Geçtiğimiz yıl büyük tepkilere neden olan öğrencilere yönelik Çanakkale Kamp ve Gezi Programı bu yıl yeniden düzenleniyor.
Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından KKTC’deki öğrencilere yönelik organize edilen gezide, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da kızlar ve erkeklerin ayrı ayrı katılması talep edilirken, kampa 5 bin 264 öğrencinin katılımı hedefleniyor. 30 Haziran ila 21 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek kamp programıyla ilgili olarak, Eğitim ve Kültür Bakanlığı tarafından ortaöğretim okullarının müdürlerine, mail üzerinden gönderilen özel mesajda, 188’er kişilik kız ve erkek öğrencilerin ayrı guruplar halinde geziye katılacağı dönemler belirtiliyor.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Çanakkale kamplarının, kapsamı genişletilerek devam ettirilmesini eleştirerek, “Kıbrıslı Türk’ün varlığına, eğitimine, kültürüne, değerlerine, nüfus yapısına ve yasalarına karşı yapılan saldırılara karşı dur deme” çağrısı yaptı.
KTOEÖS Başkanı Selma Eylem dün yaptığı açıklamada, geçen yıl gerçekleştirilen Çanakkale kampı projesinin ikincisinin bakanlık tarafından okullara duyurularak, katılım için çağrı yapılmasını kınadı. Eylem, “Bakanlıkta görevli elçilik memurunun geçen yıl sosyal medyada sendikamızın bildirisi altına yazarak, yaptığı hakaretlerin yanında ifade ettiği gibi, proje, kapsamı 'genişletilerek' devam ediyor” dedi.
Bakanlığa, kampın, çağdaş, laik ve demokratik toplum yapısına ters düşüp düşmediğini soran Eylem, “Sayın Bakan ve Sayın Hükümet Yetkilileri ekonomik, sosyal, kültürel ve dini dayatmalara boyun eğdiğiniz zaman hedeflenen toplumsal dönüşüme katkı koyduğunuzun farkında mısınız? Farkındaysanız muhalefette olduğunuz gibi iktidardayken neden karşı çıkmıyorsunuz, neden irade gösterip dur demiyorsunuz?” diye hesap sordu.
Kıbrıs Türk toplumunun “ortada kalması, itilip kakılması ve eşit siyasi ortak olmaktan çıkarılmasının”, Türkiye hükümetleri tarafından yapılan hatalarla olduğunu savunan Eylem, bugün, aynı hatalarla Anayasa ve yasaların yok sayıldığını belirterek yöneticileri “irade gösteremeyen basiretsiz” olmakla suçladı.
Eylem, Kıbrıs Türk toplumunu siyasi ve kültürel bir varlık olmaktan çıkarılma noktasına doğru götürüldüğüne işaret ederek, buna müsaade edilmesinin bir siyasi körlük olduğunu kaydetti.
Kampı, “ideolojik kamp” olarak tanımlayan Eylem, bakanlıkta görev yapan “elçilik memurun” bakanlıkta görev yapmaya devam etmesini de eleştirdi.
