Birkaç yıl önce Gürcistan’a gideceğimde arkadaşım uyarmıştı, “Kutaisi hava alına inince şaşırma Lemar’ın park yeri gibi bir yere inecen:)” diye. Öyle de olmuştu küçücük bir havaalanına inmiştik. Pasaport kontrollerimiz yapıldıktan sonra bize küçük bir şişe Gürcü şarabı hediye edilmiş, ülkeye öyle giriş yapmıştık. Küçük ama güzel ve iz bırakan bir jestti.
Geçen hafta yeni havaalanını kullandıktan sonra hep o küçük Gürcü havaalanı geliyor aklıma. Nedense? Bir ülkeye girişte size merhaba diyen devasa reklam panoları mı, daha astarı ile duran yarı doyanmış demirler mi, yoksa yürü yürü bitmeyen anlamsız boşluk mu yeni havaalanının hoş geldin mesajı? Ya da sırf Kıbrıs’ta olduğunuzu belli etsin diye duvara asılan sele-sepet mi? Aslında, o anlamsız boşluk güzel bir hoş geldin mesajı bence…
(Yetin Arslan)
Vatanını sevmek!!! ,ülkeni sevmek!!! Toprağını sevmek!!!
Bu sevgiler, sadece coğrafi bir alana duyulan değil, aynı zamanda geçmişe, geleceğe ,tarihine, kültürüne ve değerlerine olan bir bağlılığı da içerir.
Vatanın toprağına olan sevgi , milli birlik ve beraberlik duygularını güçlendirir; toplumu bir araya getirir. Toprağın bereketiyle beslenen insanlar, o topraklara karşı bir minnettarlık hissi geliştirir ve gelecek nesillere daha iyi bir miras bırakma sorumluluğunu taşınmasına vesile olur.
Vatan toprağına sevgi, bir ulusun kimliğini koruma ve geliştirme arzusunu temelidir.
Bile isteye bu toprakları bireysel menfaat uğruna peşkeş çekem arzusu ve gafleti içinde olan her kim olursa olsun yazıklar olsun!!!
(Hüseyin Duvarcı)
Bizden başka bir ülke var mı, kendi vatandaşı, kendi havaalanından uçamayan…???
Mesela bir İngiliz Heathrow’dan uçamaz mı..?
Bir Fransız De Gaulle’den…???
Veya bir İtalyan Roma havaalanından…???
Neymiş…???
Yasakmış…
Nİye yasakmış…???
Güvenlik sorunu varmış…
G82 imiş…
Ama elimize G3’ü verip, 24 ay askerlik yaptırdığınızda “Güvenlik” sorunu yoktu…
(Mahmut Anayasa)
Halkımızın Yalancı Pehlivanları…
Bizi Bilen Bilir, Bilmeyen Kendi Gibi Bilir…
Ne kadar doğru söylenmiş bir sözdür...
Özellikle toplum içi bireylerin birbirleri için yaptığı söylemlerin hepsi bu sözün içinde…
Aramızda kahramanlığa soyunanların, ağzı güzel laf yapanların, topluma şirin görünmek isteyenlerin bir çoğunu, kısaca yalancı pehlivanları tarif eden bir söz…
Siz ne kadar doğru olursanız olun hırsız sizin doğruluğunuzu kendinde göremediği için sizin doğru olduğunuzu anlaması mümkün değildir…
Çünkü O fırsat yakaladığı anda söylediklerini kendi yapacağı için sizin de aynisini yapacağınızı düşünüyor olmasıdır…
Amma en önemli kısmı bunu kendisine saklamayıp, doğru olanlara da bütün silahları ile saldırmaları ahlaksılıktan da başka bir şey değildir…
Bu yalan konuşanların, doğru konuşanların söylediklerine inanmadığı gibi bir şey...
Yalancı sürekli yalan konuştuğu için herkesin de yalan konuştuğunu sandığından herkese yalancılık bastığı gibi bir şey…
Veya…
Av hayvanlarını öldürmeyin diye yazdığı ve öldürülmüş bir keklik resmini paylaştı diye kekliği öldüren tarafından şikayet edilmesi gibi bir şey bu…
Kekliği öldürenin vicdanen suçluluk duyacağına, öldürmeyin deyip onun öldürdüğü kekliğin resmini paylaşanı suçlaması gibi…
İşin acı tarafı bu çamur atma, saldırılar, iftira furyasını yapanlar, doğruları bilmedikleri veya aradıkları için değil, ya sen çekil de ben geleyimdir, ya da bizimle paylaş kavgasıdır…
(Gürsel Uzun)
SOSYAL MEDYANIN SESİ
