Evet Arjantin'in yeni seçilen eksantrik ultra libereterian Başkanı haberinin üzerinden bir hafta geçmeden bu defa Hollanda'daki seçimlerde Wilders'in ultra sağ, İslamofobik, ırkçı partisi birinci parti olarak çıktı. Hükümeti kurması bekleniyor.. Dünya her geçen gün biraz daha sağ popülizme kayıyor... Evet gerçekten çok garip zamanlardayız..
(Mete Hatay)
Yabancılardan ve özelliklede yahudilerden iş karşılığı alınan paralar rüşvet değildir sadece ufak bir danışmanlık parasıdır.
(Mustafa Emiroğluları)
Hiç alışmadığımız ve alışamayacağımız durumlar:
Polis Genel Müdürlüğü’nün açıklamasıdır ki, 01 Ocak 2023 ile 21 Kasım 2023 tarihleri arasında kadına yönelik şiddet konularında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ürpertici bir patlama yaşandı… Kadına Karşı Şiddete Müdahale Şubelerine; 1’i cinayet, 423’ü fiziksel şiddet, 181’i sözlü şiddet, 17’si cinsel şiddet ve 209’u diğer konular olmak üzere, toplam 831 şikayet ve başvuru yapıldı... Neler oluyor bu ülkede, bu toplumda böyle?.. Çok değişik kültürlerin istilasında olduğumuz da bir gerçek… Aramıza karışanlar bizim toplumsal kültürümüzü içselleştirecek ve kabullenecek yerde kendi kültürlerini yaşatıyorlar, hatta bize dayatıyorlar… Yerleşik kültürü değiştirebilmek, devrimlerin en zoru… Kültür genlere geçmiştir çünkü… Eskiler buna, "huy candan sonra çıkar bedenden" derlerdi.
(Ahmet Tolgay)
Dünya aşırı sağa yöneldi.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa devletleri, aşırı sağ eğilimli partileri arka plana itmiş 1990’lı yıllara kadar bu süreç böyle devam etmişti.
Ancak 1990 sonrası giderek artan, terör saldırıları, yaşanan savaşlar, mültecilerin birincil tercihi haline dönüşen AB ülkelerine yaşanan göç dalgaları ve İslam karşıtlığı yeniden aşırı sağa partilere eğilimi artırmıştır.
Göçler sonrası bozulmaya başlayan düzenler, kültürel ve sosyal yaşam , devletlerin bakmakla yükümlü olduğu bireylerin giderek artamsı ile vatandaşlara verilen sosyal desteği azaltması yabancılara olan öfkeyi yükseltmiştir.
Son dönemlerde, Suriye ve Ukrayna’da yaşanan savaşın olumsuz etkileri ile rahatsızlık hat safhaya ulaşmıştır.
Avrupalıların göçmenlerle kimliksel ve kültürel boyutta yaşadıkları gündelik çatışmalar, öfkenin halkın tabanına yayılmasını ve sağın 2. Dünya Savaşı sonrası en yüksek oy oranlarına yükselmesini sağlamıştır.
Ülkemizde siyasi yelpazede bulunan sağ ve sol partiler Avrupa’ya göre tam ters bir yaklaşım sergileseler de, Avrupa’da genelde aşırı sağcı grupların en temel argümanı, göç ve göçmen karşıtlığı, yurttaşlık meseleleri ve islam karşıtlığıdır.
Aşırı sağın politik olarak yükselmesinde belirleyici olan bir diğer etken ise popülizmdir. Zira rahatsızlık artık halkın tabanına yayılmış ve popüler hale gelmiştir.
Siyasilerin popülist söylemlerle, göçmenleri sosyal bir sorundan öte bir güvenlik sorunu olarak göstermeleri ve halkın endişe duyduğu, terör, savaş, islam gibi konuları bir korku iklimi yaratmak adına popülistçe kullanmaları, aşırı sağ partilerin tabanlarını genişletmesini sağlamıştır.
Örneğin İtalya, Giorgia Meloni’nin seçimi kazanmasıyla iktidara aşırı sağcı bir grubu taşımıştır. Arjantin aşırı sağa yönelmiştir. Dün yapılan seçimlerde Hollanda seçmeni de aynı tavrı sergilemiştir.
Avrupa’da, 2. Dünya Savaşı sonrası aşırı sağ son 10 yılda yükseldiği kadar hiç bir zaman yükselmemiştir.
İşin özü şudur ki;
Savaşlar, terör, az gelişmiş ülkelerde yaşanan sosyal sorunlar, yaşanan ekonomik çöküşler, islamafobi ve küresel ısınma gibi kitlesel göçleri tetikleyen konular devam ettiği sürece dünya siyasetinde aşırı sağın yükselme trendinin önüne geçmek imkansıza yakındır.
(Özdemir Tokel)
SOSYAL MEDYANIN SESİ
