Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın projesi olarak açıklanan ve Türkiye’de ‘pazarlık’ usulü çıkılan ihaleyle 2 milyar 850 milyon TL’ye bütçelenen ‘külliye’ için Lefkoşa Kermiya bölgesinde kamulaştırılan arazide inşaat çalışmaları başladı.
Geçtiğimiz hafta sonu, bölgedeki ağaçların kesilmesiyle başladığı anlaşılan inşaata ilişkin Cumhurbaşkanlığı’ndan henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
İnşaat Mühendisleri Odası’ndan vize alınmadan inşasına başlanan külliye, Acil Durum Hastanesi ve Yeni Cezaevi gibi ‘kaçak’ konumunda.
Türkiye’de çıkılan ihaleyi kazanan “Siyah Kalem” isimli şirketle görüştüklerini ifade eden Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, şirketin, inşaat işlerinin yüzde 80’ini Kıbrıs’ın kuzeyindeki müteahhitlere vereceği yönünde taahhütte bulunduğunu söyledi.
İlk olarak Meclis binası inşaatına başlandığını belirten Gürcafer, inşaat işinin Tüfekçi LTD’e verildiğini kaydetti.
Gürcafer, KTİMB olarak “işin felsefesine” karşı olduklarını ancak özellikle Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığının “dış politika” bağlamında kulliyenin yapılması için ısrarcı olduğunu dile getirdi:
“Biz felsefik kısmına karşıydık. Ekonomik açıdan sıkıntılı günlerden geçiyoruz ve bu paranın başka yerlere kullanılmasını önermiştik. Ancak özellikle Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, dış politika bakımından inşaatla ilgili kararlı olduklarını söylediler.”
Türkiye’de çıkılan külliye ihalesi için ilk olarak 4 milyar TL’lik bir bedelin belirlendiğini ancak daha sonra ihaleye pazarlık usulünde çıkıldığını ifade eden Gürcafer, “İhale, 2 milyar 850 milyona, Siyah Kalem isimli şirkete bağlandı” dedi.
Tüfekçi LTD. Direktörü Hüseyin Tüfekçi ise, Meclis binası projesi için inşa sürecinin başladığını, ancak projeye İnşaat Mühendisleri Odası’ndan vize çıkarılmadığını ifade ederek, “Yıllardır KKTC devletine pek çok iş yaptığını ve tümünün de vizesiz olduğunu” belirtti.
Tüfekçi ayrıca, saray, cami ve millet bahçesine ilişkin projelerin henüz tamamlanmadığını iddia etti.
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Gürkan Yağcıoğlu ise, projeye vize alınmadığı için ruhsat da alınamayacağını ifade ederek, “bu durumda inşaat, halkın tabiriyle ‘kaçak’ konumunda. İlgili Yasa açıkça belirtiyor: Devlet projeleri dahil tüm projelerin vize alma zorunluluğu var. Buna göz yuman, suç işlemiş sayılır” dedi.
Pandemi Hastanesi ve yeni cezaevinin de aynı ‘usulsüzlükle’ kaçak bir şekilde yapıldığının altını .izen Yağcıoğlu, şöyle devam etti:
“Pandemi Hastanesi şuan şantiye elektriği kullanıyor. Yani kaçak elektrik. Cezaevi şuan neden açılamıyor? Çünkü bu projeler Planlama ve İnşaat Dairesi tarafından kabul edilmedi. Devlet bu yapıları teslim alamadı. Çünkü usulüne uygun yapılmadılar.”
İMO olarak her zaman devlet projelerine öncelik verdiklerini, devlet yüklerinin değil; faydalarının bulunduğunu söyleyen Yağcıoğluı, “Bize hiçbir proje gelmedi, hiçbir proje gösterilmedi. Bunu neden yaptıklarını anlamak mümkün değil. Bu ülkenin yerel kurumlarıyla, yerel iş gücüyle ne alıp veremedikleri var, anlayamıyorum” dedi.
