banner913
banner932
banner1032
banner1038

Keşfedilmeyi bekleyen tarih: Sille

banner1020

Konya’nın Selçuklu ilçesindeki lüks villaların arasından uzanıp giden yol, sert bir virajla aniden nitelik değiştirir. Yavaşlarsınız zorunlu olarak. Aslında o viraj az sonra karşınıza çıkacak manzaraya hazırlıktır. Aniden kendinizi asırlar öncesinde bulursunuz

banner974
Keşfedilmeyi bekleyen tarih: Sille

banner971

Konya’ nın 8 kilometre kuzeybatısında, keskin virajın ardından birden karşınıza çıkan Sille mahallesi, aklınızı başınızdan alır. İddialı bir cümle gibi gelebilir size; ta ki yolunuz Konya’ ya düştüğünde gidip görene kadar. Sille’yi gördüğünüzde çarpılırsınız, bir an zaman kavramı anlamını yitirir. Kendinizi asırlar öncesinde hissedersiniz; elektrik kablolarını taşıyan direkler olmasa. 5 bin 500 yıllık bir yerleşim alanı Sille. Üstelik henüz kapsamlı bir araştırma yapılmamış olsa da, ilk kurulduğu günden bu yana yaşamın aralıksız devam ettiği dünyadaki ender rastlanılan yerleşim yerlerinden olduğuna inanılıyor.

Sille’nin geçmişi hakkında ipucu veren ise hemen yakınındaki Sızma höyüğünde yapılan arkeolojik çalışmalar. Bu kazı ve incelemeler Sille’nin tarihinin Fryglere kadar uzandığını ortaya çıkarmış. Nitekim Konya da M.Ö 7. ve 8. yüzyıllarda ‘’Kawania’’ adıyla bilinen Fryg kentidir. Fryglerin, Hitit uygarlığına son verdikleri hatırlandığında, Sille’ nin geçmişi de çok daha eskileri uzanabilir. Elbet bu bir öngörü; son söz Sille konusunda yapılacak derin araştırmayı yürütecek bilim insanlarında.

GEÇMİŞİNDE ZENGİNLİK VAR

Hıristiyanlık öncesi zenginliği buluntularla ortaya konan Sille önemini, Hıristiyanlık döneminde giderek artırmış. Roma, Bizans, Kudüs güzergahı üzerinde yer alan bu önemli yerleşim yeri, kutsal hac yolcularının sürekli uğrak yeri olmuş. Şöhreti, elbette ki daha fazla zenginlik taşımış Sille’ye. Sille; Gevele Kalesiyle, hanlarıyla, mabetleriyle, çarşılarıyla büyürken, bilim ve sanat merkezi konumuna da gelmiş. Selçuklular dönemi ise Sille’nin altın çağı olmuş. Selçuklular başkent Konya’nın sosyolojik yapısını değiştirince Sille’nin demografik yapısı oluşmuş. Konya’daki gayrimüslimler yerlerinden edilmiş ve bin 500kadarı da Sille’ye yerleşmiş.

ORTODOKS TÜRKLER

Sille’ ye yerleşen gayrimüslimler, Anadolu’da Karamanlı Ortodoks Türkler olarak bilinen, Konya ve çevresine Bizans döneminde yerleştirilen Kuman ve Peçenek gibi Hıristiyanlığa geçmiş Türk boylarının torunlarıdır aslında. Karamanlıca adı verilen yerel bir dil kullanan Sille’deki gayrimüslimler, günlük hayatlarında Türkçe konuşmuşlar, ibadetlerini Türkçe yapmışlar. Osmanlı dönemi de Sille’nin zenginliğine zenginlik katmaya devam etmiş. Nüfusu 18 bin kişiye kadar çıkmış. Ancak Osmanlı’ daki tımar sisteminin çökmesi ile gerilemeye başlayan Sille, Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki mübadele ile tamamen çökmüş.

SİLLE VE SANAT

Sille çevresinde yetiştirilen cehriler (boya elde edilen bir çeşit bitki) halıcılığın gelişmesine olanak sağlamış. Sille’ de dokunan halılar, günümüzde da hala tercih ediliyor.’’Sille taşı” olarak bilinen taş, Konya’da ve Sille’deki yapılarda kullanılmış. Nitekim Sille’ de taş işçiliği, yüzyıllar boyunca önemli bir geçim kaynağı olmuş. Bu önemli yerleşim yerini keşfederken, taşları yontanları hala görebilirsiniz. Osmanlı döneminde gelişen çömlekçilik ve testicilikle uğraşanların torunları günümüzde hala bu sanatı yaşatmaya çalışıyor.Sille’ de bağcılık da geçmişten günümüze önemini koruyor.

YENİDEN YÜKSELİŞ DÖNEMİ

Asırlardır birçok medeniyete yurtluk eden Sille, olağanüstü doğal yapısı ve tarih kokan dokusu ile son yıllarda yeniden yükselişe geçti. Tümüyle SİT alanı kapsamındaki mahalle, yavaş da olsa baştan aşağı onarılıyor. Yerli ve yabancı turistlerin ilgisi giderek artıyor. Tarihi evler, aslına uygun olarak onarılıp, sanat galerilerine, butik otellere, kafelere dönüşüyor. Sille, bir kültür ve sanat merkezi olarak küllerinden yeniden doğuyor.

GİTTİĞİNİZDE…

Ve dönelim başa… Virajı dönünce karşınıza çıkan ve sizi şaşkına uğratacak manzaraya. İki dağ arasındaki vadide sıkışmış gibi gözüken bu yerleşim yeri, bazıları onarılmış tarihi evleri, Selçuklu döneminden kalma camilerikilise ve şapelleritaş köprüsü ile size yaşadığımı toprakların yüzyılları kapsayan önemli bir dönemine ait bilgiler sunacak. Kayalara oyulmuş ve ilk yapıldıklarında pagan tapınağı işlevi görmüş ama sonradan şapellere ve manastırlara dönüştürülmüş mağaraları keşfederken bambaşka bir dünyada bulacaksınız kendinizi. Coğrafyanın süreç içinde oluşturduğu ve üzerine köprü inşa edilmiş kanyonu görmeyi sakın unutmayın.

Fotoğraflar: Ayfer Arslan Özdiken

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.