Rum-Yunan ikilisinin 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarıyla birlikte Kıbrıs Türk halkına karşı  başlayan   katliamlar karşısında   yediden yetmişe Kıbrıs Türk Halkı,  Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı  (TMT) etrafında bütünleşerek, anavatanımız Türkiye’ye  güvenerek büyük  mücadeleler veren ve her gecenin sabahında bir Şafak Vakti Kahraman Mehmetçiklerimizin gelmesini bekleyen Kıbrıs Türk halkının bu özlemi 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile  gerçek olmuştur.
20 Temmuz 1974 Barış Harekatı, Kıbrıs Türk halkının  varoluş mücadelesini ; özgür, bağımsız ve egemen  bir halk olarak varlığını geleceğe taşıma açısından tarihi bir gündür.
Ne Mutlu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatını yaratanlara, Ne Mutlu 20 Temmuz 1974 Ruhunu Yaşatanlara , Ne Mutlu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ve Sonuçlarına Sahip Çıkanlara.
Rum liderliği 21 Aralık 1963 Kanlı Noel silahlı saldırıları ve katliamları ile Akritas Planını uygulamaya koyarken Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşen Kıbrıs Türk halkı 11 yıl boyunca büyük mücadeleler verecekti.
25 Aralık 1963’te  sabahın erken saatlerinde Ankara’ya yapmış olduğu yardım çağrısında  Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş: “Son Mermilerimizi Atıyoruz.  Vatan Sağ Olsun” diyordu.
Rauf R. Denktaş’ın bu çağrısının ardından Anavatanımız Türkiye, 1960 Garanti Antlaşmalarının 4. Maddesi  çerçevesinde saat 14.00’te Kıbrıs’a gönderdiği 4 Jet Uçağının  Lefkoşa’da  gerçekleştirdiği ihtar uçuşları Kıbrıs’ta, Anavatanımız Türkiye’de ve de dünyada kamuoyunu  büyük bir heyecanla ayağa kaldırmaya yeterken  1960 Garanti Antlaşmaları çerçevesinde Adada bulunan 650 kişilik Türk Alayı’nın Garnizonundan ayrılarak mevzilere konuşlanması bir başka heyecanı da beraberinde getirecekti.
Yine 25 Aralık 1963 günü Bayrak Radyosu, Kemal Tunç’un gür sesiyle “Bayrak, Bayrak, Bayrak. Burası Türk Mücahidinin Sesi.” Bayrak Radyosu, “Bu Toprakları Yunan Çizmeleri Altında Ezdirmemeye Yemin Etmiş İnsanların Sesidir” sözleriyle yayına başlarken Kıbrıs Türk halkının, kahraman Mücahitlerimizin sesini de dünyaya duyurmaya başlıyordu.
Rum-Yunan ikilisinin gerçekleştirmiş oldukları 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarının ardından 27 Aralık 1963 günü İngiliz Generali Peter Young Komutasında üç Garantör Devletin askerleri “Barışı Koruma Kuvveti” adı altında göreve başlıyordu. 30 Aralık 1963 günü Peter Young Lefkoşa’nın Türk ve Rum kesimlerini ayıran bir Hat çizer. General Peter Young bu Hattı tesadüfen  Yeşil Kalemle çizdiği için bu hat ‘Yeşil Hat’ olarak anılmaya devam edecekti.
Kıbrıs sorununun  BM Güvenlik Konseyine taşınmasının ardından alınan 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararla Kıbrıs’a BM Barış Gücü askeri gelecek ancak Rum-Yunan silahlı saldırıları tüm adaya yayılacak ve de Rum-Yunan ikilisi toplu katliamlarda bulunacaktı.  Ne yazık ki BM Barış Gücü askerleri etkili olamayacak ve de Rum-Yunan silahlı saldırıları ada geneline yayılacaktı.
Çok iyi hatırlardadır, o günlerde  BM  Güvenlik Konseyi’nde düzenlenen toplantılarda  Rum devletine dönüşen Kıbrıs Cumhuriyeti’ni BM Güvenlik Konseyi’nin  hala daha 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanımaya devam etmesini ve Rum-Yunan ikilisine destek verilmesini kabullenemeyen ve isyan noktasına gelen ve de o günde  BM Güvenlik Konseyi toplantılarındaki gelişmelere   itiraz eden Türk Cemaat Meclisi Başkanı  Rauf R. Denktaş’ın  adaya girişini  Makarios yasaklarken  Rauf R. Denktaş Ankara’ya yerleşmek durumunda kalacaktı.
Netice itibarıyla  binlerce Yunan Askerinin desteğinde  gerçekleşen Rum silahlı saldırılarının ardından 103 köyden  30 bin   Kıbrıs Türkü göç etmek durumunda kalırken  500’ün üzerinde  Türk şehit olmuştu. Rum-Yunan ikilisinin 21 Aralık 1963  Kanlı Noel saldırıları ile birlikte Kıbrıs Türk Halkı devletin tüm organlarından dışlanmış ve ambargolara maruz   bırakılmıştır.
Rum-Yunan ikilisinin silahlı saldırılarına ve katliamlarına karşı  Kıbrıs Türk Halkı 11 yıl boyunca Lefkoşa’da, Mağusa’da, Limasol’da, Baf’ta, Larnaka’da, Lefke’de, Erenköy’de, diğer kent ve köylerde Direndi!.. Direndi!. İstiklal Marşını Okuyabilmek İçin!.. Direndi!. Ay Yıldızlı Bayrağı Altında Hür Yaşamak İçin!.. Direndi!. Atatürk İlke ve Devrimleri Doğrultusunda  Yürüyebilmek İçin!.
Kıbrıs sorununun  BM Güvenlik Konseyine taşınmasının ardından alınan 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı kararla Kıbrıs’a BM Barış Gücü askeri gelecek ancak Rum-Yunan silahlı saldırıları tüm adaya yayılacak ve de Rum-Yunan ikilisi toplu katliamlarda bulunmaya devam edeceklerdi.
1963-1974 yılları arasında Rumlar Kıbrıs Türk halkına karşı kasıtlı olarak, bilinçli olarak, Mücahitlerimizin moralini bozmak amacıyla mevzilerinden ve Rum radyosundan Türkçe olarak yüksek sesle yayınlanan “Bekledim De Gelmedin” şarkılarını dinletirken; Mücahitlerimiz de Radyolarından  Rumlara “Bu Kadar Yürekten Çağırma Beni Bir Gece Ansızın Gelebilirim” şarkısını dinletiyordu.
Erenköy, 1958’de kurulan TMT’nin Lefke Sancağına bağlı bir Kovan Beyi idi. Erenköy bölgesi; Erenköy, Bozdağ, Mansura, Alevkaya ve Selçuklu’dan oluşan  5 Türk köyünden ibaretti.  Nitekim Rumlar, Kıbrıs Türk halkının Anadolu’ya açık penceresi durumunda olan bu bölgeyi işgal etmek isteyecek ve de Erenköy ve bölgesine silahlı saldırılarda bulunacaktı.
8 Ağustos 1964 günü Rum-Yunan kuvvetlerinin  büyük bir taarruza  geçmesi üzerine 2 Türk savaş uçağının uyarı uçuşu  gerçekleştirmesine  karşın Rum-Yunan  askerleri ilerlemeye devam etti. Ancak Anavatanımız Türkiye’de tahsilde bulunan bir avuç üniversiteli gencimiz, Erenköy ve bölge  halkı gerçekleştirmiş oldukları direnişin neticesinde şehit oldu, gazi oldu ama Erenköy ve bölgesini  Rum-Yunan   askerlerine çiğnetmedi ve de 8-9 Ağustos 1964 günlerinde  Türk savaş uçaklarının   gerçekleştirmiş olduğu  müdahalenin sonunda  o bölgede olan  General Grivas ve ‘sözde’ Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Makarios’u hüsrana uğrayacaktı.
21 Nisan 1967’de Yunanistan’da gerçekleşen askeri darbenin ardından  Albaylar Cuntası  Yönetimi oluştu.. Yunan Cuntası desteğinde 15 Kasım 1967’de Rum-Yunan silahlı kuvvetlerinin Geçitkale ve Boğaziçi bölgesine de silahlı saldırılarda ve katliamlarda bulunmaları üzerine Anavatanımız Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu ihtar uçuşlarının ardından  12 000 Yunan Askeri ve E.General Grivas’ın Adadan çıkışı sağlanırken 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararlarına karşı çıktığı için   adaya giriş yasağı konulan Türk Cemaat Meclisi Başkanı Rauf R. Denktaş’ın  adaya giriş yasağı kalkacaktı.  Rauf R. Denktaş’ın 13 Nisan 1968’de Adaya dönmesinin ardından toplumlararası görüşmeler Rauf R. Denktaş ve Glafkos Klerides arasında 3 Haziran 1968’de başlayacaktı. Ancak, 1972 yılında T.C  Başbakanı Bülent Ecevit’in Federasyon görüşme sürecini gündeme getirmesini bahane eden Rum liderliği görüşme sürecini yıllarca terk edecekti.
15 Temmuz 1974’te  Yunan Cuntası desteğinde RMMO ve EOKA-B’nin  Makarios’a karşı gerçekleştirmiş olduğu darbenin esas hedefi, Enosis’in bir an önce gerçekleşmesini sağlamaktı. Nitekim, Makarios’un yerine getirilen Nikos Sampson 17 Temmuz 1974’te Kıbrıs Helen devletini ilan edecekti.
Bu gelişmelere anavatanımız Türkiye’nin seyirci kalması mümkün değildi. Nitekim sonuçta Kıbrıs Türk halkının yıllarca, büyük bir hasretle  beklediği  kahraman Mehmetçiklerimiz 20 Temmuz 1974’te bir şafak vakti geldi, hem de tam geldi.  Şükran Sana Anavatanım, Şükran Sana Mehmetçiğim, Şükran Sana Mücahidim.
Bu vesileyle bir kez daha Kıbrıs Fatihi Başbakan Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Necmeddin Erbakan’ı, Genel Kurmay Başkanı Org. General Semih Sancar’ı, Dışişleri Bakanı  Turan Güneş’i,  Liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve dava arkadaşlarını, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ı,  Türk Mukavemet Teşkilatı mensuplarını, kahraman Mücahitlerimizi, kahraman Mehmetçiklerimizi saygıyla selamlıyorum.
 20 Temmuz 1974 Barış Harekatıyla Kıbrıs Türk halkının can güvenliğini ve huzurunu sağlayan  anavatanımız Türkiye’yi saygıyla selamlıyorum. 20 Temmuz 1974  Barış ve Özgürlük Bayramınız Kutlu Olsun..   YARIN DEVAM EDECEK..