Özdemir Asaf, Lavinia
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Usta şair Özdemir Asaf‘ın ünlü Lavinia şiirinin de hüzünlü bir hikayesi bulunuyor.
Lavinina, Özdemir Asaf‘ın okul yıllarında aşık olduğu bir kıza yazdığı şiir olarak bilinir. Öyledir de. Karşılıksız bir aşkı anlatır.
Şair, Lavinia şiirini yazdıktan sonra şiir yarışmalarından birine göndermeye karar verir ve şiirinin beğenilmesiyle birlikte yarışmayı birincilikle kazanır.
Sonuçlar açıklandıktan hemen sonra şairden şiirini kürsüde okuması istenir. Özdemir Asaf bu teklifi geri çevirmez. Salondaki misafirler arasında Asaf’ın aşık olduğu kız da vardır ve salonu terk ettiği söylenir.
Özdemir Asaf’ın büyük bir tutkuyla aşık olduğu ve karşılık alamadığı kişi Mevhibe Meziyet Beyat’tır.
Ancak Mevhibe Hanım’ın Özdemir Asaf’a karşı en ufak bir ilgisi yoktur. Asaf’a yıllar sonra dillere destan olacak bir şiir yazdıran bu aşk, karşılıksız ve umutsuzdur.
Mevhibe Hanım’ın gönlünde ise bir başkası; ressam olan hocası Edip Hakkı Köseoğlu vardır.
Ve bir de usta gazeteci İlhan Selçuk. Ancak İlhan Selçuk o yıllarda hareketli bir gençlik yaşamaktadır ve Mevhibe Hanım’a göre biri değildir.
En sonunda Mevhibe Hanım’ın dünya evine girdiği kişi oyuncu Öztürk Serengil olur. Ancak evlilikleri uzun ömürlü olmaz ve ayrılırlar.
Mevhibe Hanım’ın en yakın dostları arasında olan Melda Kaptana, arkadaşına olan bu yoğun ilgi hakkında şunları söylemiştir:
“Korkunç bir sezgi gücü vardı Mevhibe’nin. Yüzünüze bakar bakmaz, sizi tanır, anlar, ruhunuzun en derin köşelerine kadar kavrardı. Küçücük bir bakıştan, mimikten, jestten tüm karakter haritanızı çıkarabilirdi. Özdemir Asaf bu yüzden ona ‘Öldürmekten daha beter anlıyorsun insanı’ demişti. Çok keskin gözleri vardı.”