banner913
banner932
banner1012

Halkı Rahatlatacak Adımlar Atılmalı

banner1020

Cumhurbaşkanı Akıncı, 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı mesajında Kıbrıs konusundan ziyade iç konulardaki sıkıntılara dikkat çekti ve acil önlemler alınması gereken konular olduğunu söyledi

banner974
Halkı Rahatlatacak Adımlar Atılmalı

banner971

AKINCI’DAN ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs konusunda; “geçmişteki mutabakatlara bağlı kalarak, adada egemenliğin iki eşit taraftan neşet edeceği, siyaseten eşit iki kurucu devletin varlığına dayalı yeni bir federal ortaklığı oluşturmaya hazır olacaklarını” vurguladı. 
Akıncı, 15 Kasım Cumhuriyet Bayramının açış konuşmasını Bayrak Radyo ve Televizyonu’ndan (BRT) yaptı. 
Resmi kutlamalar, Akıncı'nın açılış konuşması ve 21 pare top atışıyla başladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, açış konuşmasına “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 35. yılında hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum” diyerek başladı. 
Akıncı, Kıbrıs Türk halkının 1963 Aralık ayında dışında bırakıldığı Kıbrıs Cumhuriyetinin, 1960 yılında bir ortaklık devleti olarak kurulmasına rağmen ne yazık ki 3 yılda yıkıldığını ve Kıbrıs Rum liderliği tarafından tek toplumlu bir yapıya dönüştürüldüğünü anlattı. 
O günden itibaren Kıbrıs Türk halkının da kendi devlet örgütünü oluşturmasının bir hak olarak ortaya çıktığını ve 1974 öncesinde Kıbrıs Türk Yönetimi adı altında düzenlemelere gidildiğini ifade eden Akıncı, şöyle devam etti:
“1974 ile birlikte otonom yönetim ve 13 Şubat 1975 tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuş, 15 Kasım 1983 günü ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti oluşturulmuştur. Adı ne olursa olsun, Kıbrıslı Türklerin kendi kendilerini yönetme hakkının bir ifadesi olan devlet örgütlenmesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak 35 yıldır halkımıza hizmet vermeye çalışmaktadır.
Devlet örgütlenmesi toplumsal anlamda siyasi bir hak oluşturmanın ötesinde, halkına en sağlıklı hizmetleri vermekle, insanlarını huzur ve mutluluk içinde yaşatmakla yükümlüdür.” 
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu çerçevede olaya yaklaşıldığında KKTC’nin son 35 yılının kısa ama objektif bir değerlendirmesini böylesi günlerde yapmanın gerekli olduğu inancında olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Sevgili yurttaşlarım,
Son zamanlarda sıkıntılı günlerden geçtiğimiz bir gerçektir. Türk Lirasının döviz karşısında ciddi değer kaybı -son günlerde görülen toparlanmaya rağmen- bu topraklarda yaşayanları Türkiye’dekinden daha fazla etkilemiştir. Bu zor dönemi aşmak için tüm devlet ve hükümet yetkilileri, Meclis ve toplum olarak, Türkiye ile de yakın dayanışma içerisinde çalışmak zorundayız. 
Halkımızı rahatlatacak tedbirleri, geleceğe dair umutların erozyona uğramasına fırsat vermeden almak durumundayız. Bu konuda gerek kendi içimizde gerekse Türkiye’den beklenen adımların süratle atılmasında büyük yarar olacaktır diye düşünüyorum. 
Değindiğim bu güncel sorunların ötesinde son 35 yıla baktığımızda kuşkusuz ki manzaranın ne kapkara, ama ne de toz pembe olduğunu söylemek durumundayız. İyiye giden, gelişen yanlarımız olduğu muhakkak; ama bizi düşündürmesi, kaygılandırması gereken ve acil önlem almamızı zorunlu kılan yanlarımız da vardır.
Bunların kimi kısa, kimi orta, kimileri de uzun vadeli olabilir; ama sorunları gizlememek, var olduğunu bilmek ve çözüm iradesini ortaya koymak esas olmalıdır. 
Eğitim alanında özellikle yüksek öğrenimde ciddi gelişmeler sağladığımız inkar edilemez bir gerçekliktir. Aktif üniversite sayımız 16’ya yükselmiştir. Açılmayı bekleyenlerle birlikte sayı 30’u aşmaktadır. 
YÖDAK’ın açıkladığı rakamlara göre üniversitelerimizde 102 bin öğrenci vardır. Bu rakamlar elbette sevindiricidir ama önemli bir gerçeği görmemizi de engellememelidir. 
Eğitimde sağlıklı gelişme, sadece rakamlarla ifade edilen bir husus olamaz. Kaliteli bilimsel eğitim, açılan ve açılacak üniversitelerin yeterli alt yapıya sahip olmaları, öğretim elemanlarının donanımı gibi hususlar son derece hayatidir. Bunun için katılımcı bilimsel planlama yapmanın ve bunu uygulamanın önemi ortadadır. Yüksek öğrenimde akreditasyon ve denetleme kurumu olarak özerk bir yapıda hizmet beklediğimiz YÖDAK’ın bunca yıldır minimum personel ve mekan sorunu ile boğuşmakta olduğunu ve bunun bir an önce giderilmesi gerektiğini, bu alana verdiğimiz önem bakımından, vurgulamayı gerekli görmekteyim.
Değerli yurttaşlarım,
Diğer bir gelişen sektörümüz olan turizmde de yıllar itibarı ile rakamlar büyümektedir. KKTC’nin kurulduğu yıl olan 1983 itibarı ile turistik konaklama tesislerimizin sayısı 36, yatak kapasitesi ise 3555 idi. 2018 Ekim ayı itibarı ile tesis sayısı 145’e, yatak kapasitesi ise 25.139’a çıkmış bulunmaktadır. Gelen yolcuların ve turizm gelirlerinin artmakta olduğu da bilinmektedir. Dövizdeki dalgalanmalar nedeni ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde hizmet sektörü fiyatlarının güneye göre daha cazip olduğu ve bu alanda da artışlar olabileceği görülmektedir.
5 yıldızlı otellerimizin tümüyle değilse de daha çok casino turizmi üzerinde yoğunlaştığı ve bugüne kadar Güney Kıbrıs’ın rekabetinin söz konusu olmadığı bilinmektedir. Yakın gelecekte Güney Kıbrıs’ta bu alanda yapılmakta olan yatırımların yaratacağı rekabet de dikkate alınarak, Kuzey Kıbrıs’ın mukayeseli üstünlüğü olabilecek konulara eğilmekte ciddi yarar olacağı düşüncesindeyim. Sağlık, kongre ve genel anlamda özel ilgi turizminin bu yönde önemli kazanımlar getirebileceğine inanıyorum. Tarihi ve doğal güzellikleri, güzel plajları, Akdeniz mutfağı ve misafirperver halkı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin turizmde de olduğu yerden çok daha iyi noktalara ulaşacağına güveniyorum. Kuşkusuz hiç akıldan çıkarılmaması gereken hususların başında şehir planlama ve yerel yönetim hizmetlerinin üst düzeye çıkarılması; çevre koruma ve çevre temizliği bilincinin her zaman canlı tutulmasıdır.” 


KIBRIS SORUNU 
Akıncı, Kıbrıs sorununa da değindiği konuşmasında şunları ifade etti:
“Şu kadarını ifade etmek istiyorum ki; daha önce de sıklıkla belirttiğim gibi, ucu açık, sonuç odaklı olmayan müzakere süreçleri artık geride kalmıştır. Bu hususun Birleşmiş Milletler raporlarında da yer almaya başlamış olması memnuniyet vericidir. 
Bu modalitenin  yanı sıra, geçmişteki mutabakatlara bağlı kalarak bu adada egemenliğin iki eşit taraftan neşet edeceği, siyaseten eşit iki kurucu devletin varlığına dayalı yeni bir federal ortaklığı oluşturmaya hazır olacağız. Her iki tarafın eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde yaşamasının koşullarını oluşturmak, yine her iki tarafın iradesine bağlıdır. Yetkilerin ve zenginliklerin adil biçimde paylaşılacağı, bölgemizi yeni gerginliklerin değil, işbirliği olanaklarının merkezi haline getirecek bir anlayışı, Rum tarafında da görmeyi arzu ediyoruz. Şu ana kadarki yaklaşımlar umut vermese de, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Guterres’in görevlendirdiği Sayın Lute’un yıl sonundan önce garantör ülkelere ve adamıza yapacağı ziyaretin sonuçlarını da görmek istiyoruz. 
Biz her zaman olduğu gibi yapıcı ancak haklarımızı korumanın da bilincinde olmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 35. yılında hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.”
 

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.