banner913
banner932
banner1012

Anastasiadis’te fikirler paketi hazırlığı

banner1020

Rum lider Anastasiadis’in Cumhurbaşkanı Akıncı ile 26 Şubat’ta yapacağı görüşmeye müzakerelerin başlangıç noktası olması için desantralize federasyona dair çalışılmış fikirlerle gideceği öğrenildi

banner974
Anastasiadis’te fikirler paketi hazırlığı

banner971

Anastasiadis, desantralize federasyon önerisini izah etti: “Tek egemenlik, tek vatandaşlık, tek uluslararası temsiliyet, ekonomi ve AB konularında yetki merkezî hükümet”

 Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile 26 Şubat’ta yapacağı gayrı resmî görüşmeye “görüşmelerin başlangıç noktası olması için” desantralize federasyona dair çalışılmış fikirlerle gideceği haber verildi.

Güney’de yayımlanan Fileleftheros Gazetesi “Akıncı’ya Fikirler Paketi İle…  Başkan Anastasiadis Desantralize Federasyona Dair Veriler Sunacak” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Rum Yönetimi’nin fikirler üzerinde çalışıp, sunmaları için akademisyenler görevlendirdiğini yazdı.

Rum Yönetimi açısından öncelikli konunun,  “devletin işleyebilirliğini engelleyeceği” iddiasıyla Türk tarafının olumlu oy ısrarından kaçmak olduğunu kaydeden gazete, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın desantralize federasyona atıf yaparak herhangi bir senaryo ve çözüm modelini dışlamadığını hatırlattı ve Rum tarafının istediklerini şöyle sıraladı:

“Devletin işleyebilirliği sorununun çözülmesi, siyasi eşitliğin BM kararlarında ve bütün federal yasalarda belirlendiğinin netleştirilmesi ve vetonun sadece Kıbrıs Türk toplumunu ilgilendiren meselelerde olması gerekiyor. Anastaiadis’in bu konuda 5 Temmuz 2017 Crans Montana önerisi de bulunuyor.

Türk tarafının ortaya koyduğu şekliyle olumlu oy’a yoğun itiraz var. Lefkoşa,  olumlu oy benimsenirse 1960’taki sorunların tekrarlanacağına işaret ediyor. Yine, temel yetkiler ve ilkeler dışarıda bırakılırsa geriye 120 ilke kalıyor. Desantralize federasyon önerisi de bu mantıkla sunuldu.”

Politis, Cumhurbaşkanı Akıncı ile görüşmesi öncesinde Anastasiadis’e desantralize federasyon önerisiyle ne kast ettiğini, 4 Temmuz “belgesi”nin neden referans şartlarının oluşturulması için önemli olduğunu sorduğu özel bir röportaj yaptı.

Gazete, Anastasiadis’in “Girnelileri, geri dönme olanakları olacak veya durum daha kötüye gitmeyecek diye daha ne kadar kandıracağız?” ve “Rum tarafının, çözüm çabalarının başarılı olmaması halinde, durumun nasıl yönetilmesi gerektiğine dair tavrının araştırılması gerektiği” yönündeki sözlerini öne çıkardığı röportajı  “Başkan’ın  Röportajı… Desantralize ve Üç Singles (tek egemenlik, tek vatandaşlık, tek uluslararası temsiliyet) ” başlığıyla manşetten verdi.

Anastasiadis, 4 Temmuz belgesinde neden bu kadar ısrar ettiğini açıklarken, “Sayın Lute’un referans şartlarının çerçevesi, 30 Haziran belgesi, daha çok da kaybolan tutanakta kaydedilenler temelinde belirleniyor” ifadelerini kullandı.  Rum lider şöyle devam etti:

 “BM Genel Sekreteri Crans Montana’ya geldiği ilk gece, iki taraf arasında anlaşmazlık bulunan en önemli konuları içerecek bir çerçeve belirlenmesi gerektiğini düşünerek ‘bu altı maddede anlaşmaya varılması demek özde bir stratejik anlaşmaya vardığımız anlamına gelir ki taraflar geriye kalan anlaşmazlıkları daha akıcı müzakere edebilsin’ dedi. Bu nedenle tam da bu nokta önemlidir. Sayın Lute elbette Genel Sekreter’e sorabilir ve elbette o da Espen Barth Eide’nin Genel Sekretr’in talimatıyla 4 Temmuz’da taraflara dikte ettiği o tutanağın neden kayıp olduğuna  bakılabilir. BM’nin konuyu araştırıp geri dönmesini umuyorum.”

“4 TEMMUZ TUTANAĞI OLMADAN REFERANS ŞARTLARI EKSİK OLACAK”

Konunun netleşmemesi halinde ne olacağı sorulduğunda, referans şartlarının 6 önemli konuya dair “müphem bir belgeye” dayalı belirlenebileceğini savunan Anastasiadis, “4 Temmuz önemli çünkü 5 Temmuz’da sunduğum öneriler ona dayanıyordu. Önerilerimi neden o zamana kadar sunmadım da 5 Temmuz’da sundum? İzahatın ardından öteki taraf da yazılı öneri sunarsa, anlaşmazlıkların ne kadar azalacağını veya yakınlaşma sağlayacağımızı görelim ve geriye kalan anlaşmazlıkların müzakeresine geçelim diye sundum. Şimdi daha olumlu olmamın zamanıdır dedim.”

Önerilerinin, şartlı olduğu hatırlatıldığında ise “Genel Sekreter bizden, şartlı da olsa tezlerimizi vermemizi istedi.  Böylece önerilerimi sundum” diyen Anastasiadis, Kıbrıs Türk tarafının ise ilk gün,  garantilerin devamı ve Türk askerinin varlığının şart olduğu gibi ifadelerin yer aldığı birkaç paragraflık tek bir belge sunduğunu söyledi. Rum lider, “Bu, başta ilke olarak uzlaştığımız, yani birinin güvenliğinin öteki için tehdit olmayacağını ihlal ediyordu” dedi.

Anastasiadis, referans şartlarında uzlaşmaya varılması halinde, çözüm perspektifi oluşan bir noktaya gelineceği düşüncesinde olup olmadığı sorusuna karşılık “ 6 maddede anlaşmaya varırsak, elbette evet. İlerlememiz için ön şartlar oluşacak” yanıtını vererek, şöyle devam etti:

“Ancak, örneğin olumlu oy veya Sayın Çavuşoğlu’nun garantilerin gözden geçirme maddesi ile devamında ısrar, katkı koymaz. Taraflar arasında bir anlaşma şartıyla gözden geçirme,  gerek zamanın, gerek sonlandırmanın gözden geçirilmesi için oybirliği gerektirir. Dolayısıyla, taraflardan birinin gözden geçirmeyi kabul etmemesi halinde, devam edecek demektir. Bizim istediğimiz, uzlaşma sağlanabilirse, zamanın, garantilerin son bulma zamanı da olmasıydı.”

MERKEZİ HÜKÜMETTE KALACAK YETKİLER “ÜÇ ‘TEK’, EKONOMİ VE AVRUPA BİRLİĞİ”

Anastasiadis, “desantralizasyonun kendisi için tam olarak ne demek olduğu” yönündeki soruyu yanıtında, “Merkezî hükümetin yetkileri “üç tek”te, yani tek uluslararası temsiliyet, tek egemenlik ve tek vatandaşlıkta, ekonomi konularında ve Avrupa Birliği konularında sınırlandırılabilir” dedi.

Rum lider şöyle devam etti:

“Bu ilke kabul edildikten sonra desantralizasyonun ne olduğunu belirlemenin tek başına bir tarafın değil, tarafların işi olduğunu söyledim. İşleyebilirlik sorunlarını desantralizasyonla daha kolay aşacağımızda neden ısrar ediyorum? Çünkü bu, gerek Kıbrıs Türk toplumunun “Rum tarafının nüfus çoğunluğunu suistimal edebilir” endişesini, gerek Kıbrıs Rum toplumunun, her yerde olumlu oy biletinin kullanılmasının anlaşmayı bozup yıkabileceği endişesini azaltabilir. Bu şekilde federal hükümetin yetkilerini azaltarak,  Kıbrıs Türk veya Rum toplumunu etkileyebilecek kararları da sınırlandırırız.  Daha açık ve net söylüyorum ki olumlu oy, Kıbrıslı Türklerin çıkarları için güvenlik kalkanı olacak ve koruyucu olarak kullanılacak. Çok önemli bir şey daha ekleyeyim. 2014 ortak ‘açıklamamızda merkezi hükümetin iki devletin yetkilerine veya devletlerin merkezi hükümetin veya birbirlerinin yetkilerine müdahale etmeyeceğinde uzlaşmıştık. Bu nasıl sağlanır? Olumlu oyla. Yani, bir güvenlik sistemi olmalı.”

“Olumlu oy bu 5-6 konuda mı olacak, diğerlerinde gerekmeyecek mi?” sorusuna karşılık Anastasiadis “Hayır.. Olumlu oy tüm kararlarda olursa Kıbrıs Rum tarafının, sistem işlevsiz olacak endişesi daimi olacak. Merkezî hükümetin yetkilerinin, gündelik hayatlarını etkilemeyecek yetkiler olması da Kıbrıslı Türkleri yatıştıracak. Bu Kıbrıslı Rumlar için de geçerli. Öte yandan Kıbrıs Rum tarafınca yetkinin suistimal edilmesi ihtimali olan yerlerde güvenlik supabı olarak bir olumlu oyları olacak” dedi.

Anastasiadis, “Hayatî öneme sahip konuya kim karar verecek?” sorusuna “Anlaşmazlıkları çözme mekanizması olacak. Örneğin,  diğer federal anayasalardaki türde konular gündeme geldiğinde, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklar ve etkileyip etkilemeyecek konulardan mı olduğuna o karar verecek ve o zaman da olumlu oy kullanacaklar. Veya herhangi başka bir mekanizma olabilir” cevabını verdi.

“KIBRISLI RUMLARIN OLUMLU OYU OLMADAN KARAR ALINAMAZ DESEK….”

Akıncı’nın, “Uygulananların yüzde 95’i Brüksel’den geldiğine göre etkin katılım neden endişelendiriyor?” sorusuna “O zaman kalan bu yüzde 5’te olumlu oy olmasının ne sakıncası var?” sorusuyla yanıt vermesinin hatırlatılması üzerine, Anastasiadis de şu soruyla yanıt verdi: “AB talimatları olmayan yerlerde kuşku yaratacak ve egemen bir devletin politika uygulaması bir toplumun olumlu oyuna bağlı olmasını gerektirecek maddeler neden gerekli?”

Anastasiadis, şöyle devam etti:

“Tersini, yani Kıbrıslı Rumların olumlu oyu olmadan karar alınamaz dersek, bunun öteki tarafın aleyhine olacağını anlarsınız. Kıbrıs Rum tarafının olumlu oyları olmadan karar alınamaz dersem çıkarlar etkilenir mi, etkilenmez mi? Olumlu oy olmadan karar alamazsın şartı getirilir ve ‘iyi de bir Kıbrıslı Türk bulunmayacak mı?’ argümanını getirenler olduğu için hatırlatayım;  Bakanlar Kurulu Kıbrıslı Rumlar açısından Başkan, Kıbrıslı Türkler açısından da Başkan Yardımcısı tarafından atanır.  Atadıkların senin tezlerinden ayrılırsa, Bakanlar Kurulu’ndan atarsın. Daha önce, birçok alternatif öneride bulundum. Maalesef reddettiler. Örneğin parlamenter sistem. Dönüşümlü başkanlık yürütme erki tarafından kullanılacaktı. İlgilendikleri bu değil mi? O zaman olumlu oya ihtiyaç olacak mıydı? Mesela mecliste temsil edilenin koalisyon partilerinin hükümeti desteklemesi için olumlu oy gerekir mi?  Ve hükümeti kurmaya etnik köken değil siyasi tezler temelinde git. Bunu reddettiler. Diyorum ki burada da tartışırken devletin işleyebilirliğini görmemiz gerekir.”

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu’nun da açıklamalarında tek gerçekçi çözümün iki bölgeli iki toplumlu federasyon olduğunu söyledikleri hatırlatılması üzerine Anastasiadis “Hayır muhatap ben değilim, Türkiye’dir. Tamamen saygı duyduğum bir Kıbrıslı Türk lideri, Akıncı’dan söz ediyorum, hiçbir şekilde küçümsemek de istemem. Ancak teslim etmek zorundayız ki, kendisi de biliyor, müzakere yetkisi maalesef kısıtlıdır. Kendi zayıflığından değil, Türkiye tarafından dayatıldığı için” dedi.

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.