Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu güncel konuşmalarla devam ediyor. Milletvekilleri, eğitim, üniversiteler ve Kıbrıs konusunu da Meclis gündemine taşıdı.
DERYA
“Eğitim Politikaları” konusunda İlk güncel konuşmayı yapan CTP Milletvekili Doğuş Derya, bir şeyin politika olabilmesi için onun bir vizyonunun olması gerektiğini, bunların olmadığı durumlarda ise bir eğitim politikasından söz edilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Dün meclisin gündeminde olan 2 yeni üniversite açılması konusuna değinen Derya, dün cevaplarını alamadıkları soruları tekrarlayacaklarını kaydetti.
Mecliste geçtiğimiz günlerde Bağımsız Milletvekili Hasan Taçoy’un 10 yıllığına yeni üniversite izni verilmesini kısıtlayıcı bir öneri getirdiğini anımsatan Derya, Eğitim Bakanı Özdemir Berova haricinde hükümet yetkililerinin de buna onay verdiğini anımsattı.
“AKADEMİK ALANA ŞAİBE DÜŞMEMELİ…”
Üniversitelerin ve öğrencilerin sorunlarına ve eğitim niteliklerindeki sıkıntılara değinen Derya, akademik alana şaibe düşmemesi gerektiğini, bu konulara ciddiyetle yaklaşmak gerektiğini kaydetti.
Öğrencileri sadece para olarak gören, şirketleşmiş bir üniversite anlayışı olduğunu ileri süren Derya, dövizdeki dalgalanmalar konusunda önlem alınmamasını eleştirdi.
Öğrencilerin sağlık alanında yaşadığı sıkıntılara da değinen Derya, bir çok yabancı öğrencinin tecavüze uğradığını, iş güvencesi olmadan, sigortasız çalıştırıldığını, yaşanan hamilelikler olduğunu ve bu gibi konularda hiçbir önlem alınmadan yeni izinler verildiğine işaret etti.
Ülkede bir takım gerici örgütlenmeler bulunduğunu da ileri süren Derya, bu örgütlerin İçişleri Bakanlığı tarafından denetimlerinin yapılmadığını söyledi ve “bu konuda ciddi bir laçkalık var” dedi.
Ülkede KKTC mezunu işsiz bir çok öğretmen varken Türkiye’den öğretmen getirmesini de eleştiren Doğuş Derya, Türkiye’den getirilecek öğretmenlerin de cinsiyet ayrımcılığıyla ülkeye getirilmeye çalışıldığını iddia etti.
“Bir Bakan olarak Berova’nın Çanakkale Kampı’nda yaşananları bilmemesini” de eleştiren Derya, konuyu tekrar gündeme getirerek, bu konuda Bakan Berova’dan açıklama istedi.
Derya, dün verilen üniversite izinleri için gerekçeleri, sermaye sahiplerinin kimler olduğunu, koordinasyon ofisinin defakto olarak kampları organize edip etmediğini sordu.
BEROVA: ” YÜKSEK ÖĞRENİMİN YIKICI DEĞİL, DAHA YAPICI NASIL ORGANİZE EDİLEBİLECEĞİNİ TARTIŞMAK GEREK”
Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova da Derya’ya cevaben yaptığı konuşmada, planlama ve organizasyondan bahseden Derya’yı , Koordinasyon ofisi Yasası geçerken Meclis’te konuşulanlardan haberi olmamakla suçladı.
Berova, yapılan yeni yasayla üniversite açma yetkisinin KKTC Meclisi’ne verildiğini anımsattı.
Şu anda meclis komiteleri içinde ivedi olmayan hiçbir yasa tasarısı olmadığını ifade eden Berova, açık ve şeffaf şekilde hazırlanan önerilere komitelere gidilip bakılabileceğini, açık olmayan bir durumda ise kendilerinin izahat yapabileceğini ifade etti.
Ülke ekonomisi için çok önemli olan Yüksek öğrenimin yıkıcı değil, daha yapıcı nasıl organize edilebileceğinin tartışılması gerektiğine dikkat çeken Berova, Türkiye’den gelen öğretmenler konusuna değinerek, son 10 yılda Türkiye’den gelen öğretmen sayısında bir değişiklik olmadığını kaydetti.
Özel eğitim öğretmenliği konusunda teşkilat yasasında bir değişiklik yapılması gerektiğine işaret eden Berova, geçmişte olduğu gibi, bu dönem içinde de ülke teşkilat yapısında olmayan öğretmenlerden hizmet alındığını, maaşlarının da TC tarafından ödendiğini anlattı.
Cinsiyete göre bir sıralama değil başarıya göre bir sıralama yapıldığına işaret eden Berova, tarihi öneminden ötürü bundan sonraki süreç içinde kültürel gezilere devam edileceğini kaydetti.
DERYA
Yeniden söz alan Derya, kendisinin gezinin neden düzenlendiğini değil, gezileri kimin düzenlediğini sorduğunu belirtti.
Bakan Berova’yı tutarsız olmakla suçlayan Derya, kendisinin bu soruları, erişemediği için değil, herkesin bilmesi için sorduğunu kaydetti.
SOYER
CTP Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, “Kıbrıs Sorunu ve İngiliz Üstleri” konusunda yaptığı güncel konuşmasında, toplumsal ve sosyal sorunların ortak bir akılla çözülebileceğine işaret ederek, Kıbrıs sorununda ortak akıldan yoksun olunduğunu, her kesimin kendi açısından bir karar almaya çalıştığını kaydetti.
Rum Temsilciler Meclisi’nde alınan kararın Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına aykırı olduğunu, ancak ülkenin Dışişleri Bakanlığı’nın konuya bu şekilde yaklaşmadığını ifade eden Soyer, konunun bu şekilde ele alınmadığını söyledi.
Soyer, adadaki iki halkın da hidrokarbon konusunda söz sahibi olduğuna işaret ederek, konu hakkında Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’ndan örnekler verdi ve kararın hem anayasaya, hem hukuka, hem de evrensel hukuka aykırı olduğunu söyledi.
İngiliz Üsleri konusuna da değinen Soyer, üslerle ilgili yapılacak görüşmelerde Kıbrıs Türk tarafının talepkar olması gerektiğini kaydetti.
ERTUĞRULOĞLU
Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Soyer’e cevaben yaptığı konuşmada, garanti edilen 1960’taki düzenin ne olduğunu yıllarıdır söylemeye çalıştıklarını ifade ederek, bunu ihlal edenleri de yıllardır eleştirdiklerini kaydetti.
1964’te yasal olarak devam etmeyen bir ortaklık hükümetine rağmen, BM Güvenlik Konseyi’ne sanki devam eden bir ortaklık hükümeti varmış gibi gösterildiğini ifade eden Ertuğruloğlu, Rum tarafının kendini “Kıbrıs Cumhuriyeti biziz” gibi gösterdiğini kaydetti.
Rum tarafına tanınmışlık verilmeye devam edildikçe, Türk tarafının şikayetleriyle bir yere varılamayacağını ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türklerinin ambargolar altında ezilmeye devam ettiği söyledi.
Kendisinin ortaya koyduğu seçeneklere değinen Ertuğruloğlu, 50 yıldır başarısızlığı ortada olan müzakere sürecine geri dönülmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Ertuğruloğlu, “Rum devlettir, biz toplumuz dünyanın gözünde, Kimi kime şikayet ediyoruz. Bu şekilde bir çözüm bulamayız Kıbrıs konusuna” dedi.
SOYER
Yeniden söz alan Soyer, iki bölgeli federal bir çözüm için uğraş verilmesi gerektiğini vurguladı.
