Nilsen KÜÇÜK
Güler yüzü, başarılı hikayesi ve samimi sohbetiyle girişimci iş kadınlarından olan Özlem Özbekoğlu ile kurduğu şirketi ülkemizin ilk renkli fotokopi dükkanı olan Magic Touch’ı nasıl kurduğu hakkında, istedikten sonra önce hayal edip sonra doğru yerlerde doğru riskler alarak büyümenin aslında tesadüf olmadığını ve bir kadın olarak çalışıp başarmanın yanlarını konuştuk.
İş hayatına Dışişleri Bakanlığı’nda başlamasına karşın 3 ay sonra buradan ayrılan ve bir bankada çalışmaya başlayan Özlem Özbekoğlu, yapılan sınavda başarılı olarak Ankara’ya tayini çıkmasına karşın aşk nedeniyle gitmeyerek şu anki işi olan baskı işine atılıyor.
Kurdukları dükkanın Magic Touch isminin transfer kağıdı olarak satın aldıkları ve üstünde ‘Magic Touch’ yazan kağıtları kullanmaya başlamaları sonrasında ortaya çıktığını aktaran Özlem hanım, bir süre sonra gelen değişik talepler üzerine, düğün fotoğrafları ardından fotoğraflara çerçeve ardından kimlik kartı fotokopisi derken risk alarak dükkanını çeşitli makinelerle büyütmüş.
Evlendikten sonra eşiyle Girne’ye taşındıklarını ve burada bir küçük dükkan daha açtığını aktaran Özbekoğlu, teknolojinin gelişmesiyle müşterilerin de talebine göre sürekli yatırım yaptıklarını söylüyor.
Söyleşimize başlıyoruz
Magic Touch nasıl doğdu?
40 yaşında olan Özlem Hanım evli, biri 17 diğeri 10 yaşında 2 tane kızı var .
Gençlik hayali diplomat olmak olan Özlem Hanım Türkiye’de üniversite kazanmasına rağmen Kıbrıs’ta kalıp üniversiteyi Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olarak bitirmiş. Dışişlerinde sadece 3 ay çalıştıktan sonra Bankada işe başlayan ve sınavda aldığı başarıdan dolayı Ankara’ya tayini çıkan Özlem Hanım ‘’Aşk uğruna gitmeyi reddettim, eşimle o zaman daha yeni nişanlıydım. O yüzden aşkım için kalmayı seçtim’’ diyor esprili bir dille.
FOTOĞRAF MERAĞINDAN BASKI İŞLERİNE DOĞRU YOLCULUK
Ankara’ya gitmeyi reddetmesinin ardından bankaya da geri dönmeyen Özlem Hanım bir dönem evde oturup ne iş yapacağıyla ilgili araştırma yapmaya başlamış. ‘’Babamın fotoğraf merağı vardı. Bir dönem küçük bir fotoğrafçı dükkanı açtı, askere gidince de kapattı. Bir gün bir arkadaşı ona renkli bir fotokopi makinesi getirdi. Vesikalık fotoğrafı koyuyorsunuz, renkli fotograf alıyorsunuz. Yani bahsettiğim yıllar karanlık odaların olduğu yıllardı. Böyle bir şey çok mühim bir olaydı. Bu sene Magic Touch’ın 20. Yılı’’ diyor.
MAGİC TOUCH’IN İSİM HİKAYESİ
Küçük bir dükkana fotokopi makinesi koyan babası kızlarına bir iş imkanı sunmak için yanına çağırmış. Makineyi kuranlar bildikleri kadarıyla işlevini anlatmış ve Özlem Hanım’ın Magic Touch serüveni böyle başlamış.
Transfer kağıdı olarak da Alman markası olan ve üstünde ‘Magic Touch’ yazan kağıtları kullanmaya başlamışlar ve aslında şirketlerinin ismi de o şekilde doğmuş. Bugün halen daha aynı firmanın kağıtlarını kullanıyorlarmış.
‘’Benim tüm işim kitap okumak olduğu için o zamanlarda bilgisayarın B’sini bilmiyordum. Yanımıza bir grafiker aldık ve bilgisayar konusunda hergeçen gün kendimi geliştirmeye çalışarak işe başladık. Eşim o zaman daha öğenciydi, İnşaat mühendisliği okuyordu, bende zaman geçsin, oyalanayım, babamın gönlü olsun diye hergün dükkana gidiyordum.’’
Bir süre sonra gelen değişik talepler üzerine, düğün fotoğrafları ardından fotoğraflara çerçeve ardından kimlik kartı fotokopisi derken risk almayı seven bir yapıya sahip olduğundan Özlem hanım babasını ve annesini de alarak Türkiye’ye yeni makine almak için araştırma yapmaya gitmiş. Çok iyi bir Amerikan markası olan bir firmayla anlaşıp işleri büyütmek için yeni yatırım yapmaya karar vermiş.
Özbekoğlu “Bir renkli, bir siyah beyaz bir de plan kopya. Ve şirketi kurduk. Tabi yine T shirt baskıları, bardak baskıları derken ben iş bakmak, diplomat olmak yerine fotokopici olup orda bir şekilde kala kaldımJ” diyor.
Özlem hanım teknolojinin gelişmesiyle müşterilerin de talebine göre sürekli yatırım yaptıklarını söylüyor. Aslında kazandıklarını tekrardan işe yatıran Özlem hanım işleri genişlettikten sonra artık annesinin yardımına ihtiyaç duyuyor. “Benim annem 30 yıl bankacılık yaptı. Öğlen işten çıktıktan sonra gelip bize yardım ediyordu. Baktı ki çok yoğunuz, kararını verdi ve 30 yıllık bankacılık kariyerinden sonra o da fotokopici Sevil oldu J.”
Evlendikten sonra Girne’ye taşınan Özlem Hanım, Girne’nin ciddi bir öğrenci potansiyeli olmasından dolayı kitap basımları, öğrencinin talepleri doğrultusunda yapılan işler olduğunu belirterek gece geç saatlere kadar bunca senedir beraber çalıştığı çalışma arkadaşları ile Girne’deki dükkanlarında çalıştığını söylüyor.
Özbekoğlu “Eşim o zaman askerde olduğu için, ben dükkana kızım için bir yatak aldım kızım daha 1.5 yaşındaydı. Orada tüm günümüzü ve hatta gecemizi geçiriyorduk. Hal böyle olunca Lefkoşa’dan ayrı çalışmaya başladık. Eşim bazen askerden arayıp bana kendi işiyle alakalı birşeyler de yaptırıyordu. Biz hiçbirşeyi hazır bulmadık, çalıştığın sürece para kazanabiliyorsun. Bizde bunun için çok çalıştık.’’ diye sözlerine ekliyor.
“ÖNEMLİ OLAN DOĞRU NOKTADA DOĞRU RİSKLERİ ALABİLMEK’’
‘’Girnede anneannemle beraber yaşarken anneannemi kaybetmemiz, Lefkoşaya geri taşınmam hergün git gel, işin içindeki yoğunluklar, epeyi stresli bir dönem olmuştu benim için. Eşim askerden çıktıktan sonra Annan Planı dönemine denk geldi. Bir şanstır değerlendir derler ya işte o şansı farkedip değerlendirmek çok önemli. Biz hep doğru noktada, doğru riskler alarak yürüdük. Tabi biraz şans biraz da aldığın riskin sorumluluğunu taşıyabilmen çok önemli.’’ diyor.
Fotokopi furyası dışında eşinin Annan Planı zamanında inşaat işlerinin açılması, bedeli gece gündüz çalışmak olsa da kendilerine güzel bir gelir sağlamış. Birikim yaptıktan sonra ev sahibi olmanın güzel gururunu yaşamışlar.
“AİLE ŞİRKETLERİ KURUMSALLAŞMADIĞI SÜRECE PROBLEM OLABİLİYOR’’
Eşinin yanı sıra kendinin de yoğun olarak çalışmaya devam etmesi ve hızlı bir şekilde büyümesi aile şirketi içinde yavaş yavaş problem yaratmaya başlamış. Annesinin daha muhafazakar yapısı, kardeşlerin başka işlerle uğraşması ve herkesin çekirdek ailesinin de artık büyümesiyle birlikte aileyi bir dönüm noktasına getirmiş.
“Babam ilk başta kesinlikle kabul etmedi ve iki sene boyunca direndi fakat iki seneden sonra bundan 9 yıl önce benim kendime şirket kurmamla beraber bana Girne’de tahsis ettiği dükkana girdim ve makinelerin de değiştirme zamanı olduğundan dolayı tek bir makineyle işe yeniden başladım’’ diyor.
Hergün yelpazesine yeni birşeyler ekleyen Özlem Hanım büyük bir yatırımla bu işe tekrardan başladığını belirterek artık kendi riskini kendi aldığını söylüyor. Kendi 9 yıldır Magic Reform Copy LTD. adı altında yalnız çalışmasına rağmen yine de aile ile aynı çatı altında olduklarını, aynı fiyat politikası izlediklerini belirtiyor.
Magic Touch olarak 20. Yılını kutlayacak olan aile bugüne kadar kullanılan kağıtlar için bir de çalışanları ve müşterileriyle birlikte 20. Yıl anı ormanı etkinliği çerçevesinde 10.000 fidan dikmişler.
Girne’de yer alan Magic binalar da şirketle bağlantılı mı?
‘’Hayır o eşimin şirketi. Magic adını koymamız ise tamamen güven sembolü olmasını istediğimiz için koyduk ve zaten sadece bir bina yapacaktık. Fakat planladığımız gibi olmadı, biz binalara devam ettik, isim de o şekilde ilerledi’’ diyor.
‘’ÖNCE HAYAL ET, SONRA CESARET’’
Girişimci ve yatırımcı bir kişi olarak projelerini her geçen gün geliştiren Özlem Hanım şu anda sekreterliğini yaptığı İKD ‘İş Kadınları Derneği’ ile nasıl tanıştığını anlatıyor:
‘’2013 yılında İstanbul yolculuğundan geri dönerken beni dükkandan aradılar ve beni görmek isteyen birileri olduğunu söylediler. Uçaktan indiğim gibi gittim bir de baktım ki benim odam stüdyoya dönmüşJ. Beni yılın girişimci kadını olarak önermişler ve o günden bir hafta sonra da Bedesten’de bana plaketimi verdiler. Benim Dernekle tanışmam öyle oldu’’ diyor ve derneğin çok güzel başarı hikayelerinden ve kendi aralarında yapılan destek ve faaliyetlerden kısaca bahsediyor.
Özlem Özbekoğlu “Çok önemli ve top isimlerin kurduğu derneği onlardan devraldık ve kadının görünürlüğü çok önemli olduğundan güzel faaliyetlerle sesimizi duyurmaya çalışıyoruz” diyor.
Dernekle ilgili özel bir söyleşi yapıp önümüzdeki günlerde siz okuyucularımıza aktarmak üzere kendisinden söz alıyoruz.
