Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u Makarios III ve General  Grivas’ın  işbirliği ile  1 Nisan 1955’te faaliyete geçen EOKA tedhiş örgütünün esas hedefi Rum-Yunan ikilisinin tarihin derinliklerinden gelen Megali İdea hayalleri çerçevesinde Enosis’i gerçekleştirmekti.
 Nitekim EOKA tedhiş örgütü lideri sıfatıyla yayınladığı bildiride General Grivas: “Hedefimiz, Enosis’tir. Karşımızda iki düşman vardır. Türkler ve İngilizler. Her iki düşmanla da savaşacağız ve Enosis’i gerçekleştireceğiz..”
EOKA tedhiş örgütünün hedefi, öncelikle İngilizlerin adadan çıkarılmasını sağlamak  ardından da topyekun bir imha hareketi ile Kıbrıs Türk Halkını  yok ederek adayı Yunanistan’a  bağlamaktı. Nitekim EOKA  tedhiş örgütünün faaliyete geçmesiyle birlikte  1955-1958 yılları arasında  yüzlerce Türk şehit  olur ve yaralanırken, 100 İngiliz askeri  de  EOKA tedhiş örgütünün kurşunlarına hedef oluyordu.
EOKA’nın tek hedefi vardı: Enosis.  Bilindiği gibi Enosis, adanın bağımsızlığını değil, Kıbrıs’ın Yunanistan’a  ilhak edilmesini ifade etmektedir. Dahası  EOKA,   Enosis’in gerçekleşmesini kabul etmeyen, Kıbrıs Türk Halkını  bir soykırım yolu ile  toptan imha ederek Enosis’i gerçeklemesini hedefleyen bir terör örgütü idi.
EOKA tedhiş örgütüne karşı Kıbrıs Türk halkının kurduğu  KITEMB (Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği) , 9 Eylül, Kara Çete, Volkan  (Var Olmak Lazımsa Kan Akıtmamak Niye) gibi  örgütlerin etkisiz kalmasının ardından 23 Kasım 1957 akşamı, Lefkoşa varoşlarında karma nüfuslu Eğlence köyünde T.C Kıbrıs Konsolosluğu görevlisi Mustafa Kemal Tanrısevdi’nin evinde Rauf R. Denktaş, Dr. Burhan Nalbantoğlu ve  Mustafa Kemal Tanrısevdi tarafından   Kıbrıs Türk halkının direnişine yeni bir ciddiyet kazandıracak olan  Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)  kuruldu.
Dr. Burhan Nalbantoğlu bildirilerin basımını üstlenir. Örgütün bildirilerinin,  Türk Lisesi öğrencileri tarafından teksir edilmesinin ardından ilk bildiriler  26 Kasım 1957 akşamı Kıbrıs’ın her yanına  ulaştırılırken  tüm direnişçiler   TMT’ye destek olmaya çağrılıyordu.
2 Ocak 1958’de Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R. Denktaş’ın Türkiye Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’ya gerçekleştirmiş oldukları ziyarette  Rauf R. Denktaş, TMT’nin kuruluşunu dile getirerek silah, eğitim uzmanı ve idareci isterken TMT’nin  Anavatanımız Türkiye tarafından yönetilmesini istiyordu.
Konu ile ilgili olarak anılarında  Rauf R. Denktaş: “Biz TMT’nı kurduk, halk dağınıktı, onu toparladık ama  teşkilata silah ve eğitici lazım. Biz bu işi yürütemeyiz” dedim…
..Dışişleri Bakanı Zorlu: “Ya öyle mi, size silah göndersek alabilir misiniz” dedi. “Alırız tabii.. Bizim Volkan’dan kalma silahlarımız var. Alabilir” dedim diyor.
Biz TMT örgütünün kuruluş çalışmalarını başlatmıştık. Ama profesyonel uzman askerlerin yönetimine kesinlikle ihtiyaç vardı. Anavatanımız Türkiye’nin desteği olmadan bir yere varılamazdı. Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde  düzen verilmesini istemesinin ardından  konu  hemen Genel Kurmay Başkanlığına aktarılır.  Kaynak : Rauf R. Denktaş, Belge Dergisi. Aydın Akkurt, Türk Mukavemet Teşkilatı , 1957-1958 Mücadelesi, s. 88, Bayrak Matbaacılık, 1999, İstanbul
Özel Harp Dairesi Başkanı General Daniş Karabelen, Daire personeli Bnb. İsmail Tansu’nun olurunun alınmasından sonra Nisan 1958’de Daniş Karabelen Paşa’ya Genel Kurmay Başkanlığından  beklenen talimat notu ulaştı. Binbaşı  İsmail Tansu eliyle hazırlanan  KİP (Kıbrıs’ı İstirdat Projesi) onaylanarak Ankara’daki Karargahın ilk kadrosu belli oldu.. Kaynak:  Mehmet Salih Emircan,  KKTC’de Tören, Bayram ve Anma Günleri, s.8, Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği Yayını: 11 , Ekim 2010, İkinci Baskı.
31 Temmuz 1958 akşamı Ankara’dan Lefkoşa’ya hareket eden THY uçağının çok önemli iki yolcusu vardı. Sessiz, sedasız bir şekilde Lefkoşa Hava alanına ulaşan  bu iki yolcu İş Bankası Müfettişi Ali Conan ve Müfettiş Muavini Nejdet Beyazıt’tır. İş Bankası Müfettişi Müfettişi adı altında gelen Ali Conan, Kıbrıs’a “TMT” lideri olarak gönderilen ve heyecanla beklenen Yrb. Riza Vuruşkan’dan başkası değildi.
TMT’nın hedefi;  Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliğini sağlamak, Enosis’e ve bu hedef doğrultusunda yapılan girişimlerle estirilen teröre karşı durmak, Kıbrıs Türk halkına yapılacak silahlı  saldırıları geri püskürtmek, Kıbrıs Türk halkının birliğini ve bütünlüğünü sağlamak, Rumlara ve İngilizlere karşı Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmak ve de anavatanımız  Türkiye ile bağlılığını savunmak ve sürdürmek için kurulan TMT, 1 Ağustos 1958’de faaliyete geçiyordu..
1958’in yaz aylarında tüm yerleşim birimlerinde  Türk Mukavemet Teşkilat (TMT)  yeraltı direniş cephesi olarak yerini almaya başlar. Böylece TMT,  EOKA’nın yarattığı terör ortamında EOKA’ya karşı bir alternatif olarak doğdu ve “Kıbrıs’ta Varız, Var Olmaya Devam Edeceğiz” diyen  Kıbrıs Türk halkının yer altındaki sesi olarak çalışmaya başladı...
Neticede ABD ve İngiltere’nin devreye girmesi sonucu 19 Şubat 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları çerçevesinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde  16 Ağustos 1960 Lefkoşa antlaşmaları ile ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti Rum-Yunan ikilisinin Megali İdea hayalleri nedeniyle uzun ömürlü olmayacaktı.
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile  Kıbrıs Cumhuriyetinin yıkılmasıyla birlikte 11 yıl boyunca  Kıbrıs Türk halkı silahlı saldırılara ve katliamlara uğradı. Yüzlerce şehit ve yaralı verirken  103 köyden Kıbrıs Türk halkı göç etmek durumunda kalmıştı. 
15 Temmuz 1974’te Yunan Cuntası desteğinde RMMO ve EOKA-B’nin Cumhurbaşkanı Makarios’a karşı düzenlediği darbenin esas hedefi Enosis’in gerçekleşmesini  sağlamaktı. Nitekim Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson 17 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen devletini ilan etmişti.
Anavatanımız Türkiye’nin bu gelişmelere kayıtsız kalması mümkün değildi. Nitekim düzenlenen 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’a barış ve huzur geldi, Kıbrıs’ta iki bölgelilik oluştu. Kıbrıs Türk Halkı, yıllarca süren mücadelesi sırasında efsanevi Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)  etrafında kenetlenerek verdiği mücadelenin sonunda  20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile özgürlüğüne kavuşmasıyla  birlikte  efsanevi Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) sinei Millete  dönmesini bildi ve yerini Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetlerine bıraktı..
Kıbrıs Türk halkının, en az diğer milletler kadar kendi geleceğini belirleme hakkı vardır ve de  bu haktan vazgeçmesi söz konusu olamazdı. Nitekim,  Kıbrıs Türk Halkı self-determinasyon hakkını kullanarak 15 Kasım 1983’te bağımsız ve egemen devletimiz  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini ilan etmiştir.
Kıbrıs Türk halkı, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamak azminde ve kararındadır..
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..