“Kıbrıs Sorunu”nu iyi bilenler bu adada tek çözümün iki devletli çözüm olacağını da çok iyi bilmektedir. Rumların “federasyon çözümü”nde ısrarlı politikalarını destekleyen BM, AB dahil tüm diğer devletler de bu gerçeği bilmekte, ancak iki devletli çözümü Rumlara nasıl kabul ettireceklerinin planlarını yapmaktadır. Bu “gizli” gerçek de artık su yüzüne çıkmıştır. İşte zorluk ve çözümsüzlüğün ana nedeni bu. BM ve AB, Rumlara, “Artık şu “federasyon” çözümünden vazgeçin. Adada kökleşmiş iki devlet var. Çözüm, bu iki devlet ile gerçekleşecek.” demek için çeşitli manevralarla iki devetli çözüm önerisini kamufle ederek Rumlara bu çözümü kabul ettirmek çabası içindedir. Gerçek şu ki, KKTC Cumuhurbaşkanı Sn. Tatar’ın iki devletli çözüm önerisi çoktan kayıtlara geçmiş ve Rum yanlısı “federasyon” çözümü destekçisi BM ve AB’yi zor durumda bırakmıştır.
Türkiye’nin iki devletli çözüme vermiş olduğu tam destek, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konudaki kararlılığını açık bir şekilde göstermektedir. Durum böyleyken, BM ve AB’nin iki devletli çözüm yerine “federal” çözümde ısrarlı olmalarının da anlamı kalmamıştır. Bu gerçeği iki kuruluş da biliyor. Rumlar da biliyor. İşte bu yüzden “Kıbrıs Sorunu” çıkmazının çözümü, Rumların bu çözüm gerçekleşirken nasıl memnun edileceği konusuna dayanıp kalmıştır.
BM ve AB, Rumları memnun etmek için formüller ararken, yaygaracı, uzlaşmaz Kıbrıs Cumhuriyeti Rumları halâ “birleşik Kıbrıs” hayalleri kurmaya devam etmektedir. Bu durum, iki devletli çözümü gerçekleştirme ve bu çözümü Rumlara kabul ettirme çabalarının yoğunlaştırılmasına yol açacaktır. Başka yol yok. Bunu BM de biliyor, AB de... Geriye ne kaldı?... Çok önemli olan KKTC’nin tanınma girişimleri... Hiçbir girişim yapmadan oturup beklerseniz sizi kimse tanımaz. Tabii ki bu tür tanınma girişimlerinin çok dikkatle planlanması ve Türkiye’nin yol gösterici politikaları ve KKTC’yi tanıyabilecek devletlerle ilişkiler gözönünde tutularak, uyumlu bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Çıkış yolu ve tek çözüm olan iki devletli çözüm böyle gerçekleşecektir.