Yeşilırmak’ın 5 Eylül 1974’te bu günkü sınırlarımıza  katılmasının ardından kısa bir süre sonra  5 Ocak 1975’te adamıza geldiği günlerde   Yeşilırmak’ı  ziyaretinde yapmış olduğu konuşmasında  dönemin T.C Başbakanı, Kıbrıs Fatihi sayın Bülent Ecevit: “Kahraman Yeşilırmaklılar, sizi uzun yıllardır bir karışını başkalarına vermediğiniz topraklarınızda gözlerimle görmekten büyük kıvanç duymaktayım..
..Yıllarca dört bir yanınızı, sizin yaşama hakkınızı özgürlüğünüzü kaldırmak isteyenlerle çevrili olduğunuz halde siz, Yeşilırmak’ta bu güzel beldede, Türklüğünüzün onurunu Türklerin özgürlüğünü korudunuz..
..Barış Harekatından  sonraki günlerde Yeşilırmaklıları kendilerinin Barış  Barış Kuvvetlerimize katılmaları gücümüze güç, umudumuza umut kattı. Şehitlerimize  Allah  rahmet eylesin. Bu vatanı, sizin adınıza sizlere kazandıran Mücahitlerimizi yürekten kutluyorum. Yalnız onları değil, kadın, erkek her biri Mücahit olan bütün Yeşilırmaklıları  kutluyorum” demişti.
5 Ocak 1975’te rahmetli Başbakan Bülent Ecevit’in Kıbrıs’a yapmış olduğu o çok önemli ziyaretinde Yeşilırmak’ta yapmış olduğu konuşmasını ve orada dile getirdiklerini hiç ama hiç unutmayalım.
İşte Kıbrıs Türk halkının Özgürlük Mücadelesine bir örnek. Kıbrıs Türkü’nün özgür ve hür yaşamak için  verdiği Mücadeleden ve tarihten bir yaprak!.
Geriye dönüp baktığımızda Rum-Yunan ikilisinin 21 Aralık 1963’te başlattığı silahlı saldırıların ve katliamların hedefi Kıbrıs Türk halkını yok etmek, esir almak, adada Rum-Yunan egemenliğine dayalı bir Helen Cumhuriyeti kurmak ve ardından tarihin derinliklerinden gelen Megali-İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’in gerçekleşmesini sağlamaktı..
Kıbrıs Türk ve Rum halklarının siyasi eşitliğine ve ortaklığına dayalı olarak kurulan 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’ni  yıkarak, Kıbrıs Türk halkının  yürütme, yargı organlarına ve kamu yönetimine katılmalarını silah zoru ile men eden, Kıbrıs Türk halkının can güvenliğini ortadan kaldıran, bütün temel hak ve hürriyetlerini elinden alan, Kıbrıs Türk halkını devlet hizmetlerinden ve kaynaklarından yararlandırmayan, kendi vatanında, her türlü haktan yoksun yaşatmaya mahkum edilen Kıbrıs Türk halkı;  varlığını ve  temel haklarını  koruyabilmek için kendi kendini yönetme yolunda ilerlemek zorunluluğu duymuştur. 
Kıbrıs Türk halkı olarak birlik ve beraberlik içinde hareket ederek,  Anadolu ile bütünleşerek, anavatanımız Türkiye ile  bütünleşerek  kanımızı, canımızı feda ederek , nice    şehitler ve gaziler  vererek bugünlere geldik.
Kıbrıs Türk halkı, varoluş ve özgürlük mücadelesinde  Türk Mukavemet Teşkilatının liderliğinde,  yediden yetmişe kadını ile, erkeği ile Rum hakimiyetine girmemek için, Batı Trakya Türk Halkı gibi ‘azınlık’ statüsüne düşmemek için anavatanımız Türkiye’nin desteğinde TMT etrafında bütünleşerek büyük mücadeleler vermiştir. Kıbrıs Türk halkı, Girit misali yok olmamak için  büyük bir azim ve kararlılıkla direnişini kahramanca sürdürerek 1974’lere gelmiştir.
Yaklaşık iki asırdan beri Megali-İdea ve Yunan emperyalizminin hedefi olan Kıbrıs Türk halkı, Anavatanımız Türkiye’nin desteğinde verdiği Milli mücadelesini bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile taçlandırmıştır.  
Dünden bugüne Rum-Yunan ikilisi bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ortadan kaldırmak için Kıbrıs Türk Halkına insanlık dışı ambargolar uygulanmaktadır. Bunlara göğüs germek için Kıbrıs Türk halkı olarak  birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz.
Tek devlet, tek egemenlik, tek vatandaşlık ve birleşik  Kıbrıs’tan söz eden Rumlar, Kıbrıs Türk halkını ‘azınlık’ olarak   sözde Kıbrıs Cumhuriyetine yamalamak istiyorlar son hedefleri de  Kıbrıs Türk halkını Girit misali yok etmektir.
Kıbrıs Türk halkı Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayallerine  karşı yıllarca devam eden  mücadelesinin sonunda 16 Ağustos 1960 Antlaşmalarının kendisine verdiği hak ve yetkilere sahip çıkar ve de bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini    somutlaştırırken  Kıbrıs Türk Halkı için de Kıbrıs meselesi halledilmiştir. Kıbrıs Türk halkına düşen görev bağımsız ve egemen devletimiz KKTC’ni yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Günümüzde, Rum-Yunan ikilisine göre  bir sorun varsa; bu da Rum liderliğinin  uluslararası tanınmadan kaynaklanan bir cüretle Kıbrıs’ın Kuzeyini de ele geçirmek ve Kıbrıs Türk Halkını ‘azınlık’ yapmak siyasetinden kaynaklanmaktadır.
Günümüzde Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devlet vardır. Kıbrıs’ta siyasi çözüm bu gerçeklerin kabulünden geçmektedir. Bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yıllarca süren bir mücadelenin ürünüdür. Her bir  karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmıştır.  Kıbrıs Türk halkının KKTC olgusundan vazgeçmesi mümkün değildir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni  yaşatmak ve yüceltmek en büyük görevimizdir..
Netice itibarıyla , Kıbrıs Türk halkının Milli Mücadelesinde önemli bir yeri olan Yeşilırmak’ın 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı sonrasında çizilen sınırların dışında kaldığı günlerde verdiği mücadele  her türlü takdirin üzerindedir. 
1950’li yıllarda  “Kıbrıs’ta Biz De Varız ve Var Olmaya Devam Edeceğiz” diyen Kıbrıs Türk Gençliğinin, “Hürriyet, Hürriyet İstiyoruz” diye haykıran Kıbrıs Türk’ünün bir parçası  olan Yeşilırmak’tan gelen bu kararlı davranışı bir kez daha  bu vesile ile yürekten kutluyoruz.
Kıbrıs Türk halkına düşen görev, birlik ve beraberlik içinde hareket ederek bağımsızlığımıza ve egemenliğimize sahip çıkmaktır. Temellerinde binlerce şehidimizin canı ve kanı olan  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni  yaşatalım,  tanınmasını sağlayalım ve de göndere çekilen bayrağımızın ilelebet dalgalanması için  çok çalışalım. Milli mücadelemizde saygın bir yeri olan  Yeşilırmaklıları bir kez daha kutluyorum.  
Sonuç olarak; Yeşilırmaklıların 5 Eylül 1974’te Türk Askerine yapmış olduğu çağrı çok ama çok önemlidir. Bu yaşanan olay bile  güvenliğin Kıbrıs Türk halkı için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.  Bundan dolayı Kıbrıs Türk halkı olarak diyoruz ki Kıbrıs Türk Halkı anavatanımız Türkiye’nin garantörlüğünden , Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığından asla ve asla vazgeçemeyiz ve de vazgeçmeyeceğiz..
Bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.
Bu direniş gününde aziz şehitlerimiz  bir kez daha  saygıyla anıyorum.  Kahraman Mehmetçiklerimizi ve mücahitlerimizi saygıyla selamlıyorum.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa…
Kaynak (1): Mehmet Salih Emircan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Tören, Bayram ve Anma Günleri, s.140-143, Kıbrıs Türk Mücahitler  Derneği Yayını, 11 Ekim 2010
Kaynak (2): Rauf Özhun, Volkan Gazetesi, s.11, 6 Eylül 2005