Crans Montana’da ne oldu?
Ne oldu hakikaten.?
Rumların Başkanlık seçimi yanaştıkça birçok yeni duyum geliyor. Kaynak: Rum basınına Başkan adayları tarafından yapılan açıklamaları Türkçeye çeviren medya mensupları..
Gerçekten Crans Montana’da anlaşmaya ramak mı kalmıştı? Gerekli toprak tavizi verilmiş, güç paylaşımında anlaşılmış, mülkiyet konusundaki hassasiyetler aşılmış mıydı?
Hakikaten Türkiye garanti anlaşmasının tartışılmasını da masaya koymuş muydu?
İki bölgeli federatif çatı konusunda kesin anlaşılmış mıydı?
Ve tüm bunlara rağmen Mr.Anastasiades sabahleyin pılıyı pırtıyı toplayıp oradan adeta kaçmış mıydı?
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin tutanakları yayımlaması ve gerçeği ortaya koyması gerekmez mi ?
Tüm bunları bizim de birinci elden en güvenilir şekilde bilme hakkımız yok mu?
(Bülent Dizdarlı)
Ne geçmişe bak üzül, ne de geleceğe bak tasalan. İçinde bulunduğun anı yaşa.
Çünkü o an varsın.
(Hasan Karas)
Bu ülkenin ilaç dramı: Bulunduydu, bulunmadıydı, o korkunç pahalılığıydı derken ülkenin en büyük sağlık dramına dönüşen ilaç konusunda halktan feryat ve şikayetler yükseliyor... Üzerinde Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği fiyat etiketi olmadan satılmakta olan pahalı ilaçlar, son zamanlarda medya olarak aldığımız şikayetlerin başında geliyor... Yani bazı eczaneler de mi denetimsiz markete dönüştü?.. Siyasete hazırlandığını belediye meclis üyeliği adaylığını açıklayarak duyuran K.T. Eczacılar Birliği'nin genç başkanı bu konuyla acil olarak ilgilenirse siyasal geleceği için iyi bir siyasi yatırım da yapmış olacak aynı zamanda... Fiyat etiketsiz ilaç satmak ne demektir gerçekten?.
(Ahmet Tolgay)
Petrol ve gaz şirketlerinin bugün var olan enerji krizini fırsat bilerek fakir insanların sırtından rekor düzeyde kar yapmaları ahlaksızlıktır! Hükümetleri bu aşırı kar oranlarını vergilendirmeleri ve fonları gelir düzeyi düşük kırılgan toplum kesimlerini desteklemek için kullanmaları konusunda uyarıyorum...
Yok bu sözler bana ait değil, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'e ait. Ama bizde enerji krizini fırsat bilerek aşırı kar elde edenlere ilaveten ihalesiz işlerle bir de rant elde edenler var. Gayrimeşru hükümet İhalesiz işlerle bu hırsızlığa doğrudan ya da dolaylı ortaklık etmektedir. Eleştirilerden ya da muhalefetten çekinecek, yanlışını düzeltecek bir hükümet yoktur. O nedenle çıkış yolu gayrimeşru hükümetin gitmesini beklemek değil gayrimeşru hükümeti götürmektir! Ülkesini seven tüm siyasi aktörlerin, sendika, sivil toplum örgütü ve meslek örgütlerinin bu hükümeti GÖTÜRMEK için güç birliği yapması kaçınılmazdır.
(Kudret Özersay)
Gördük, yaşadık, anladık!
Çok kazanan çok, az kazanan az maaş artışı aldı.
Balı tutan parmağını yaladı!
Ekonomik krize ve pahalılığa karşı “hali vakti yerindeler” korunuyor hep… Bunun bedeli güvencesiz ve dar gelirlinin boynuna asılıyor.
Hani şimdi tartışma var ya, “vergiler ödenmiyor.”
Duyan da sanacak ki, ödenen vergiler, harçlar, fonlar, pullar yol, su, elektrik, okul, hastane, altyapıya dönüşüyor, hizmet olarak halka yansıyor.
“İsveç, Norveç, KKTC” gibi bir dünya sıralaması var, sanacak duyan!
“KKTC düzeni” böyledir işte!
Yıkacağız bu düzeni yıkmasına da…
O güne kadar çok kazanan çok kazanacak, az kazanan az…
İşsiz güçsüzler bekleyecek artık...
Yıkınca bu düzeni, enkazı onlar temizleyecek, söz (!)
(Cenk Mutluyakalı)
Sosyal Medyanın Sesi
