20 Haziran 2025 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar 2020-2025 görev süresi boyunca koyduğu hedefler ve ulaşılan kazanımları basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı ve de “Bu Toprağın Ersin Tatar’ıyım” dedi..
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 2020-2025 görev süresi boyunca ortaya koyduğu hedefler ve ulaşılan kazanımları basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı. 19 Haziran’da Lefkoşa Pasha Tel’de saat 19.30’da gerçekleşen toplantıya Başbakan Ünal Üstel, Demokrat Parti Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Fikri Ataoğlu, bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar ve basın mensupları katıldı. Program , saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı..
..Toplantıda, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 5 yıllık görev süresine ilişkin çalışmalarını özetleyen “İradenin Yolunda: Egemen Eşitlik, Uluslararası Eşit Statü 2020-2025” başlıklı kitapçık da kamuoyuna sunuldu..
..KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın konuşmasının özeti şöyle: “Çok değerli konuklar, değerli basın menupları ve bizi buradan izleyen değerli halkım, bundan tam 4 yıl 8 ay önce Kıbrıs Türk halkının teveccühü ve güveniyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştim. Bu onurlu göreve seçildiğim gün, bana oy versin veya vermesin, bu ülkenin her bir vatandaşının derdiyle dertleneceğime , sevincine ortak olacağıma ve hiç kimseyi ayırmadan, sorunlarının çözümü için elimden gelen bütün gayreti göstereceğimi belirtmiştim..
..Allah’a çok şükür olsun ki bu sözümü yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Devletine ve halkına sadakatle bağlı bir Kıbrıs Türkü olarak, beni ben yapan bu eşsiz coğrafyanın, vatanımın her bir şehrini, beldesini, köyünü defalarca ziyaret ettim. Hiçbir siyasi görüş ayırımı yapmadan her bir vatandaşımızın elini sıktım, misafiri oldum, derdi derdim oldu. Hatta ben halkımla bu kadar iç içe oldukça neden bu kadar çok geziyor, neden herkesle konuşuyor, neden herkesin telefonunu açıyor diye eleştiriler olduğunu da biliyorum..
..Buradan şunu belirtmek isterim: Ben Kıbrıs Türk halkının ilk lideri Dr. Fazıl Küçük’ün yıllarca müsteşarlığını yapmış Cemal Müftüzade’nin torunu, yıllarca bu ülkenin Maliye Bakanlığını yapmış Rüstem Tatar’ın oğluyum. Köküm bu vatanın havasına, suyuna, kültürüne, geleneğine ve tarihine bağlıdır. Ben bu toprağın Ersin Tatar’ıyım..
..Babam rahmetli dedemden ne gördüyse, ben de rahmetli babamdan aynısını gördüm. Mütevazi olmak, dürüstlük ve samimiyet halkımın içine işlemiş hasletler benim de bağlı olduğum kutsal değerlerdir..
..Değerli misafirler, değerli halkım!.. Sizlere bir diğer sözüm de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve bölgemizdeki gelişmeleri, yaşadıklarımızı açık ve şeffaf bir biçimde paylaşmaktı. Bugüne kadar bu düsturdan hiçbir zaman şaşmadım ve şu anda da sizlerin huzurunuzda bulunuyorum. 2020’de nasıl bir tabloyla karşılaştık, bugüne kadar neler yaptık ve şu an hangi noktadayız sizlerle bunları paylaşmak istiyorum..
..Cumhurbaşkanlığı görevime başlarken temel hedeflerim şunlardı: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’ni güçlendirmek, halkımızın refah ve güven içinde yaşamasını sağlayabilmek, Türkiye ile ilişkilerimizi her alanda geliştirmek ve adamızda kalıcı bir barış için “Egemen Eşitlik ve Eşit Uluslararası Statü” irademize kararlılıkla sahip çıkmaktı..
..Memnuniyetle belirtmek isterim ki, aradan geçen 4 yıl 8 ayda, bu hedeflerimizin tamamında çok önemli ilerlemeler kaydettik. Anavatan Türkiye’nin de tam desteğini alan iki devletli çözüm vizyonumuzu ortaya koyduk. Bundan dolayı neden iki devletli vizyonla yola çıktık ve azimle devam ediyoruz önce buradan başlamalıyız..
..Değerli misafirler, bugün Kıbrıs’ta karşımızdaki en büyük gerçek, Kıbrıs Türk halkının 62 yıldır maruz bırakıldığı ablukanın, izolasyonun devam etmesidir. Bu sessiz insanlık suçu, yıllardır açık bir biçimde uluslararası hukuk ve evrensel insan hakları ihlaline rağmen sürmektedir. Halkımızın engellenen haklarının yeniden tesis edilmesi, hepimizin en öncelikli gündemi oldu. 1968’den bu yana iki taraf arasında resmi ve gayrı resmi müzakereler yürütüldü ve halen yürütülüyor ama sonuç ortadadır..
.. Dahası, 2017 yılından bu yana resmi müzakereler de yapılmıyor. Karşımızda, halkımızın haklarını gasp etmiş ve her fırsatta müzakere masasını deviren, hırsı kibrini aşmış bir muhatap var. Halkımız hep iyi niyet gösterdi. Ne yapılması gerekiyorsa yaptı. Ama her defasında vaatlerle zaman kaybettik. Kıbrıs Türk halkının geleceği, hep Rum tarafının onayına bağlanmaya çalışıldı. Karşımızda hep ayni ezberleri gördük. İşte biz , buna son verdik. “Egemenlik” dedik, “Eşitlik” dedik, “Devletimiz” dedik. Bugün geldiğimiz noktada , nasıl bir çözüm istediğimize veya neye taraf olduğumuzdan bağımsız olarak , hep birlikte bir soru var..
..Bu kadar samimi çabaya rağmen neden hala bir uzlaşıya, bir çözüme varılamadı? Bu sorunun cevabı açıktır; çünkü bunu Rum istemeden yapamazsınız, Rum her istediğini almadan bunlar mümkün değildir, deniliyor. Artık üzerine titrememiz geren şey, geleceğe güvenle bakabilen, onurlu bir halkı temsil eden kendi devletimizdir..
..Geçmişten aldığımız derslere de bakarak, bu mücadeleyi, müzakereye açık ama kendi iradesine sıkı sıkıya bağlı bir duruşla sürdürmek zorundayız. Biz kararlı oldukça, hep rahatsız oldular. Biz bir araya geldikçe, birlikte hareket ettikçe hemen müdahale etmeye çalışıyorlar, çünkü haklılığımızın gerçeğiyle yüzleşmekten kaçıyorlar..
..Oysa biz sadece çocuklarımız, ailelerimiz , sevdiklerimiz ve halkımız için eşitlik istedik ama bizi göz ardı edip tasarladıkları bu düzende , eşitliğe yer yoktu. 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı sonrasında sınırlarımız belirlendikten sonra yaşamaya başladığımız köylere, kasabalara bile hayali muhtarlar atadılar..
..Bugün, uluslararası hukukla uyumlu mülkiyet rejimimiz kapsamındaki taşınmaz mallara sahip çıkan, tasarrufunda bulunan insanlarımızın peşlerine düşüyor, sınır kapılarında pusu kuruyorlar. Peki biz neyi yapmadık da bu mesele çözülmedi? Ne vermedik de Kıbrıs konusunda hala bir çözüme ulaşılamadı?..
..Halkımıza verilen hangi söz tutuldu? Hangi vaat karşılandı? Kıbrıs Türk halkının haklı iradesine ne zaman saygı gösterildi? YARIN DEVAM EDECEK