Eski Yunanistan Millî Savunma Müsteşarı, Genelkurmay Onursal Başkanı ve Hükümetin Sınır Bölgeleri ve (özerk bir hükümet olarak yönetilen) "Agion Orus" (Aynoroz) konuları danışmanı Alkiviadis Stefanis, Rum-Yunan Ortak Savunma Sahası Doktrini’nin de ilerisine gitmek, ilerlemek için uygun şartları yarattıklarını söyledi.
Stafanis Fileleftheros’a verdiği söyleşide, Güney Kıbrıs ile iş birliği ve koordinasyonun Yunanistan’ın en yüksek ulusal önceliği olduğunu ve bunu savunma, diplomasi, ekonomi ve iletişim ana bacaklarında birçok eylemle hayata geçirdiklerini ifade etti.
Rum Yönetimi Başkanlığı’na seçilen Nikos Hristodulidis’in Rum –Yunan Ortak Savunma Sahası Doktrini’nin yeniden aktifleştirilmesini gündeme getirdiği hatırlatılarak bunun ne kadar mümkün olduğu sorulduğunda, doktrinin 1993’te başladığını ancak 2011 itibarıyla hakkında konuşulmaktan vazgeçildiğini söyleyen Stefanis, şunları ekledi:
“Gelecekte savunma dışında enerji, ekonomi, eğitim, demografi, mülteciler gibi bizi ilgilendiren bütün alanlardaki ilişkilerimizde hâkim olacak bir anlaşma ile (Doktrin’in) daha da ötesine ilerleyebileceğimiz şartlar oluştu.”
Bu konuda hangi adımlar atılacağı sorulduğunda ise Yunanistan’ın son yıllarda ikili ve çok taraflı düzeylerde çok önemli stratejik iş birliği adımları attığını hatırlatan Stefanis, sözünü ettiği şeyin ABD, Fransa ve İngiltere’yle ikili, Güney Kıbrıs, İsrail ve Mısır’ın yer aldığı üçlü iş birlikleri ve son dönemde İngiltere ile iş birlikleri olduğunu söyledi. Stefanis, “Kıbrıs’la ulusal taleplerimizin kapsamlı stratejik koordinasyonunu yapma zamanı geldi” diye konuştu, bunun nasıl yapılacağını uzmanlarının bildiğini söyledi.
Stefanis, Yunanistan’ın Türkiye’nin “tehditlerinden korkmadığını” çünkü artık hem olanakları, hem eğitimi ve her bir krizi çözmek için süratli değerlendirme, analiz ve karar mekanizmalarına, 2020’deki gibi ulusal egemenliği savunma irade ve maneviyatına sahip olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin bir sıcak çatışma istediği ancak çatışmanın Yunanistan tarafından tetiklenmesini istediği iddiasında da bulunan Stefanis, “Beklenmedik deprem Türkiye’nin taktik ve harekât planlarını değiştirdi, önceliğini artık kendi sınırları içerisine sınırlandırdı. Deprem diplomasisinin ne kadar süreceğine gelince; öngörülmeyen olaylar aniden gelir ve ülkeye etkileri olur. Türk hükümetinin bu etkileri nasıl yöneteceğini bekleyip görmek lazım. Türkiye’nin stratejik hedefinin zaman içerisinde değişmeyeceğini değerlendiriyorum, sadece ara verilmiştir.” diye konuştu.
Stefanis, NATO’ya üyeliğin Güney Kıbrıs’ın güvenlik meselesine yardımcı olup olmayacağı sorusuna karşılık da “meselenin olgunlaştığını düşünüyorum” dedi, şunları ekledi:
“ABD’nin silah ambargosunu kaldırma kararı ve Rus savaş gemilerine hizmet verilmemesi talebinin yerine getirilmesi uygun ortamı yarattı. Kıbrıs, NATO üyeliği konusunda ilk adımı (NATO’nun Barış İçin Birlik) atabilir. Revaçta bir konu olmayabilir ama şartlar olgunlaştı ve en uygun zamandır.”
Stefanis, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliğini veto edebileceğini ancak şu ana kadarki tavrı Batı’nın “hoşuna gitmediğinden, vetosunun, genel tavrına ekleneceği” iddiasında bulundu.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın denizci ülkeler olarak şişme botlar üreten şirketlere sahip olduğunu söyleyen Stefanis, Rum üniversitelerinin de desteğiyle gelecekte insansız tekneler üretebileceğini, savunma alanında gelişmesi için şartların uygun olduğunu da söyledi.
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.