Yavru Vatan Kıbrıs’a barışı ve huzuru getiren ve yepyeni bir süreci başlatan 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının 48. Yıl dönümünde mutluyuz, gururluyuz.
Bu vesileyle, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı dönemi Başbakanı Bülent Ecevit’i, Başbakan Yardımcısı Necmeddin Erbakan’ı, Genel Kurmay Başkanı Org. General Semih Sancar’ı, Dışişleri Bakanı Turan Güneş’i saygıyla selamlıyorum; Anavatanımıza, onun bağrından çıkan kahraman Mehmetçiklerimize, Aziz Şehitlerimize, Gazilerimize ve Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) mensuplarına, Mücahit halkımıza şükran duygularımızı arz eder, saygı ile selamlıyorum. Türk milletinin ve onun kopmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk halkının barış ve özgürlük bayramını yürekten kutluyorum.
Geriye dönüp baktığımızda Osmanlı Devleti Kıbrıs’ın idaresini geçici olarak İngilizlere bırakılıyordu. 22 Temmuz 1878’de Larnaka’dan İngiliz askerleri adaya ayak basarken, o günde Rumlar Enosis çığlıkları atarken Türk evlerinde acı vardı!. Gözyaşı vardı!.. Direniş yeminleri vardı!. İlerleyen yıllarda I. Dünya Savaşı günlerinde İngiltere ve Osmanlı Devletinin zıt kutuplarda yer almasının ardından 5 Kasım 1914’te İngiltere Adayı ilhak ettiğini ilan edecek ve de Türk İstiklal Savaşı sonrası imzalanan 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile Kıbrıs resmen İngiltere’ye bırakılıyordu..
Dünden bugüne Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri nedeniyle Kıbrıs’ta yaşananları şöyle özetlemek mümkün. 1950’li yıllara gelindiğinde 15 Ocak 1950’de ada genelinde bir hafta süreyle Rum Ortodoks Kilisesi, Komünist AKEL Partisi desteğinde ada genelinde Rum Ortodoks kiliselerinde Enosis Plebisiti düzenlemişlerdi. Plebisit sonuçlarına göre oy kullanan 224747 Rum’un, 215108’i diğer bir değişle %96’sı Enosis’e ‘evet’ yönünde oy kullanmışlardı.
Enosis Plebisitinin gerçekleşmesinde önemli bir rolü olan Kitium Piskopos’u Makarios III, Başpiskopos Makarios II’nin 28.06.1950 tarihinde ölümünün ardından 18.10.1950 tarihinde Makarios III, Başpiskopos oluyordu. Başpiskopos Makarios III’ün ısrarları üzerine Yunanistan bu sonuçları 1954’te BM’e taşıyarak ‘sözde’ Kıbrıs halkına self-determinasyon hakkı isteyecek ancak Anavatanımız Türkiye’nin, İngiltere desteğinde gerçekleştirmiş olduğu girişimlerle bunun önüne geçilecek ve de konunun BM’de görüşmeye açılmasının önü kapanacaktı.
Bu gelişmeler sonrası kuruluşu daha 1952’de Atina’da gerçekleşen EOKA tedhiş örgütünün gizli yollardan silahlanması ve teşkilatlanmasının ardından E. General Grivas’ın komutasında 1 Nisan 1955’te EOKA tedhiş örgütü ada genelinde İngiliz Yönetimine ve Kıbrıs Türk halkına karşı bombalarını patlatarak şiddet hareketine başlamışlardı.
Rum-Yunan ikilisinin bu silahlı saldırılarına karşı Kıbrıs Türk halkı da bugün kuruluşu 1 Ağustos 1958 olarak bilinen Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşerek direnişe geçerken bu direnişin bir sonucu olarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yol açılacaktı.
Nitekim, 5-11 Şubat 1959 Zürih ve 19 Şubat 1959 Londra Antlaşmaları ile 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşuna giden yolda önemli adımlar atılıyordu. 11 Şubat 1959 Zürih Antlaşmalarını T.C Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Evangelos Averof’un Zürih’te imzalamasının ardından 19 Şubat 1959 Londra Antlaşmalarını Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Adnan Menderes, Yunanistan Başbakanı Konstantin Karamanlis ve İngiltere Dışişleri Bakanı Harold Macmillan; Kıbrıs Türk halkı adına liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Kıbrıs Rum halkı adına Başpiskopos Makarios imzalamışlardı.
Zürih’te imzalanan en önemli antlaşmalardan biri de Kıbrıs Cumhuriyetinin kuruluşunu sağlayan ; Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ilişkin “Temel Antlaşmadır”. Bu antlaşma ile 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti anayasası oluşturulmuştur. Kıbrıs Cumhuriyetinin yapısını en ince ayrıntılarına kadar belirleyen temel antlaşmada , yeni devletin anayasasında Garanti ve İttifak Antlaşmalarının da yer alacağı belirtilmiştir. Bu antlaşma ile Enosis ve Taksim yasaklanmıştır. Ayrıca, Kıbrıs Cumhuriyeti, İngiltere, Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanacak Garanti Antlaşması da parafe edilmiştir. Kaynak: Yavuz Güler, Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluşuna Kadar Kıbrıs Meselesi, s.106; 18.05.2004
1959 Londra Antlaşmaları şu belgelerden oluşmaktadır: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kuruluşuna İlişkin Temel Antlaşma ; İngiltere, Türkiye, Yunanistan ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında Garanti Anlaşması; Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında İttifak Antlaşması imzalanır. Bu anlaşmalara göre Cumhurbaşkanı Rum ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Türk olacaktı. Kıbrıs Cumhuriyetinin ilk yöneticileri, iki halkın ayrı ayrı oylarıyla seçilmiştir. Neticede Kıbrıs Cumhuriyeti ilk Cumhurbaşkanı Makarios ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak Dr. Fazıl Küçük seçilmişti.
Ne yazık ki daha o günde bile Kıbrıs Cumhuriyetini Enosis’e basamak olarak gören Rum lider Makarios “Sekiz yüz yıldan bu yana ilk kez Ada yönetiminin Rumların eline geçtiğini” dile getirirken terör örgütü EOKA’nın eylemlerine başladığı 1 Nisan 1955 yılının 5. yıl dönümünde yapmış olduğu açıklamada “Zürih ve Londra Antlaşmaları ile umutlarımız ve emellerimiz tamamlanamamıştır. EOKA’nın bize sağladığı bu burçlardan ve köprübaşlarından zaferimizi tamamlayıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz” demişti.
Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün ve Rum Halkının lideri Makarios III’ün onayı ile Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde dini, dili ve kültürü tamamen farklı iki halkın ortaklığı, toplumsal alanda otonomi ve bağımsızlığa dayalı 16 Ağustos 1960 Lefkoşa Antlaşmaları ile Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilirken 650 kişilik Türk Askeri Alayı ve 950 kişilik Yunan Askeri Alayı Mağusa limanından Adaya ayak basarken Kıbrıs Türk halkı 82 yıllık bir hasretin ardından kahraman Mehmetçiklerine kavuşuyordu. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilirken Anayasada Adadaki Kıbrıs Türk ve Rum halklarına eşit siyasi hak ve statü tanınıyordu..
Ancak bu antlaşmaları Enosis’e sıçrama tahtası olarak gören Makarios; çok kısa bir süre sonra Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında Kıbrıs Türk halkına verilen hakları kaldırmak isteyecek ve de 13 maddelik değişikliği Cumhurbaşkanı Yardımcısı Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’e iletecek ancak bunu liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün reddetmesinin ardından bu hedeflerini gerçekleştirmek ümidiyle 22-26 Kasım 1962 tarihleri arasında Ankara’ya kadar gidecek ancak, Başbakan İsmet İnönü’nün kesin ve dik duruşu sonucu hedefine ulaşamayınca da 21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile Kıbrıs Cumhuriyetini yıkarak Enosis’e giden yolu açmak isteyecekti..
Neticede 1 Ocak 1964 tarihinde Makarios, 1960 Antlaşmalarını tek taraflı olarak feshettiğini açıklamıştır.. O günde uygulamaya konulan Akritas Planının hedefi sadece adayı ele geçirmek değil, ayni zamanda adayı Türklerden temizlemekti, etkin bir soykırım uygulamaktı.
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarının ardından 27 Aralık 1963 tarihinde adada üç devletin askerlerinden “Barışı Koruma Kuvvet” oluşturulmuştu. 30 Aralık 1963’te yapılan müdahale ile İngiliz General tarafından Adayı Lefkoşa’da ikiye ayıran “Yeşil Hat” çizildi. İngiliz General bu hattı ‘Yeşil Kalem' ile çizdiği için bu hat dünden bugüne “Yeşil Hat” olarak anılacaktı.
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırıları ile beraber Akritas Planı uygulamaya konulurken Rum-Yunan ikilisinin hedefi Kıbrıs Türk halkını birkaç gün içerisinde teslim almak, Adada Rum-Yunan egemenliğine dayalı bir Helen Cumhuriyeti kurmak ve ardından Enosis’i gerçekleştirmekti. Ancak Kıbrıs Türk Halkı ve Anavatanımız Türkiye buna izin vermeyecekti..
Sonuç itibarıyla Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşen Kıbrıs Türk Halkı anavatanımız Türkiye’nin desteğinde verdiği mücadele ile Rum-Yunan ikilisinin Megali-İdea hayalleri çerçevesindeki hayallerinin gerçekleşmesine engel olacaktı. YARIN DEVAM EDECEK…