Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından polise şikayet sonucu sürdürülen “Reçete Soruşturması” kapsamında hekimler ve eczacılar ile birlikte sorumlulukları bulunan tüm Sosyal Sigortalar Daire’si ve bakanlık yetkililerini de kapsayacak şekilde araştırılması gerektiğini defalarca belirttik. Üstelik bu konudaki samimiyetimizi Polis Müdürlüğü’ne, Sayıştay’a ve Hukuk Dairesi’ne başvuruda bulunarak da gösterdik.
Çalışma Bakanı Sayın Sadık Gardiyanoğlu’nun ve Sosyal Sigortalar Müdürü Tahir Serhat’ın önceki açıklamalarından aslında uzun süreden beri reçete ödemelerindeki sorunları farkında olduklarını ve sorunlu gördükleri halde reçeteleri ödemeye devam ettiklerini açıklamışlardır. Ancak tüm bu kuşkulara rağmen ne hekim-daire ne de eczane –daire arasındaki sözleşmenin gerekli maddelerini uygulamamışlar ve gerekli soruşturmayı yapmamışlardır. Bu durum da “Yöneticilerin” ciddi ihmal ve kötü yönetimi şüphesini doğurmaktadır.
Sayın Bakan vermiş olduğunuz beyanatta;
Sosyal Sigortalar Dairesi’nin KTTB’ne 6-7 yıldır sürekli eczacı ve doktorlar arasında fazla reçete alışveriş hareketi olduğuyla ilgili yazı gönderdiğini söylediniz. Doğru değildir, 27/04/2015 yılında gönderilmiş tek BİR yazınız var. Yine beyanatınızda, ne hikmetse şu anda ilk gözaltına alınanlar o dönemde isimleri bildirilen kişiler oldu dediniz. Bu da doğru değildir. O listede yazdığınız doktorların sadece 3 tanesi ve soruşturmanın ortası ve sonunda sorgulanan hekimler oldu. Ayrıca gelen yazınızda gayet açık bir şekilde “yapılan soruşturma sonucunda hastaların doktoru tanımadığı, reçete yazılan ilaçları alıp kullandıkları tespit edilmiş ancak yasal işlem başlatacak somut bir bulguya ulaşılamamıştır” denmiştir. O gün soruşturma gerektirecek bulguya ulaşılamamış dediğiniz durumlar bugün nasıl oluyor da suç olarak tanımlanıyor? Eğer bugün suç teşkil ediyorsa, 8 yıl önce de suç olmalıydı. Kurumunuz aynı koşullarda iki farklı
değerlendirme yapmıştır. Bu durum açıkça sizlerin o dönemde yapmanız gereken denetim ve sorgulamayı laiki ile yapmadığınızı, yani iddia ettiğimiz gibi görev ihmali/suistimali olduğunu açıklıyor.
Soruyoruz, KTTB reçetelerle ilgili bugüne kadar herhangi bir şekilde soruşturmayı engelleyici girişimde bulundu mu?
Ayrıca gelen yazınıza cevaben gönderilen yazıda, Sigortalar Dairesi’nden tarafımıza ciddi delil göndermesi talep edilmiş ancak bu yazıya herhangi bir cevap alınamamıştır.
1992 yılında yapılan değişiklik ile Sosyal Sigortalar İdare Meclisinden K.T Tabipleri Birliği temsilcisi çıkartılmıştır. Dolayısı ile o günden bugüne Sigortalar yönetiminde, denetleme komitelerinde ve ilaç komitelerinde hiçbir hekim bulunmamaktadır. Bu da tarafımızdan ciddi bir yönetim zaafiyetinin ortaya çıkmasındaki bir diğer önemli etken olarak görülmektedir.
Sosyal Sigorta Dairesi’nde, sigorta sisteminde ciddi değişim ve reform ülkemizin geleceği açısından şarttır. Ancak Sayın Çalışma Bakanı paydaş meslek örgütleri ve birliklerle beraber çalışıp değişimi sağlamak ve gerçek suçluları dürüstçe araştırmak yerine olayla ilgisi olmayan KTTB’yi suçlayıcı açıklamalar yapmasından üzüntü duymaktayız.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın Sosyal Sigortalar Daire’si olarak 1 Ocak 2024 tarihinde geçilmiş olduğu belirtilen “Yeni Dönem” ile ilgili olarak da ciddi kuşkularımızın olduğunu hatırlatmak isteriz. Reçete düzenlemesi ile ilgili tek gerçekçi çözüm e-reçete ve ilaç takip sistemidir. Önerilen yeni sistem geçici, palyatif ve yine ciddi sorunlara açıktır. İvedi e-reçete ve ilaç takip sistemi kurulmalıdır.
Sonuç olarak Bakanlık tarafından yürütülen yönetim şekli ve tavırlarla sonuç alıcı değişime gidilemeyeceği ve gerçek suçluların ortaya çıkartılamayacağı açıktır. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanını gerçekçi ve dürüst bir şekilde iş birliğine açık olmaya davet eder, çağdaş ve şeffaf bir Sosyal Sigortalar Dairesi için çalışmalarını tavsiye ederiz.
