24 saat tam kapanma olup olmayacağını bekledik. Neticede olmadı. Peki şu anda ekonomi kapalı mı açık mı?
Gelin ilkokul seviyesinde bir kompozisyon yazalım ve ekonomide son 2 günde yaşananları hükümete anlatalım.
Cuma günü Ayşe Hanım Dereboyunda bir mağazada bir elbise beğenmişti. Alışveriş yapıp, yan taraftaki restorantta bir yemek mi yesem dedi. Tam dükkana giriyorken aklına bir süredir duyduğu tam kapanma ihtimali geldi. Ve kendi kendine dedi ki bu parayla alışveriş yapacağıma 15 günlük bolibif ve magarına alabilirim. Vazgeçti. Ayşe Hanım tüm hafta sonu sosyal medyayı takip etti ve ne kadar doğru karar verdiğini gördü. Ayşe Hanım bu ülkede her an herşeyin olabileceğinden artık emin. Bu yüzden o butiğe girmeyecek, o restoranta gitmeyecek. Çünkü Ayşe Hanım hükümete güvenmiyor. Ayşe Hanım haklı da. Peki şu anda Ekonomi açık mı? Tabi ki kapalı. Çünkü Ayşe Hanım hala hükümete güvenmiyor. Peki güvenecek mi? Zor. Peki bunun bedelini kim ödeyecek? Özel Sektör ve Esnaf. Kompozisyon bu kadar.
(Mehmet Ekin Vaiz)
Kapıdaki çocuk soruyor:
- Sağlık çalışanı mısınız?
Kadın yanındaki adamı da elinden tutarak cevaplıyor:
- Evet
Kapıdaki çocuk Güvenlik; kimseyi tanımıyor
- Buyurun içeriye
Giriyorlar; muhabbete tanık olan başka bir sağlık çalışanı yanlarına gidiyor ve soruyor:
- beyfendi ben sizi tanıyorum; sağlık çalışanı değilsiniz...
Adam susuyor; kadın yanıtlıyor:
- Size ne?
Sağlık çalışanı rahat etmiyor, gidiyor güvenliğe...
- Abim ne sağlam yapman işini? Sağlık çalışanı olmayana aşı yapmamalıyız...
Güvenlik çocuk cevap veriyor:
- Herkes kendi vicdanına hesap versin abi... Ben sordum
Muhabbet bu.
Bu sabah.
İlgili sağlık çalışanı şokta.
Yahu bu ülkede neden kimse işini tam yapmıyor?
Bu aşı işinin başında duracak bir tane devlet insanı, çalışanı, otoritesi yok mu?
Vatandaş vicdansız, güvenlikçi gelene geç diyor, hemşireler gelene aşı yapıyor...
Aşı dediğin altından değerli.
Gerçekten utanıyor insan...
şu anda aşıların ortalama 3’te biri sağlık çalışanı olmayanlara gitti bile.
Utanması gerekenler var mı bu tabloda?
Yönetemeyenlere ne demeli?
(Hüseyin Ekmekçi)
“İki toplumlu” tanımını “İki taraflı” diye sunuyor, iradesi ve iktidarı tartışmalı, yeni Cumhurbaşkanlığı aklı!
Birleşmiş Miller önünde, “toplum lideri” olduğunu unutarak...
Yine o Birleşmiş Milletler'in 'resmi' tanımlarına sırt dönerek ve aslında dünyadan uzaklaşarak..
“İki toplumlu” anlayışın aslında siyasi eşitliğimize dair öznelik içerdiğini ve Kıbrıs ülkesindeki asli ortaklığımızı pekiştirdiğini görmezden gelerek...
Toplumu beğenmiyor, “iki taraf”tan biri yapıyorlar bizi!
Toplum olmaktan “taraf” olmaya geriletiyor hepimizi, uluslararası hukuk ya da dünyayı umursamayan, vilayetin taraftarları!
Kendileri çalıyor, kendileri oynuyor nasılsa!
(Cenk Mutluyakalı)
Aşı olma Konusunda da mı Adaletsizlik?
Basından öğrendiğimize göre;
Ahbabı, torpili olan kovit aşısını yaptırıyor.
Kimse kusura bakmasın;
Bu kadarı artık ahlaksızlıktır.
Bunu yapan vicdansızların kim olduğunu basın öğrensin ve gazete de çarşaf çarşaf yayınlasın...
Ülkede risk gurubunda olan insanlarımız aşı olmadan, aşı yaptıranlar, buna bilerek! Göz yumanlar varsa; gerçekten vicdansızdırlar.
Gereken kontrolü ve denetimi yapmayanlara demediğimiz ne kaldı?
Onların yerine artık biz Utanırız..
Bir çift söz de kendimize:
Kurallara uymayanlar sanki Madagaskarlıdır..
Özeleştiri yapmamızın zamanı geldi de geçti...
(Eralp Şerifoğlu)
Aşı yaptırmak için Basın mensubuyum diye önceliğim olmaması gerek diye düşünüyor ve bu hakkımı kullanmıyorum... Yetkililer bunu ihtiyaç üzerine belirlemeli. Sıram gelince salınırım...
(Hüseyin Kıral)
Sosyal Medyanın Sesi
