banner913
banner932
banner1012

İlker Başbuğ: "Kıbrıs'ta garantörlük hakkı korunmalı"

banner1020

Başbuğ Paşa, “Kıbrıs'ta çözüm; mutlak iki egemen halka ve devlete dayandırılmalıdır. Hesapsız atılan adımlar büyük zarar verebilir” dedi.

banner974
İlker Başbuğ: "Kıbrıs'ta garantörlük hakkı korunmalı"

banner971

Başbuğ Paşa, “Kıbrıs'ta çözüm; mutlak iki egemen halka ve devlete dayandırılmalıdır. Hesapsız atılan adımlar büyük zarar verebilir” dedi

Uğur Dündar'ın Sözcü gazetesinin bugünkü (9 Ocak 2017)nüshasında yayımlanan 'İlerisini göremeyenler için tarih acımasızdır!' başlıklı yazısı şöyle:

Sevgili okurlarım,

Bugün İsviçre'nin Cenevre kentinde Kıbrıs'ın geleceğini belirleyecek tarihi görüşmeler başlıyor. Bugün ve yarın ikili görüşmelerin yapılması, 12 Ocak'ta ise “Kıbrıs Konferansı” adı altında Türkiye'nin de katılacağı beşli görüşmelerin olması bekleniyor.

Bu bağlamda, 5 Ocak 2017 günü İstanbul'da “Kıbrıs'ta son sözü kim söyleyecek” konulu bir panel düzenlendi. Konuşmacılardan biri de 26. Genelkurmay Başkanı, Emekli Orgeneral İlker Başbuğ idi.

Şimdi okuyacağınız röportajımıza, Sayın Başbuğ'a “Paneldeki konuşmanızda ‘Diplomaside hatanın telafisi yoktur, sıkıştığınız zaman Atatürk'e başvurun' dediniz. Bu sözlerinizi biraz açar mısınız” sorusunu yönelterek başladım.

ATATÜRK'ÜN SÖZLERİ…

İLKER BAŞBUĞ: 1936 yılına gelindiğinde Türkiye, “Boğazlar Sözleşmesi”nde değişiklik yapılmasını gündeme getirmeye karar verir. Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras bir gün konuyu Atatürk'e açar ve emirlerini almak ister.

Atatürk kısa bir süre düşündükten sonra, kendisine şunları söyler:

“Biz böyle bir adım attıktan sonra bir daha geri dönemeyiz. Bu yüzden de çok daha acı akıbetler de doğabilir. Millet o vakit senin kafanı koparır. Fakat, faydası olmaz! Git, tekrar düşün. En küçük tereddüdün varsa bu teşebbüsten bir daha bana bahsetme!”

Atatürk'ün bu sözleri uluslararası ilişkiler için derslerle dolu. Bu dersler bugün için de geçerli…

“BEDELLERİ AĞIR OLUR”

UĞUR DÜNDAR: Sizce, alınması gereken dersler neler olmalı?

İLKER BAŞBUĞ: Birincisi ve en önemlisi, uluslararası alanda ciddi bir konuda adım atmadan önce her şeyi çok detaylı ve iyi şekilde değerlendirmek zorundasınız. Hesapsız olarak atılan adımlardan hem geri çekilmek oldukça zordur, hem de bu geri adımlar ülkeye büyük zararlar verebilir. İkinci önemli nokta ise; uluslararası ilişkilerde atılacak adımların zamanlamasıyla ilgilidir. Zamanlamada doğru anı yakalamak zorundasınız. Üçüncüsüne gelince; uluslararası ilişkilerde yapılan hatalar başlangıçta hemen fark edilemez. Bu hatalar yıllar sonra ortaya çıkar ve bedelleri de ağır olur. Bugün Atatürk'ün 1936'da söylediklerinin, özellikle uluslararası ilişkilerde ne kadar değerli, yol gösterici ve geçerli olduğunu çok daha iyi anlayabiliyoruz. Sözleri, bütün uluslararası sorunlarımız için; özellikle komşularımız Irak, Suriye, Ermenistan, Yunanistan ve Kıbrıs ile olan sorunlarımız için de geçerliliğini korumaktadır. Zaten Atatürk'ü eşsiz ve ölümsüz kılan özelliği de bu değil mi?..

“GERÇEKLERİ GÖRMÜYORLAR”

UĞUR DÜNDAR: Kıbrıs'taki gelişmelerle ilgili sorularımıza Osmanlı İmparatorluğu'nun Kıbıs'ı nasıl kaybettiğiyle başlayalım.

İLKER BAŞBUĞ: 1877-78 Osmanlı-Rus savaşında, Ruslar Yeşilköy'e kadar geldi. Padişah II. Abdülhamit çaresiz kalınca İngiltere'den yardım istedi. İngiltere'nin duruma müdahalesi neticesinde 3 Mayıs 1878'de Ruslarla Yeşilköy Antlaşması yapıldı. Elbette bunun bir bedeli olacaktı. Çok geçmeden 30 Mayıs 1878'de İngiltere, Osmanlı İmparatorluğundan, askeri ve stratejik amaçla kullanmak üzere Kıbrıs'ı istedi. Görünürde, Ada Osmanlı devletine ait olmaya devam edecekti. Ancak kısa süre sonra İngiliz askeri adaya ayak bastı. İşte bu “ayak basış” sonun başlangıcı oldu!..

Osmanlı İmparatorluğu'nun Almanya'nın yanında Birinci Dünya Harbi'ne girmesinden birkaç gün sonra; İngiltere, Kıbrıs'ı tek taraflı olarak ilhak etti.

Bunun karşısında, Osmanlı Devleti sadece protesto etmekle yetindi!

İngiliz askerinin Kıbrıs'a çıkmasından hemen sonra, İstanbul'daki İngiltere Büyükelçisi'nin, Ağustos 1878'de Londra'ya gönderdiği rapor da ibretlik örneğidir.

Büyükelçi raporunda şunları yazmıştı:

“Rumlar, Türkleri her şeyden yoksun bırakmak ve Ada'dan kovmak gayesiyle büyük çaba harcayacaklardır. Bütün Kıbrıs topraklarını elde etmek için her türlü sahtekarlığı yapacaklar ve böylece Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak isteyeceklerdir!..”

“Büyük Yunanistan” (Megola Idea) hayali 1897'de Viyana'da Papaz Rigos Fareos tarafından dile getirildi. Bugün; İngiliz Büyükelçisi'nin 1878'de söylediği sözler de geçerliliğini korumaktadır.

Ama ne yazık ki bazıları bu gerçekleri görmekte ve kabul etmekte zorlanmaktadır!

Onlara bir sözümüz olur:

“Tarih, ilerisini göremeyenler için çok acımasızdır!..”

UĞUR DÜNDAR: Bugünden itibaren 3 gün süreyle Cenevre'de yapılacak Kıbrıs görüşmelerine nasıl bakıyorsunuz?

İLKER BAŞBUĞ: KKTC'nin ilk Cumhurbaşkanı, büyük devlet adamı Rauf Denktaş; 15 Nisan 2004 günü TBMM'de yaptığı tarihi konuşmasında şunları da söylemişti:

“Rum'un siyasi emelinden ve hedefinden vazgeçmediğini gören bir kişi olarak, geleceğe temkinli yaklaşanlardanım… Kıbrıs meselesi doğru, gerçekçi bir teşhisle, gerçekler dikkate alınarak halledilir. Bu gerçekler; Kıbrıs'ta iki halkın iki devletin varlığıdır. İki kesimliliğin güçlendirilmesidir. Türk-Yunan dengesidir. Fiili ve etkin garantilerin devamıdır. Adil ve kalıcı bir barışla yeni ortaklıktır…”

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.