BM’nin Güvenlik Konseyi kararı halȃ “Siyasi  eşitliğe sahip iki toplumlu, iki bölgeli federasyona dayalı kalıcı, kapsamlı ve adil bir çözüm…” istiyor. İnanılır gibi değil… Çoktan rafa kaldırılmış “federasyon” çözümünü gündemde tutmaya çalışan bir BM var karşımızda… BM GK kararındaki bu açıklama BM’nin halȃ geçmişte kaldığını gösteren bir açıklama… Türkiye ve KKTC açısından hiçbir anlamlı değer taşımayan ve iki devlet gerçeğini görmemezlikten gelen bu BM GK kararı, tamamıyla Rumların istedikleri sonuca gitmesini cesaretlendirmektedir. İşte bu yüzden BM sınıfta kalmıştır. Daha doğrusu GK sınıfta kalmıştır. Bu ada dünyanın başka bir bölgesinde olsa acaba BM’nin yine “federasyon çözümü önerisi geçerli tek çözüm olarak gündeme gelir miydi?... Hangi bölgede isterse olsun, iki devletin var olduğu bir adada böyle bir çözüm olamazdı.

O zaman neden Kıbrıs adasında “federasyon” çözümünden başka çözüm önerilmiyor? Nedeni açık ve net… Türkiye’nin güçlü olması ve KKTC Devleti’ni tanımış olması sorunun çözümünü kolaylaştıracağı yerde zorlaştırıyor. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Orta-Doğu’nun en güçlü devleti. Zayıf olan ise Rum tarafı ve onu destekleyen Yunanistan. BM GK zayıf olanı daima ödüllendirmek politikasını ön plana almıştır. Haklı olan değil. Zayıf ve kabul edilemez çözüm isteyen tarafları ön plana almıştır.  Neden bu.

Bu arada, AB’nin yıllardır Rumlara verdiği tam desteği de unutmamak gerekir. AB içinde bölünmüş bir ada olamazmış. Kıbrıs’ta birleşme olmadan AB, AB olamazmış saçmalığı ile konuyu saptırmaya çalışan bir AB politikası. Kıbrıs adasında dönüm noktası, 1983’de KKTC’nin bağımsız, egemen bir devlet olarak ilan edilmesidir. Bu önemli tarihi olaydan sonra AB çok hırçınlaşmış ve Rumların istediği federasyon çözümüne acayip odaklanmıştır. AB’nin bu politikası, BM GK’nin yeni kararlar almasını engelleyen bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Rumları kayıtsız, şartsız destekleyen AB’dir…BM değil… AB’nin Rum tarafına bu büyük desteği GK’ye büyük etki yaptığı ortadadır.