banner913
banner932
banner1032

SOSYAL MEDYANIN SESİ

banner1020

banner974
SOSYAL MEDYANIN SESİ

banner971
Türkiye bile Almanya ve başka ülkelerde partiler kurarak AP'na temsilci göndermeye çalışırken. AB vatandaşı Kıbrıslı Türklerin AP'e temsilci gönderememesi çok tuhaf olur. Geçen seçim bir Kıbrıslı Türk'ün seçilebileceğini hep beraber görmüştük. Bu defa da hiç düşünmeden sandığa gidip bir Kıbrıslı Türkü oraya göndermemiz gerekir. Kızılyürek ise son dört yılda AP'da gösterdiği performansla ve hali hazırda sahip olduğu oy potansiyeliyle buna en yakın kişi..
(Mete Hatay)
 
 
Taksim Sineması, Limasol’da bizim evin de elli adım ilerisinde…
Yandı ya da yakıldı geçenlerde…
İtfaiye, sinemanın yakıldığına inanıyor.
Yanmasa da yıkılacaktı zaten…
Kıbrıs trajedisinin bir yüzü de bu…
Böylesi yerler toplumsal belleğimiz ve kültürel mirasımızdır.
Limasol’daki sinema yangını kimilerine göre siyasi bir kundaklama…. Kimilerine göre metruk binayı mesken edinen bağımlıların işi…
“Sinema yanmış” dediğimde, Leymosun Kültür Vakfı’ndan dostum Yücem Rasımoğlu’nun tepkisi, “Bizden bir şey kalmadı zaten memlekette” oldu.
Toplumsal onca değer kayboluyor, yıkılıyor, küle dönüyor giderek…
Ne Kıbrıslı Rumların anılarına saygı var kuzeyde, ne güneyde Kıbrıslı Türklerin…
(Cenk Mutluyakalı)
 
 
Bir Galatasaray taraftarıyım ve dün akşam maçtaki galibiyetinden ötürü Fenerbahçe'yi tebrik ederim. Beraberlik amacıyla takımını sahaya çıkaran Okan Buruk bu maçta oldukça hatalıydı.
Ancak ben maçtan sonra sosyal medyada gördüğüm paylaşımlardan ve yorumlardan bahsetmek isterim. Belli bir yaşa gelmiş insanların, her iki takımın da taraftarlarının, yaptıkları paylaşım ve yorumlardaki üsluplarını görünce, ben bunu onlara yakıştıramadım. Evet, galip gelenin diğeri ile dalga geçmesi, eğlenmesi normaldir. Ama bunun belli bir seviyede ve sınırları olması gerekir. Bence iki takım taraftarı da sosyal medyada bir lafı etmeden önce iki kez düşünmeli....
(Halil Tunç)
 
 
“Berlin’de, meydana gelen trajediyle yüzleşmeyi amaçlayan birçok proje vardır. Bazıları net tarihsel bilgiler sunarken diğerleri daha belirsiz bir hüzün ve kayıp duygusunu anlatmaya çalışıyor. Ama hepsi de bize düşünme alanları oluşturuyor. Evlerin önündeki parke taşlarına kazınmış toplama kamplarına gönderilen insanların isimlerinden, müzelere, anıtlardan, birçok tekil sunumlara kadar… Aslında tüm sunumlarda amaç, yapılanların ne anlama geldiğini derin bir şekilde anlatmak ve hep hatırlatmaktır. Aslında yapılmak istenenin amacını Holokost'u yaşamış yazar Elie Wiesel, Nobel Barış Ödülünü alırken çok net özetlemişti: "Eğer unutursak biz de suçlu oluruz, suç ortakları oluruz!"
(Uğur Ulaş Dağlı)
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.