banner913
banner932
banner1012

“Ödeyebileceğiniz kadar borçlanın”

banner1020

KKTC’de Mayıs 2019’da 1 milyar 124 milyon 220 bin 108 TL olan kartlı ödeme hacmi Mayıs 2021’de 906 milyon 137 bin 168 TL’ye düştü.

banner974
“Ödeyebileceğiniz kadar borçlanın”

banner971
 
Aynı dönemde kredi kartı sayısı da 222 bin 545’ten 153 bin 380’e indi
Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal vurguladı: “Her birimiz, ödeyebileceğimizi düşündüğümüz ölçüde borçlanıyor olmamız şart”
Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal, bankalardan kredi kullanmanın ciddi bir karar olduğunu belirterek herkesin, ödeyebileceğini düşündüğü ölçüde borçlanması, bütçesine uygun olan seçeneği tercih etmesi gerektiğini vurguladı.
Önal, kredinin eğlence, tatil, hızlı tüketim gibi amaçlarla değil, doğru yatırımlar yapmak, varlıkları artırmak, orta vadede gelir artırmak, kârı yükseltmek, ödeme gücü ve kapasiteyi büyütmek için alınması tavsiyesinde bulundu.
TAK’ın bankacılık sektörüyle ilgili sorularını yanıtlayan Önal, KKTC’de halen 21 bankanın 215 şubesinde ve genel müdürlüklerinde 3 binin üzerinde bankacının çalıştığını açıkladı.
Son 6 yılın verileri incelediğinde kur etkisiyle yüzde 10’a yakın +/- yönlü bir farklılıkla 6 milyar Dolar seviyelerinde aktif büyüklük olduğunu kaydeden Önal, “600 milyon Dolar öz kaynak, 5 milyar Dolar mevduat, 3-3.5 milyar Dolar kredi ve yıllık 100 milyon Dolar civarında değişen kârla operasyonlarımız sürüyor” dedi.
Ülkenin finansal ihtiyaçlarını karşılamaya yeterli, temel fonksiyonlarını başarılı bir şekilde yerine getiren bir bankacılık sistemi bulunduğunu ifade eden Olgun Önal, “Pandemi döneminde çok başarılı bir sınav verdik, müşterilerimizin yeni finansman ihtiyaçları dahil tüm ihtiyaçlarını oldukça uygun koşullarla yerine getirdik, temel fonksiyonlarımızı başarılı şekilde yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz” diye konuştu.
Bankaların likit şekilde çalıştığını, 1 TL özkaynak ile 10TL’lik kredi kullandırma kapasitesi yaratabileceklerinin farkında olduklarını belirten Önal, şöyle konuştu:
“Kredi kullandırma kapasitemizin ve olası riskleri bertaraf etmek için özkaynaklarımızı artırmamız gerektiğini biliyoruz. Bankalarımız, ortaklarından aldıkları nakit sermaye artırımları yanında elde ettikleri karları önemli ölçüde öz kaynaklarına ekleyerek 5 milyar TL’nin üzerinde bir öz kaynak biriktirdi.
Minimum seviyesi yüzde 10 olan sermaye yeterlilik oranımızı (SYR) yüzde 16’lar seviyesine çıkardık.,
Tam rekabet koşullarına yakın koşullarda faaliyet gösteren bir eko-sistem içindeyiz. Bir müşterinin finansal ihtiyaçlarını giderebilmek için başvurabileceği ve içlerinden en iyi teklifi seçebileceği çok sayıda seçeneği var.”
Önal, kartlı ödeme sistemleriyle ilgili bazı istatistiki verileri de paylaşarak şu yorumları yaptı:
“Ödeme hacimlerinde Mart 2020 ayından itibaren başlayan daralma, pandeminin 28 bin 213 üye işyerimizin ticaret hacimlerinde yarattığı olumsuz kayıplarla ilgili sektörel analizlere girmesek dahi hepimize fikir veriyor. Pandeminin kendisi bir risk. Bu riski, sosyal ya da ticari hayatta karşı karşıya kaldığımız diğer riskleri yönettiğimiz gibi yönetmek zorundayız. Bunu becerir, aşılanır, doktorlarımızın uyarılarını dikkate alır sıkı bir şekilde uygularsak ve ekonomik faaliyetleri açık tutabilirsek hızlı bir toparlanmanın işaretlerini kartlı ödeme istatistiklerinde de görürüz. Dileğimiz pandemi öncesi hacimlerin kısa sürede yakalanması.”
Olgun Önal, Bankalar Birliği olarak kartlı ödeme hacimlerinin artmasını, toplumda nakit kullanımının azalmasını, nakit yerine banka transferlerinin, banka çeklerinin ve kartlı ödeme yöntemlerinin yaygınlaşmasını çok istediklerini ve desteklediklerini de vurgulayarak “Tüm bankalarımız bu alanda artan yatırımlarına devam ediyor. Tüm toplumumuzu yeni nesil ödeme seçeneklerini daha fazla kullanmaya, eski nesil diye adlandırabileceğimiz fiziki nakit parayı ise hayatlarında hızla azaltmaya davet ediyoruz” dedi.
Hâlâ bir bankadan diğer bankadaki hesabına para aktarma işlemini nakit çekip, taşıyıp, nakit yatıran müşteriler bulunduğunu kaydeden Önal, “Halbuki, EÖS ya da EFT sistemleri ile bu tür transferleri yapmak zahmetsiz ve en fazla 10-15 dakika. Nakit almak, taşımak, muhafaza etmek birçok riski de beraberinde getiriyor” diye konuştu.
Bankalardan kredi alacak kişilerin nelere dikkat etmesi gerektiğiyle ilgili de bilgi veren Önal şunları söyledi:
“Büyümek, işlerini geliştirmek, yeni varlıklar alarak aktiflerini büyütmek ya da refah artırıcı hizmet ya da varlıkları satın almak için yeterli birikimi olmayan kişiler veya şirketler, birikim fazlası olanların kaynaklarını kullanmak zorunda. Birikim fazlası olanlar, kendi kaynaklarını kullanmak isteyenlerden bir getiri bekliyorlar. Bankacılığın temel işlevi tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Bankalar birikim fazlası olanlardan, faiz ödeyerek fonlarını topluyor, sonra da bu fonları ihtiyaç duyanlara kredi olarak kullandırıyor. Ülkemizde 21 banka, bu bankaların ülkemizin her noktasına yayılmış 215 şubesi ile finansal sistemin desteğine ihtiyaç duyan herkese servis vermeye hazır. Bankacılık, ülkemizde tam rekabet koşullarının tam anlamıyla işlediği piyasalardan birisi. Dolayısıyla herhangi bir finansal servis ihtiyacı ve kredi ihtiyacı olan bir kişi ya da şirket, kendisine en uygun faiz, vade, masraf, para birimi, finansal ürün seçeneklerinden birisini seçebilir, istediği bankadan işlemini gerçekleştirebilir.
Kredilendirme sürecinde kredi isteyen müşterilerimize önemli bir yük düşüyor. Her birimiz, ödeyebileceğimizi düşündüğümüz ölçüde borçlanıyor olmamız şart. Alacağımız kredinin vadesini, faizini, aylık taksit miktarını, faiz dışındaki maliyetlerini incelememiz, bütçemize uygun olanı seçmemiz gerekli.
Gelecekteki gelir ve gider beklentilerimizi belirlerken iyimser yaklaşımlar yanında kötümser senaryoları da düşünmeliyiz, muhafazakar olmalıyız. Kredinin amacı, kredinin ne için kullanıldığı kredilendirme sırasındaki en kritik konudur. Bir kredi, ister bir ticari işletme isterse bir birey olsun, doğru yatırımlar yapmak, varlıkları artırmak, orta vadede gelir artırmak, kârı yükseltmek, ödeme gücü ve kapasiteyi büyütmek için alınmalı, eğlence, tatil, hızlı tüketim gibi amaçlarla kredi kullanılmamalı ya da çok çok ölçülü kullanılmalı.
Kredi kullanma kararı, ciddi bir karardır. Sadece kullananı değil, kullananın dışında birçok kişiyi etkileyen, sorumluluklar yükler. Eş ve çocuklarımız, ailemiz, hatta mirasçılarımız, varsa kefil ya da kefillerimiz, garantörlerimiz, ortaklarımız, birlikte iş yaptığımız insanlar, kredi aldığımız banka başta olmak üzere birçok kişiyi olumlu ya da olumsuz etkileyebilir. O yüzden, borçlanan birisi sorumlu davranmak durumundadır.”
“Kefil olmadan iyi düşünün”
 
Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal, kredilerde kefillerin sorumluluğu ve kefil olacak kişilerin dikkat etmesi gerekenlerle ilgili soruları yanıtlarken, kefalet imzasının, asıl borçluyla birlikte alacaklıya karşı geniş yükümlülükler doğurduğunu belirtti.
“Bir kefil, asıl borçlu ödemez ise, borçlu ile birlikte borcun ödenmesinden sorumlu olduğunu attığı imza ile kabul eder” diyen Önal, kefilin, asıl borçlunun ödeme yapmaması durumunda borcun tamamını ödemekle karşı karşıya kalabileceğine işaret etti.
 Önal, “Kefil, asıl borçlu gibi, tüm malvarlığı ile sorumludur. O yüzden, ödememe durumunda, araç ya da taşınmaz malvarlıklarını kaybetme riskini taşır. Birden fazla kefil ya da başka teminatlar olması, kefili sorumluluktan kurtarmaz. Kefil, borcun tamamından sorumludur” diyerek dolayısıyla kefil olmadan önce iyi düşünmek gerektiğini vurguladı.
Olgun Önal, kefil olanlara, hoş olmayan sürprizlerle karşılaşmamaları için borçlunun ödemelerini mutlaka sürekli takip etmesi tavsiyesinde bulundu.
Önal, “hatır çeki” ve riskleri konusunda da bilgi vererek şöyle devam etti:
“Arkasında ticari bir alışverişin olmadığı, bir tarafın diğerine ya da tarafların karşılıklı birbirlerine gerçek borç- alacak ilişkisine dayanmadan düzenledikleri çeklere hatır çeki diyoruz.
Düzenlenen bu çekler, piyasada para ya da mal temin etmek için kullanılıyor.
Hatır çeki, pimi çekilmiş saatli bir bombadır, ilişkide zayıf olan taraf bir gün gelir çeki ödeyemez. Düzenleyen tarafı da ya batırır ya da çok zor durumda bırakır. Bu çekler, ciro yoluyla konudan ve ilişkiden tamamen habersiz tarafların ellerine geçebilir, bu çek karşılığında ilişkiden habersiz taraflar mal yada para verebilirler. Dolayısıyla, hatır çeki düzenleyen ve alanın ötesinde birçok kişi ve tarafı olumsuz etkileyebilir. Gerçek bir ilişkiden kaynaklanmadığı, tabiri caizse ‘yalan’a dayalı olduğu için ticari hayatın temel kurallarından karşılıklı güveni önemli ölçüde zedeler, bir ödeme aracı olan çekin itibarını olumsuz etkiler. Bu nedenle hatır çeki, ne düzenleyin ne de alın, isteyenden de uzak durun.”
 
 
 
2022’den itibaren sadece temassız kredi kartları olacak
 
Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği Başkanı Olgun Önal, kredi kartlarıyla ilgili soruları yanıtlarken, Visa, Mastercard gibi uluslararası kart kuruluşlarının, temaslı kart basımlarını 1 Ocak 2022’den itibaren durduracağını bildirdi.
Dolayısıyla, o tarihten itibaren sadece temassız fiziki kart basımı yapılabileceğini kaydeden Olgun Önal, bu kuralın KKTC’deki bankalar için de geçerli olacağını söyledi.
Olgun Önal, tüm bankaların hem temassız kart basımına hem de sahada temassız kartlarla iletişim kurabilen pos makinası sayılarını artırmaya çalıştığını belirterek “Kısa süre içinde adadaki tüm kartların ve pos cihazlarının temassız altyapıya geçeceğini düşünüyoruz. Fiziki kart olmadan e-cüzdanlar ve akıllı telefonlar kullanılarak, üye işyerlerinde ise mevcut pos cihazları yerine yine akıllı telefonlar üzerinden çalışacak softpos uygulamaları kısa sürede ülkemizde de yaygınlaşacak” diye konuştu.
 
 

 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.