banner913
banner932
banner1012

RUM-YUNAN İKİLİSİNİN MEGALİ İDEA HAYALLERİ VE ENOSİS KARARLARI VARKEN


Metin FAHRİOĞLU

Metin FAHRİOĞLU

Okunma 23 Haziran 2021, 14:47

Kıbrıs Türk Halkını yok etmek için Kıbrıs’ı kana bulayan  vahşetin kaynağı, Rum-Yunan ikilisinin  Megali İdea hayalleri çerçevesinde yer alan Enosis hedefleridir.. Megali İdea’nın yaşatılması ve nesilden nesile  aktarılması görevini Rum Ortodoks Kilisesi üstlenmiş olup İstanbul’daki Ortodoks Patrikhanesi bu uğraşların merkezi haline gelmiştir.
“Megali-İdea” fikri ilk kez ‘Rigas Ferraros’ adlı bir Rum tarafından ortaya atılmış olup yine ilk Megali İdea Haritası da Rigas Ferreros tarafından 1791-1796 yılları arasında Bükreş’te hazırlanıp, 1796’da Viyana’da  yayınlanmıştır.
1791-1796 yıllarında Megali-idea  Haritasının hazırlanıp yayınlanmasının ardından Osmanlı Devletine karşı 1821’de Mora’da başlayan  isyanla birlikte    Megali-İdea hayalleri çerçevesinde hayat bulan Enosis’in gerçekleştirilmesini sağlamak için Kıbrıs’ta da Rumlar,  Başpiskopos Kiprianu liderliğinde    6 Temmuz 1821’de   isyan girişiminde bulunmuşlar ancak 9 Temmuz 1821’de Başpiskopos Kiprianu ve  işbirliği yapan din adamları idam edilmişlerdi..
Kıbrıs’ın idaresinin Osmanlı Devleti tarafından 1878’de  İngilizlere  devrinin ardından 5 Kasım 1914’te I. Dünya Savaşı günlerinde  İngilizler Adayı  tek yanlı olarak ilhak ettiklerini ilan etmelerinin ardından Türk  İstiklal Savaşı  sonrası 24 Temmuz 1923’te imzalanan  Lozan Antlaşması’nın  Kıbrıs’la ilgili 20. Maddesinde: “Türkiye Hükümeti Kıbrıs’ın Britanya Hükümeti tarafından 5 Kasım 1914’te ilan olunan  ilhakını tanıdığı beyan ediliyordu..   O günde Türkiye  İngiltere’nin Kıbrıs’ın  ilhakını hukuken kabul ederken  Rum-Yunan ikilisi  bu antlaşmayı kendi açılarından  Enosis’i gerçekleştirme adına bir basamak olarak kabul edeceklerdi!..
Kıbrıs’ta İngiliz Yönetimi döneminde 5 Temmuz 1903’te Türk üyelerin aynen günümüzde olduğu gibi Kavanin Meclisi’nde  olmamasını  fırsat bilen Rum üyeler Enosis’i öngören bir  karar aldılar.  Yine  16 Ağustos 1919’da bütün Rum Piskopos ve Belediye Başkanları imzaladıkları bir muhtırayı Sömürgeler Bakanına  göndererek Enosis talep etmişlerdi.
Yunan İsyanının 100. Yıl dönümünde, Kıbrıs’ta İngiliz Yönetimi döneminde 25 Mart 1921’de 500 Kilisede toplanan Rumlar ilk Enosis Plebisitini yaparak  ilhak yönünde bir kararı onayladılar ve İngiliz Yönetimine başvurarak Enosis talebinde bulundular.  26 Haziran 1930’da Başpiskoposlukta toplanan Rum Ulusal Konseyi, “Kıbrıs Ulusal Örgütü’nün  Enosis içeren  Tüzüğünü onaylamış ve Kıbrıs’ın  Yunanistan’a ilhakını talep etmişti...
17 Ekim 1931’de başlayan ilk Enosis isyanı ile Rum-Yunan ikilisinin Enosis tahrikleri ve girişimleri  yeni bir boyut kazanıyordu.. 21 Ekim 1931’de  bir vergi beyannamesini bahane eden Rumlar isyan eder ve de Vali Konağını yakıp yıkarken Enosis’ naraları atıyorlardı.. Nitekim, bu gelişmenin ardından 31 Ekim 1931’de Yunanistan  Başbakanı Venizelos ise İngiltere’den Enosis talep etmişti..
Özellikle Ada’da 1931 yılından beri devam eden Kıbrıs sorunu, Kıbrıs’taki bir avuç Türkün  davası olmaktan  çıkar ve  Anavatanımız  Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli davası olurken  Rum Ortodoks Kilisesi ile Yunanistan’ın Enosis için ortamın çok uygun olduğu inancı ile  Enosis Plebisiti yönünde girişimler başlatılması üzerine; o günde Enosis bayraktarlığını Rum Ortodoks Kilisesi’ne kaptırmak istemeyen Komünist AKEL Partisinin  28.08.1949’daki  Genel Kurulu’nda alınan karar doğrultusunda  5 Aralık 1949’un ilk günlerinde Enosis için Plebisit düzenleyerek ev ev gezerek “Enosis İstiyorum” yazısının altına imza toplamaya başlamışlardı.
Ancak  Enosis yarışında bayrağı AKEL’e  kaptırmak istemeyen Rum Ortodoks Kilisesi de harekete geçerek 1 Aralık 1949’da alınan kararla 15 Ocak 1950’de Ada genelinde tüm kiliselere konulan defterlere  “Enosis’e Evet” ya da “Enosis’e Hayır” şeklinde imza atarak Enosis Plebisiti düzenleyerek halkın kendilerinin düzenleyeceği plebisite katılmalarını istemesinin ardından   AKEL Partisi, Rum Ortodoks Kilisesi lehine kendi düzenlediği plebisiti yarıda bırakarak Rum  Ortodoks Kilisesi’ne tam destek verecek ve de halkın, kilisenin  düzenlediği plebisite katılmaları yönünde çağrıda bulunacaktı...
1946 yılında papaz olarak göreve başlayan Michael Chirtodoulos  Muskos Baf Metropoliti olmasının ardından Rumca kutsal anlamına gelen  Makarios adını aldı. 1948 yılında Kitium (Larnaka) Piskoposu olan Makarios; 15 Ocak 1950 Enosis Plebisitinin  başarılı olabilmesi için  büyük bir çaba gösterirken bu çabası ona Başpiskoposluk kapılarını açacaktı.
15 Ocak 1950’de Ada genelinde tüm kiliselere konulan defterlere “Enosis’e Evet” ya da “Enosis’e Hayır”  şeklinde imza atarak 15 gün süreyle devam eden ve de 4 Şubat 1950’de İngiliz Sömürge Yönetimine verilen  Plebisit  sonuçlarına göre  18 yaşından büyük oy kullanan  224747 kişiden 215108’i diğer bir değişle oy kullananların %96’sı  Enosis için ‘evet’ demişlerdi.
Bu  gayrı meşru hareket, Kıbrıs Türk Halkının  tepkisini çekerken  İngiliz Yönetimince de  kabul edilmeyecek ve Rum-Yunan ikilisi Enosis  yönündeki  uğraşlarını  değişik yollarda aramaya başlayacaklardı.. Diğer yandan da 15 Ocak 1950 Plebisitinde önemli rolü olan Kitium Piskoposu  Makarios , Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u  Makarios II’nin 28 Haziran 1950’de ölümünün  ardından   18 Ekim 1950’de Makarios III  Başpiskopos olarak seçilmişti.
20 Ekim 1950’de Başpiskoposluk tacını giydiği törende “And içiyorum: Milli kurtuluşumuz için çalışacağım ve  Anavatan Yunanistan’la birleşmek ülküsünden asla sapmayacağım.” Diyen Makarios III; Enosis için savaşacağına yemin ediyordu.
15 Ekim 1951’de Yunan Meclisinde yapmış olduğu konuşmada Yunanistan  Başbakanı Venizelos “Kıbrıs’ın Yunanistan’a  bağlanma isteğini ilan etmekten  mutluluk duyduğunu” ifade ederken Yunanistan Kıbrıs meselesini devlet politikası haline getirecekti.. 1951’de Makarios III, Enosis faaliyetlerini tırmandırmaya başlarken  diğer yandan da  önce İngilizler’i  Adadan kovmak ve daha sonra Türkleri imha etmek ve Enosis’i gerçekleştirmek için EOKA tedhiş örgütünü kurmayı hedefleyecekti.
Konu Enosis Plebisit sonuçları 1954’te BM’e  taşınarak ‘sözde’ Kıbrıs Halkına “self-determinasyon” hakkı istenmiş ancak; Türkiye’nin ve İngiltere’nin girişimleriyle yapılan oylamada gündeme alınmasının  reddedilmesinin ardından daha 1952’de Atina’da kurulan EOKA tedhiş örgütü E.Albay Grivas’ın liderliğinde 1 Nisan 1955’te Lefkoşa’da bombalarını patlatarak Enosis’i gerçekleştirmek için şiddet hareketlerini başlatacaklardı..
1 Nisan 1955’te Lefkoşa’da Genel Valilik, Müsteşarlık Dairesi ve Ortadoğu İngiliz Kara Kuvvetleri Genel Karargahında bombalar patladı, Radyoevi yakıldı, Mağusa, Larnaka ve Limasol’da da  buna benzer tedhiş hareketleri yapıldı.  Sokaklarda ihtilal beyannameleri dağıtıldı. Yunan radyosu tedhiş  harekatının başlamasını takiben EOKA çetelerini milli kahraman olarak bütün dünyaya ilan etmekten çekinmeyecekti..
O günde İngiltere’nin çağrısı üzerine 29 Ağustos 1955’te Londra’da toplanan konferansa İngiltere, Türkiye ve Yunanistan katılır. İngiltere’nin ev sahipliğinde yer alan bu toplantıda Yunanistan;  “Kıbrıs Halkına Self-Determinasyon” adı altında Enosis’i savunur. Yunanistan’a göre  Adada Rum, Türk, Maronit ve Latinlerden oluşan  “Tek Halk” vardır ve bu halka self-determinasyon hakkı tanınmalıdır. Hedefleri çoğunlukta olan Rumların Enosis hayallerini gerçekleştirmekti. O günde Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk liderliğinin  Adada Kıbrıs Türk ve Rum Halklarının bulunduğunu ve bu iki halkın ayrı ayrı self-determinasyon hakları bulunduğunu; Kıbrıs’a self-determinasyon hakkı tanınacaksa  her iki halka ayrı ayrı tanınması gerektiğini” ortaya koyacaktı.. İşte bu açıdan Londra Konferansının  tarihi bir önemi vardır..
Netice itibarı ile Rum-Yunan ikilisinin  Megali İdea  hayalleri çerçevesinde hayat bulan Enosis’i gerçekleştirmek için Kıbrıs 6 Temmuz 1821’de ve 31 Ekim 1931’de isyan etmişlerdi..
AKEL, 15 Ocak 1950 Enosis Plebisitinde Rum Ortodoks Kilisesine  tam destek vermesi yanında AKEL  Mart 1966 yılında 11. Kurultayında aldığı Enosis kararı halen yürürlüktedir.  Yine AKEL,  30 Temmuz 1964’te ve   26 Haziran 1967’de Rum Meclisinde alınan Enosis  kararlarına tam destek vererek oy birliğiyle geçmesini sağlamıştır.
21 Aralık 1963  Kanlı Noel saldırılarının ardından Rum Temsilciler Meclisi  19 Şubat 1964’te  Garantörlüğü kabul etmeyeceği kararı almasının ardından  bu kez 30 Temmuz 1964’te ve 26 Haziran 1967’de iki kez Enosis kararı aldı.
21 Aralık 1963 Kanlı Noel saldırılarının ardından Kıbrıs Türk Halkı Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) etrafında bütünleşerek, Anavatanımız Türkiye’ye güvenerek büyük mücadeleler vererek 20 Temmuz 1974 Barış Harekatının mutluluğunu yaşadı..  15 Kasım 1983’te  bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etti..
15 Ocak 1950 Enosis plebisitinin Rum okullarında okutulması ve kutlanması yönünde Rum Ortodoks Kilisesinin ve ELAM’ın önderliğinde ve de Anastasiadis’in partisi DİSİ’nin rehberliğinde 10 Şubat 2017’de  alınan karar büyük talihsizliktir. Her şeyden önce alınan bu kararla  Rum tarafında ilk ve Orta dereceli okullarda öğrencilerin küçücük beyinlerine Enosis  hayallerini yerleştirmek için ciddi adımlar atılmıştır. Bu olay basite indirgenemez ve de geçiştirilemez.. Enosis Plebisitinin Rum okullarında okutulması ve kutlanması kararı Rum liderliğinin hala daha Enosis hayali ile yaşadığının bir ifadesi değil de nedir? 
Kim ne derse desin, kim nasıl düşünürse düşünsün  bu gün bağımsız Kıbrıs’ta bağımsız ve egemen iki devlet vardır. Kıbrıs Türk Halkına düşen görev; temellerinde aziz şehitlerimizin ve   canı ve kanı olan bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yaşatılmasını ve tanınmasını  sağlamaktır.
Unutmayalım ki; Rum liderliğinin hedefi; Kıbrıs Türk Halkının özgürlüğüdür, egemenliğidir, Kıbrıs Türk Halkın  güvenliğidir, bağımsız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığıdır..
Kıbrıs Türk Halkı; Ulu Önder  Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği yolda mücadelesine  devam edecektir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..
 
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.