2020’de gerçekleşen KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde “Federasyon Çözüm Arayışına Hayır!. Çözüm Eşit Egemenlik Temelinde Adada Bağımsız ve Egemen İki Devletin Varlığı Üzerine Kurulur” söylemlerini içeren bir siyasi çözüm üzerinde yürüterek 18 Ekim 2020’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 5. Cumhurbaşkanı olarak seçilmesinin ardından Lefkoşa’da Saray Önü’nde UBP binası balkonundan yapmış olduğu konuşmasında sayın Ersin Tatar:
“Masada Ezik Değil, Başımız Dik Duracağız, Anlaşmaya varız, Ancak Şartları Biz Belirleyeceğiz” demişti.
Nitekim, 27-29 Nisan 2021 tarihleri arasında İsviçre’nin Cenevre kentinde gerçekleşen 5+BM toplantısında Kıbrıs Türk tarafı; siyasi eşitliğine, egemenliğine ve de bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sahip çıkma yönünde bir irade ortaya koymuştur. 27 Nisan 2021 tarihinde BM Genel Sekreteri Guterres ile gerçekleşen görüşmesinde KKTC Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ın, gündeme getirdiği 6 maddelik çözüm önerisi sadece Cenevre’de değil, dünyada yankı yaratacaktı!
Nitekim konuyu, 5 Mayıs 2021 tarihli “Kıbrıs Konusunda Rumlar Hala Takılmış Plak” başlıklı makalesinde yorumlayan 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı Gazisi sayın Atilla Çilingir: “Bu görüşmelerde KKTC Cumhurbaşkanı sayın Tatar’ın ifade etmiş olduğu yeni çözüm önerisinin de esaslarını teşkil etmektedir. Ayrıca bu öneriler paketi tüm dünya basınında yer alarak Kıbrıs Türk’ünün sesi dünyanın her yerinde duyulmuştur. Bu esaslar, bundan böyle ‘Birleşik Kıbrıs’ sonucuna giden Federasyon önerisinin bir daha görüşme masasında olmayacağının da çok net ifadesidir” demişti.
Gerçek şu ki dünden bugüne hedefleri olası bir siyasi çözümle birlikte Enosis’e giden yolu açmak olan Rum-Yunan ikilisi, olası bir siyasi çözümle birlikte Federasyonu gündeme getirmeye başladılar!.. Ama adı Federasyon!..Gerçek bir federasyon değil!. Rum-Yunan ikilisi bu hedeflerine giden yolda İngiliz diplomatları da kullanmaktan geri kalmayacaklardı!.
Nitekim 14 Eylül 2021 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre; İngiltere’nin Güney Kıbrıs’taki Yüksek Komiseri Stephen Lillie’nin verdiği bir demeçte , Kıbrıs konusunda varılacak bir anlaşma için “Çıkış Yolunun Federasyon” olduğuna işaret etmesine tepki gösteren KKTC Dışişleri Bakan sayın Tahsin Ertuğruloğlu: “ Kıbrıs meselesini çözümsüzlüğe hapsetmiş müzakere süreçlerinin tekrarlanmasından başka bir anlam taşımamaktadır..
..Lille’nin İngiltere’nin girişimlerinin Anastasiadis’in adem-i merkeziyetçi federasyon fikriyle uyumlu olduğunu ifade etmesi İngiltere’nin Rum tarafına müzahir bilinen tutumunun “kabul edilemez” olduğu kaydedildi.
Rum tarafının, yetki ve refahı Kıbrıs Türk halkı ile paylaşmayı reddetmesi nedeniyle yıllardır bu zeminde yürütülen müzakere süreçlerinin “akamete uğradığı” ve Kıbrıs Türk tarafının “kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir anlaşma için yeni vizyonunu gündeme getirdiği” belirtilen açıklamasında KKTC Dışişleri Bakanı sayın Tahsin Ertuğruloğlu:
“Kıbrıs Türk tarafının yeni vizyonu Cenevre’de gerçekleştirilen 5+BM gayrı resmi toplantı sırasında kayda geçirilmiştir. Bu önerimiz müktesep hakkımız olan egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statümüzün tescilini öngören bir ilke üzerine tesis edilmiştir. Bu ilkeyi öngörmeyen, Kıbrıs Türk Halkına uygulanan haksız ve insanlık dışı izolasyonun devamına yardımcı olacak sözde çözüm modeli üzerinde ısrar etmek beyhudedir. Kıbrıs konusunu en iyi bilen ülkelerden biri olan İngiltere’nin bu gerçeği bir an önce benimsemesini ve iki egemen üs bölgesinin geleceğini garanti etme adına Kıbrıs Türk halkına karşı sürdürdüğü Rum yanlısı politikasına artık bir son vermesini talep ediyoruz” demişti..
Diğer yandan İngilizlerin “KKTC’nin egemen eşitliğini” siyasi müktesebat olarak tesis etmeye çalıştıklarını savunan Sizopulos, KKTC’nin egemen eşitliğinin “Kıbrıs Cumhuriyeti” için aşırı tehlikeli olduğunu söyledi.
Diğer yandan Rum gazetelerine yansıyan haberlere göre GKRY Meclis Başkanı AnnitaDimitriu: “Ülkenin yeniden birleşmesi, işgal altındaki topraklarına geri dönme, yabancı askerlerin ve garantörlük sisteminin olmaması vizyonumuz ve günlük mücadelemiz olmaya devam ediyor” dedi..
Yine ayni günkü Rum basınına göre İngilizlerin “KKTC’nin egemen eşitliğini” siyasi müktesebat olarak tesis etmeye çalıştıklarını savunan EDEK Başkanı Nikos Sizopulos, KKTC’nin egemen eşitliğinin “Kıbrıs cumhuriyeti” için aşırı tehlikeli olduğunu söyledi.
17 Haziran 2022 tarihli yerel basınımıza Fileleftheros ve diğer Rum gazetelerinden yansıyan haberlere göre Fransız Büyükelçiliğinde düzenlenen yemekte yapmış olduğu konuşmada “Ukrayna Meselesi ile Kıbrıs sorunu arasında paralellik kuran GKRY Lideri Anastasiadis: “Moskova’nın Ukrayna işgaliyle ilgili bahanelerinin, Türkiye’nin 1974 yılında Kıbrıs’ı işgal ettiği zamankilerle ayni olduğunu” öne sürdü. Türkiye’nin devam eden meydan okumaları ile Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhindeki saldırgan söylemlerine ayni zamanda Kıbrıs’ta iki devlet konusunda Uluslararası Hukuka aykırı olan taleplerine” ayrıntılı bir şekilde değindiğini aktardı.
Şimdilerde de 30 Haziran 2022 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan haberlere göre yapmış olduğu açıklamada CTP Milletvekili Asım Akansoy: “Güven Yaratıcı Önlemleri Önümüze Koyup Hava Limanını Açsak, Kendi İçimizdeki Ekonomik Sorunları Anında Çözeriz” diyerek , varlık içinde yokluk çekildiğine dikkat çekti. Türk tarafının federasyon konuşulmayacak diye bir tavır içinde olduğunu dile getiren Akansoy “Biz federasyonu konuşacağız. Kıbrıs Türkünün tek kurtuluşu Federasyondur” dedi.. Akansoy, Ankara ve Tatar’ın sürdürdüğü politikayla bizim burada önümüzü görebilmenin ve dünyaya entegre olabilmenin mümkün olmadığını belirterek , bunun bir realite olduğunu, günlerdir mecliste bir çok konunun görüşüldüğünü, ancak kaynak içinde yüzen ve kaynağa ulaşamayan insanlar olduğumuzu belirtti.
“Güven Yaratıcı Önlemleri önümüze koyup Ercan Hava Limanını açsak, kendi içimizdeki ekonomik sorunları anında çözeriz” diyen ve varlık içinde yokluk çekildiğine vurgu yapan Akansoy; Anastasiadis bir öneri yaptı, Tatar elinin tersi ile itti. Maraş nasıl ki BM yönetimine devredilecek Ercan’da gerçekleşecek uluslararası uçuşların da BM tarafından denetlenmesi öngörülüyor. Mağusa Limanından AB ülkelerine ihracat yapılacak ama limanda denetlemeyi AB yapacak.” Dedi.
Gerçek şu ki Rum-Yunan ikilisine göre Güney Kıbrıs’ın Yunanistan’la birleşmesi gerçekleşmiştir. Unutmayalım ki geriye dönüp bakacak olursak Rumların 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti olarak 1 Mayıs 2004 itibarı ile AB’ne üye olduğu günde yaşadığı heyecanla Güney Kıbrıs’a gelişinde Yunan Başbakanı Simitis “Enosis gerçekleşti” diyecek kadar ileri gitmişti. Bunlar unutulabilir mi? Bu söylemler , Rum-Yunan ikilisinin tarihin derinliklerinden gelen Megali İdea hayallerinin bir sonucu değil mi?
Sonuç olarak gerçek şu ki; 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Rum-Yunan ikilisinin hedefi ‘Kıbrıs’ı bir an önce Yunanistan’a nasıl bağlarız’ diyerek başlayan süreçte Kıbrıs Türk Halkı anavatanımız Türkiye’ye güvenerek, TMT etrafında bütünleşerek yıllarca süren büyük bir mücadelenin sonunda 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın mutluluğunu yaşadı.
Ancak ne var ki, dün olduğu gibi bugün de Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs Türk Halkının hakkını, hukukunu yok saymaya devam etmektedirler. KKTC’nin, Kıbrıs Türk halkının var olan haklarını hiçbir güç yok sayamaz. KKTC’nin meşruluğunu kabullenemeyen Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs Türk halkına “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin meşruiyetini” önerme hakkı yoktur. Rum liderliğinin yıllardan beri Federasyon temeline dayalı olarak yer alan görüşme sürecinde Rumlar; Adanın tek egemenlik adı altında Rumların hakimiyetine geçmesine yönelik bir tezgah olarak görmüşlerdir. Kıbrıs Türk Halkı Federasyona kesinlikle ‘Hayır’ diyor. Bu böyle bilinmelidir..
Kıbrıs Türk Halkının Anavatanımız Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünden vazgeçmesi söz konusu olamaz. Kıbrıs Türk halkı bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamak azminde ve kararındadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..