banner913
banner932
banner1012

Kapalı Maraş’a kademeli sivilleştirme

banner1020

1974'ten beri kapalı olan ve 'hayalet şehir' olarak bilinen Maraş bölgesi gazetecilerin ziyaretine açıldı. Dışişleri Bakanı Özersay, Kapalı Maraş’ın kadame kademe olarak sivilleştirileceğini açıkladı

banner974
Kapalı Maraş’a kademeli sivilleştirme

banner971

Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı, Kapalı Maraş’ın dünkü durumunun geniş kitlelere anlatılabilmesi amacıyla, basın mensuplarına yönelik Kapalı Maraş gezisi düzenledi.

Ziyarette Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da yer aldı. 

Kapalı Maraş gezisinin başında basın mensuplarına Kapalı Maraş’la ilgili bilgi verildi.

Kapalı Maraş’a otobüsle gidilirken üç noktada durularak basın mensuplarına fotoğraf çekme imkanı tanındı. Gazetecilere önce Kıbrıs Türk Telekomünikasyon Dairesine ait çalışır durumda bulunan bir bina ve Mağusa’nın Fethinde şehit düşen Pertev Paşa’nın türbesinin de bulunduğu Aziz Varnavas Caddesinde; ardından 1938 yılında inşa edilen Bandabulya’nın ve pek çok uluslararası markanın mağazasının da bulunduğu Evegaros Caddesinde; en son ise açılışı Makarios’un da katılımıyla 20 Mayıs 1974’te yapılan yüzde 58’i İngiliz Kraliyet Ailesinin olan Golden Sands Otelde fotoğraf çekme imkanı tanındı.

Golden Sands Oteli, Kapalı Maraş’ta 1974 olayları esnasında İngiltere Kraliyet Ailesinin ricası üzerine, içerisindeki eşyalarla birlikte muhafaza altında tutulan tek bina.

Altyapıda yıllar içerisinde oluşan bozulmalar ve binaların yıkılma tehlikesinden dolayı basın mensupları belli sınırlar içerisinde hareket edip fotoğraf çekme zorunda kaldı.

MARAŞ 

Yasak bölge olarak ilan edilen bölgenin 3.4 kilometre sahil şeridi bulunuyor. Bölgede 8 bin 394 adet daire ve işyeri, 21 banka şubesi, 7 kilise, 1 mescit, 45’i apart otel olmak üzere 135 otel (12 bin yatak), 17 tiyatro ve 7 sinema bulunuyor.

ÖZERSAY

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kapalı Maraş’ın muhtemelen kadame kademe olarak sivilleştirileceğini, mülkiyet hakkı konusunda da eski sakinler ve Vakıfların haklarının gözetileceğini söyledi. 

Kudret Özersay, basın için düzenlenen Maraş gezisi çerçevesinde Orduevinde yaptığı açıklamada, “Bunun, uzun yıllar sonra gerek kamu oyunun gerekse uluslararası kamuoyunun bu bölgeye ilişkin olarak birtakım önyargılarının kırılması ve kendine göre herkesin gerçeği kendi perspektifine göre değerlendirmesine imkan sağlayacağını düşünüyorum” dedi.

Gezinin bir başlangıç  olduğunu, bir taraftan Kapalı Maraş’taki çalışmalar sürdürülürken bir taraftan da dünyadaki farklı aktörlerin burayı doğru okumasını sağlayacak imkanlar yaratma düşüncelerinin olduğunu ifade eden Özersay, “Her karar kendi dönemi içerisinde değerlendirilmelidir. 1974’ün ertesinde Maraş’ın kapalı bir bölge olarak tutulması yönünde siyasi bir karar verildi. O dönemin şartları içerisinde bu kararı değerlendirilmesi çok daha doğru olur. Bugüne geldiğimize hükümet olarak Kapalı Maraş gibi bir yerin askeri bir bölge olmasını makul ve mantıklı bulmuyoruz. Muhtemelen kademeli bir biçimde sivil bir bölgeye dönüşmesiyle ilgili bir perspektifi içeren bir politika olacak” dedi. 

Yirmi birinci yüzyılda Kapalı Maraş’ın kapalı olmasını gerektirecek askeri bir gereklilik kalıp kalmadığının sorgulanması gerektiğini belirten Özersay, alınacak kararlarda bu noktanın da dikkate alınacağını belirtti.

Bazı adımlar atma kararlılığında olduklarını da belirten Özersay, “Bunu çok uzun bir zamana yayma düşüncemiz yoktur” dedi.

Kıbrıs Rum kesimi ile görüşmelerde Kapalı Maraş’ın ele alınması konusu ile ilgili olarak Özersay, Kapalı Maraş’ın defalarca görüşmelerde gündeme geldiğini, hiçbir zaman bir sonuç alınamadığını kaydetti ve “Buranın eski sakinlerini bir noktada muhatap kabul eden paydaş kabul eden (bir yaklaşımdır) ama Kıbrıs Rum siyasi liderliğini muhatap kabul edip çözüm arayışı içerisine girecek bir yaklaşım değildir bu” dedi.

 “İnsan hakları perspektifini kaybetmeden hangi adımları atabiliriz? Bunun üzerinde duruyoruz” diyen Özersay, çalışmanın “Kıbrıs Rum tarafı ile bir müzakere ile ilişkili bir çalışma olmadığını” vurguladı.

Burada atılacak adımlarda Birleşmiş Milletler yetkililerini muhatap almadıklarını belirten Özersay, “Buraya ilişkin tasarruf tamamen KKTC’nin tasarrufudur” diye konuştu.

Kapalı Maraş’ın açılması gündeme geldiğinde BM Güvenlik Konseyi’nin 1980’lerde 550 numaralı kararı aldığının anımsatılması üzerine Özersay, “Kararın, 1980’lerde Kapalı Maraş kendi vatandaşlarımızın yerleşimine açılmaya çalışıldığında verilen bir reaksiyonun yansımasıdır. Hükümet olarak bu yönde, yani vatandaşlarımızın iskânına açacağımız yönünde bir beyanımız bir duruşumuz yoktur. İnsan hakları kurallarını, ilkelerini, mahkeme kararlarını dikkate alarak 21’nci yüzyıla uygun askeri bir bölgenin muhtemelen kademeli olarak sivil bölgeye dönüştürülmesi yönünde bir duruşumuz var” dedi.

BM kararlarını kendi el ve kolumuzu bağlayacak şekilde yorumlandığını kaydeden Özersay, “Bu ezberi bozacak şekilde hareket etmek gerektiğini  ve bu statükoyu kırmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Özersay, “Gerek eski sakinlerin gerekse Vakıfların haklarını gözeten bir politika güdeceğimizi söylüyorum” diye konuştu.

Mülkiyetle ilgili politikanın ne zaman şekilleneceği yönde bir soru üzerine Özersay, “Kapalı Maraş’a ilişkin başka bazı kararlar da envanter çalışması tamamlanmadan alınıp uygulanabilecek” dedi.


Özersay, “Vakıflar İdaresinin ve eski sakinlerin taşınmaz mallara ilişkin haklarını gözeten bu politika hayata geçirmemiz önümüzdeki aylar içerisinde hissedilecek. Yani bu yıllara yayılacak bir şey değil” ifadelerini kullandı.

Eski sakinlerin birer paydaş olduğunu ve onlarla bir ayara gelme süreci olacağını da açıklayan Özersay, “Belirli dönemlerde Vakıfların bu taşınmaz mallara ilişkin haklarını daha bir net ortaya çıkaran beleler de bulunmuştur. Koçan ve tapu belgeleri de bulunmuştur. Önemli olan iddialarda bulunmak değil, önemli olan şey bir noktada çözüm üretmektir” dedi.

Kapalı Maraş’la ilgili atılacak adımların bir çözümü olumsuz etkileyeceğinin yansıtıldığını, bunun gerçekleri yansıtmadığını kaydeden Özersay, “uluslararası hukuk çerçevesinde bir takım adımlar atılmalıdır bunlar çözüme engel şeyler değildir. Hayatın burada dondurulması, Kapalı Maraş’ın sivil hayatın dışında tutulması artık makul ve mantıklı olmaktan çıkıyor” dedi.

Kapalı Maraştaki malların kiralanması ve satılması konusunda ise Özersay,  “Eğer ayrı ve özel bir hukuki rejim düzenlenmeyecekse, KKTC’de geçerli olan mülkiyet rejimi o anlamda geçerli olur”  dedi.

Kapalı Maraş’taki tesislerin yurt dışından gelecek yatırımcılara verileceği yöndeki spekülasyonlarla ilgili olarak de Özersay, sahibi olan bir mülkiyeti bir yatırımcıya “gel senin olsun” şeklinde bir yaklaşım olamayacağını söyledi.

Kapalı Maraş’taki mülkler için Taşınmaz Mal Komisyonun devre gireceği ile ilgili iddialar konusunda ise Özersay, “Kapalı Maraş’ta özel bir hukuki rejim yaratmazsak, ortaya çıkacak olan durum KKTC’nin kendi mülkiyet hukukudur” dedi.

Özersay, Komisyona yapılan başvurulardan 300 civarındaki başvurunun Kapalı Maraş’a ilişkin olduğunu, başvuruların bir kısmının tazminat bir kısmının da iade talebi  içerdiğini kaydetti.

Hükümetin bölgedeki mülkiyet politikasıyla ilgili bir soru üzerine Özersay, “Mülkiyete ilişkin yönü, taşınır mallara ilişkin yönüne ilişkin pek fazla bir şey söylemek istemiyorum” dedi.

Kapalı Maraş’ın neden geçmişte açılmadığı sorusu üzerine Özersay, bu dönemde bu kararın alınmasının kendisi açısından yeni bir karar olmadığını, konuyu altı yıldır dillendirdiğini, kararın iki partinin oluşturduğu hükümetin bir kararı olduğunu kaydetti.

Kapalı Maraş’ın açılması konusunu 4’lü koalisyon hükümeti döneminde de gündeme getirdiğini
ancak konsensüs sağlanamadığını kaydeden Özersay, kararda Türkiye’nin bir etkisinin bulunmadığını söyledi.

Yabancı ve Güney Kıbrıs’tan basın mensupları için de benzer biz ziyaretin düşünülüp düşünülmediği sorusuna Özersay, bu yönde bir adım atılması için bir çalışma yürüttüklerini ancak şekillenmeden net bir şey söyleyemeyeceğini, Güney Kıbrıs’taki kamuoyu ve paydaş olarak gördükleri taşınmaz malların eski sakinlerinin sağlıklı bilgi almasını önemsediklerini söyledi.

Devam eden envanter çalışmalarıyla ilgili olarak ise, taşınmaz malların yanında taşınır mallarla ilgili olarak da çalışma sürdürüldüğünü kaydeden Özersay, bunların bir kesiminin eski eser niteliğinde olduğunu, envanteri tamamlanmış bir kısım eski eserlerin, eski eserler müzesi olarak tanımlanacak bir bina içerisinde bulunduğunu, envanteri henüz çıkarılmamış ancak koruma altında bulunan eski eserlerin de bulunduğunu; kiliselerden alınan, envanteri çıkarılan ikonlar bulunduğunu, tümünün kaydının bulunduğunu ve St. Barnabas’ta depoya taşınan ikonların bulunduğunu, kültürel mirasla sayılacak eserlerle ilgili envanter çalışmasının büyük ölçüde tamamlanmış olduğunu kaydetti.

Kasalarda muhafaza edilen kıymetli taşınır malların da bulunduğunu kaydeden Özersay, bu kasaların bir kısmının bir yere toplandığını ve koruma altında bulundurulduğunu; taşınamayan kasaların da yerinde güvenliğinin sağlandığını söyledi.

Özersay, “Taşınır mallarla ilgili de bir politika geliştirilmesi ve adım atılması söz konusudur. Uluslararası hukuk ve insan hakları kurallarını da dikkate alarak 21’nci yüzyılda daha fazla akla mantığa sığacak bir politikanın geliştirilmesi düşüncesi içerisindeyiz” dedi.

Taşınmaz mallarda, turistik, ticari, konut mahiyetinde olanlar şeklinde bir tasnif yoluna gidildiğini  kaydeden Özersay, örnekleme yöntemiyle de binaların dayanıklılığına yönelik inceleme çalışması da başlattıklarını söyledi.

Özersay, Kapalı Maraş’taki binaların pek çoğunun moloza dönüşeceğini ancak tümünün yıkılması gerektiği yönde yaklaşımının doğru olmadığını, önemli ölçüde binanın tamir edilebilir göründüğünü söyledi.

Kapalı Maraş’ta elektrik hatlarıyla ilgili çalışma yapılacağını da kaydeden Özersay, maliyetinin ancak çalışma sonucu ortaya konabileceğini söyledi. Özersay, bölgenin temizliği ile ilgili çalışma yürütüldüğünü,  yollarla ilgili de bir çalışma başlatılacağını belirtti.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.