banner913
banner932
banner1032

İki devletli çözüm konuşulmalı

banner1020

TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, resmi geçit töreninde yaptığı konuşmada vurguladı: “Egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözümün konuşulması ve müzakere edilmesi gerekiyor”

banner974
İki devletli çözüm konuşulmalı

banner971
 
 
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün Kıbrıs'ta iki ayrı halk, iki ayrı demokratik düzen ve iki ayrı devlet vardır. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın da belirttiği üzere egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözümün konuşulması ve müzakere edilmesi gerekiyor” dedi.
Erdoğan, “Garantör ülke olarak bizim de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de bu diplomasi oyunlarına artık tahammülümüz kalmamıştır” ifadelerini kullandı ve “Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini temin edecek şekilde adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması önceliğimizdir” diye konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan, “Özellikle son 50 yıldır süren görüşmelerin neticesinde şu gerçeği artık çok iyi biliyoruz; Kıbrıs'ta 1963'te silah zoruyla bozulan, 1974'te ise Yunan cuntasının düzenlediği darbeyle tamamen ortadan kalkan ortaklığı Rumlarla birlikte yeniden tesis etmek mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Lefkoşa’daki resmigeçit töreninde yaptığı konuşmaya Kıbrıs'ın şehit şairi Süleyman Uluçamgil'in, “Sevdiğim bir mektup yollar, belki Ankara'dan, belki Bursa, belki İzmir'den, Ağrı-Meriç arası buğu buğu, gönül memleketinden” dizelerini aktararak başladı ve “Biz de sizlere gönül memleketiniz Türkiye'den selam getirdik. Sizlerin bu gurur gününde Anavatan'daki 83 milyon kardeşinizin sevgisini, coşkusunu buraya taşıdık” dedi.  
Kıbrıs adasının eşit sahibi Kıbrıs Türklerinin sevinç ve heyecanını yürekten paylaştıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Türk milletinin Türkiye Cumhuriyeti'nden sonraki ikinci bağımsız devleti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hepimiz için iftihar kaynağıdır. Anadolu'dan Akdeniz'deki ufka, buradan Anadolu'ya bakarak nazlı nazlı dalgalanan ay yıldızlı bayraklarımız milli davamızın ulaştığı noktayı gösteriyor.
Varlıklarına yönelik sayısız saldırıya rağmen Kıbrıs Türkleri hamdolsun kendi topraklarında başı dik, onurlu ve özgür bir şekilde yaşıyor. Kıbrıs Türkü kardeşlerimiz geleceklerine daha büyük bir umutla, güvenle bakıyor. Elbette bugünlere kolay gelmedik, bu topraklardaki her bir başarımızı çetin mücadeleler sonucunda ağır bedeller ödeyerek elde ettik.  Şair Süleyman Uluçamgil gibi nice gencecik evlatlarımızı, Yüzbaşı Cengiz Topel gibi nice kahramanlarımızı şehit vererek istiklalimizi kazandık. Onca zulme, işkenceye, ihanete rağmen mücadele sancağımızı asla yere düşürmedik. Mücahitlerimizin ve Mehmetçiğin destansı mücadeleleri sayesinde hamdolsun zafere ulaştık.”
Erdoğan, Kıbrıs'ın, tarihin her döneminde cazibesini korumuş, her toplumun rüyalarını süslemiş kadim bir coğrafya olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
“Medeniyetimizin 1400 yıla, Osmanlı'nın 450 yıla yakındır mührünü taşıyan Kıbrıs maalesef son 1,5 asırdır belirsizliğin hakim olduğu, çalkantılı bir süreç yaşamıştır. Rumların artan katliam ve saldırılarının ardından gerçekleştirdiğimiz 1974 Barış Harekatı ile fiilen istikrara kavuşan Kıbrıs'la ilgili siyasi sorunlar hala devam ediyor. Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru haklarını ve güvenliğini temin edecek şekilde adil, kalıcı, sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması önceliğimizdir. Türk tarafı olarak en başından beri bu doğrultuda çok güçlü irade ortaya koyduk, yapıcı fikirler sunduk, iyi niyetle çaba gösterdik ancak sadece bir tarafın çabası çözümün kilidini açmaya yetmiyor.
Kıbrıs Türkü 2004 yılında çözüm için barış ve demokrasi uğruna dünya ile bütünleşmek adına Annan Planı'na 'evet' dedi. Rum tarafı ise masada planı kabul eden liderlerinin bizzat yürüttüğü 'hayır' kampanyası sonucunda Kıbrıs Türkü ile ortak bir gelecek kurmayı reddetti. 2017'de İsviçre'de Rum tarafı 'Kıbrıs Türkü ile bırakın siyasi gücü, refahı, hastaneleri bile paylaşmam' diyerek yine masadan kaçtı. Bürgenstock'ta bizzat gerek Kofi Annan gerekse buradan katılanlar, Yunanistan'dan katılanlar hep beraber masada oturduk, konuştuk ama bütün bu görüşmelerin sonucunda ne yazık ki referanduma gelince iş değişti.”
“50 YILDIR SÜREN GÖRÜŞMELERİN NETİCESİNDE ŞU GERÇEĞİ ARTIK ÇOK İYİ BİLİYORUZ...”
Referandumda KKTC'nin “evet”, Güney'in ise “hayır” dediğini hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bütün bunlar yaşanan gerçekler fakat Avrupa Birliği atılan bu adımlara rağmen verilen sözleri yerine getirdi mi? Hayır. Onlar da verilen sözleri yerine getirmedi. İdari ve mali noktada vermeleri gereken destekleri Kuzey Kıbrıs'a vermediler. O gün nasıl yalan söylediyseler maalesef bugün de yalan söylüyorlar. Özellikle son 50 yıldır süren görüşmelerin neticesinde şu gerçeği artık çok iyi biliyoruz; Kıbrıs'ta 1963'te silah zoruyla bozulan, 1974'te ise Yunan cuntasının düzenlediği darbeyle tamamen ortadan kalkan ortaklığı Rumlarla birlikte yeniden tesis etmek mümkün değildir.”
TC Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünün güneşiyle bugünün çamaşırı kurutulmaz" sözünü anımsatarak, şunları kaydetti:
“Bugün Kıbrıs'ta iki ayrı halk, iki ayrı demokratik düzen ve iki ayrı devlet vardır. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar'ın da belirttiği üzere egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözümün konuşulması ve müzakere edilmesi gerekiyor. Esasen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının iradesi de son seçimlerde bu yönde tecelli etmiştir. Rumlar iktidarı ve refahı adanın ortak sahibi Kıbrıs Türkleri ile eşit olarak paylaşmak istemiyor, bunu da açıkça söylüyor. Hidrokarbon kaynakları konusunda Kıbrıs Türkleri ile masaya oturmaktan sürekli kaçmalarının sebebi de budur.
Garantör ülke olarak bizim de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de bu diploması oyunlarına artık tahammülümüz kalmamıştır.
“ŞİKAYET EDENLER…”
Şunu da çok açık, net söylemem gerekiyor; Kuzey Kıbrıs'ta yaşayıp da kendi Cumhurbaşkanını Güney Kıbrıs'ın başındaki sözde yöneticilere şikayet edenlerle Güney Kıbrıs güç devşireceğini zannediyorsa aldandığını ve aldanacağını bilmelidir. Evet, bu sözde paçavralar maalesef kendi Cumhurbaşkanını kalkıp da Güney Kıbrıs'ın sözde cumhurbaşkanına şikayet ederse bunun akıbeti nereye varır benim sevgili kardeşlerim bunu gayet iyi biliyorlar.”
KKTC’Yİ DAHA DA GÜÇLENDİRECEK PROJELER…
KKTC'yi daha da güçlendirecek çalışmaları, büyük çaplı projeleri hayata geçirmeye devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
“KKTC Su Temin Projesini, 2015'te hizmete açmak suretiyle adanın içme, kullanma ve sulama suyu sorununu çözdük. Boru hattında meydana gelen arızayı hava şartlarının elverdiği ölçüde yerli imkanlarla tamamladık. Tarımsal sulama hatlarının açılmasıyla toplamda 71 bin 540 dekar alan sulanabilecek, böylece Kuzey Kıbrıs ekonomisinde yaklaşık 127 milyon lira gelir artışı sağlanmış olacak. Su temini projesinin tarımsal sulama kısmında devam eden çalışmaları da yakından takip ediyoruz. Şimdi ise bir, yine denizin altından doğal gaz çalışması, iki yine denizin altından kablo ile elektrik enerjisi getirme çalışmalarımızı da ayrıca sürdürüyoruz. Hiçbir zaman Kuzey Kıbrıs'ımızı yalnız bırakmayacağız, desteksiz bırakmayacağız.”
Erdoğan, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın gayretleriyle tarımdan turizme, küçük esnaftan sosyal yardımlara kadar farklı alanlarda finansman desteği içeren 2,3 milyar liralık mali iş birliği anlaşmasını imzaladıklarını anımsattı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin altyapı projelerine bu yıl 162 milyon lira aktardıklarını belirten Erdoğan, “Sürdürülebilir bir ekonomik yapının inşası yönündeki gayretlerimizi artırarak devam ettiriyoruz. Önümüzdeki zorluklara rağmen Kıbrıs Türk halkının hayat kalitesini daha da üst düzeye çıkaracak imkana ve iradeye sahibiz” dedi.
 
 
 
banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.