, bir ülkenin emeklilik yaşının kaç olacağını başka ülkeden teknisyenlerin anlatmasının doğru olmadığını anlattı.
“Toplumu yok edecek kararlar almaktan vazgeçin, yetkiniz yoktur. Zorlarsanız bunun siyasi bedelini çok erken zamanda ödeyeceksiniz” diye konuşan Bıçaklı, toplumla birlikte ülkeye sahip çıkma zamanının geldiğini kaydetti. Bıçaklı, “Ya var olacağız ya da yok olacağız” dedi.
Dev-İş Başkanı Koral Aşam da, protokol metninin içerisinde para, ekonomi ve kalkınma olmadığını savunarak, protokolün “istibdat projesi” olduğunu öne sürdü.
Protokolde, “millet iradesinin önündeki engellerin kaldırılması konusunda gerekli tedbirler alınacaktır” maddesi yer aldığını belirten Aşam, bu maadeyi eleştirdi.
Toplu iş sözleşmesi ve Sendikalar Yasası ile ilgili maddelere de dikkat çeken Aşam, toplu yürüyüş ve gösteri hakkına da halel getirecek noktalar olduğunu öne sürdü.
Koop-Sen Başkanı Mehmet Ali Güröz de, “protokolün Kıbrıslı Türklerin kültürüne ve kimliğine müdahale olduğunu” iddia etti.
Yabancıların KKTC’ye yatırım yapmasıyla ilgili maddeye işaret eden Güröz, amacın, büyük şirketlerin Kıbrıslı Türk ortak almadan KKTC’ye yatırım yapması olduğunu kaydederek, bu konuda endişelerini belirtti.
Kıbrıslı Türk özel sektörünün bu yasayla batırılacağına inandıklarını ifade eden Güröz, birlikte mücadele çağrısı yaptı. Yabancıların mülk edinmesinde kısıtlamaların kaldırılması konusuna da değinen Güröz, Kıbrıslı Türklerin “topraksızlaştırılması vatansızlaştırılması” kaygısı taşıdıklarını söyledi.
El-Sen Başkanı Kubilay Özkıraç da, protokolün, “imha, asimilasyon, ilhak protokolü” olduğunu ileri sürdü. Protokolü eleştiren Özkıraç, direneceklerini kaydetti.
Kıbrıslı Türklerin üretimden koparıldığını ifade eden Özkıraç, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun üretiminin özelleştirilmek istendiğini öne sürdü.
Topluma, “Bu duyarsızlık kalksın artık” diye seslenen Özkıraç, bürokrasi, kültürün darmadağın edildiğini iddia etti.
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş ise, “laik yaşam biçiminden vazgeçmemiz mümkün değildir” diyerek, gidecek başka ülkeleri olmadığını ifade etti.
“Milli irade” eleştirisinde bulunan Maviş, milli iradenin otoriteyi ifade ettiğini ileri sürdü. Millet iradesinden kastın, bağımsız kurumlar yani yargı, Anayasa Mahkemesi, Kamu Hizmeti Komisyonu olduğunu savunan Maviş, bağımsız kurum istenmediğini öne sürdü.
“Laik duruşumuzu hazmedemiyorlar” diyen Maviş, laikliğin, din ve vicdan özgürlüğünün temeli olduğunu kaydetti. Maviş, “protokolün satın alma belgesi olduğunu” öne sürerek, imza atanlara hesabını soracaklarını belirtti.
“Kültürleme ve sosyalleşme” sürecinde okulda öğrenciyi etkileyen en önemli unsurun öğretmen olduğunu ifade eden Maviş, protokolde, eğitim programlarının milli şuura uygun şekilde değiştirilmek istendiğini savundu. Öğretmenin laik duruşundan rahatsız olunduğunu öne süren Maviş, öğretmenin niteliğinin değiştirilmek istendiğini iddia etti.
Atatürk Öğretmen Akademisi’nin tasfiye edileceği iddiasında bulunan Maviş, “Teslimiyet protokolüne kabul etmiyoruz” diyerek, buna karşı durulması gerektiğini söyledi.
KTOEÖS Eğitim Sekreteri Ali Yaman Işık da, protokolün “Kıbrıslı Türklerin kalkınmasıyla ilgili değil, yok edilmesiyle ilgili bir plan olduğunu” ileri sürdü.
 “Bizlere dayatılması planlanan programlar ile kara zihniyeti aşılamamızı mı amaçlıyorlar?” sorusunu soran Işık, aile danışmanlığı ile ilgili maddeyi de eleştirdi.
Ali Yaman Işık, Girne Öğretmen Evi’ne 4.5 Milyon TL gibi para ayrılırken, okullara hiçbir bütçe ayrılmamasına da tepki gösterdi.
Tıp-iş Başkanı Mustafa Taşçıoğlu ise, protokolde yer alan her iki ülkenin sağlık sisteminin uyumlaştırılması maddesini eleştirerek, TC ve KKTC’nin ayrı devletler olduğunu söyledi ve bunun “ilhak” anlamına geldiğini öne sürdü.
Kamu-Sen Başkanı Metin Atan ise, ülkenin yönetiliş biçiminde bir sıkıntı olduğunu savunarak, “Siz yönetemezseniz, birileri gelir sizi yönetir, bu bir kuraldır” dedi ve hükümeti eleştirdi.
Yok oluşa doğru gidildiğini dile getiren Atan, TC’nin bazı konularda olsa da,  esas sorumlunun ülkedeki yöneticiler olduğunu iddia etti.
Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir ise, sosyal medya başta olmak üzere tüm iletişim araçlarından dezenformasyona yönelik sınırlandırma yapılması maddesini eleştirdi.
Düşünceleri yüzünden Türkiye’ye girişi yasak olan birçok kişi olduğunu belirten Kişmir, bugün düşünceleri yüzünden kendilerine dava açılan parti başkanları, sendika başkanları ve gazeteciler olduğunu söyledi.
Konuşmaların ardından basın mensuplarının soruları da yanıtlandı. “Eylem veya miting yapılacak mı?” sorusu üzerine KTAMS Başkanı Güven Bengihan, mücadeleyi genişleterek, daha etkili, daha sert, ezber bozan tepki ortaya koyacaklarını ifade etti.
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.