banner913
banner932
banner1032
banner1038

Sevapları ve günahları ile TMT ve ağabeyim Kara Mehmet eserleri üzerine

banner1020

Yıllın son günlerinde arka arkaya tarihimizin bilinmeyen yanlarını anlatan bir çok eser kitaplıklarda yerini almaya başladı. Tarih tekerrürden ibaretti sözü çok doğru çünkü biz tarihimizi bilmediğimiz için veya bilip de bilmemezlikten mi? geliyoruz, edebiyatta biz buna “ tecahül-i arif” diyoruz. Halk ağzında ise “salağa yatmak” denir. Ne kadar daha salağa yatarız bilmem ama gerçekler ne kadar saklanabilir. Bu konuda ünlü yazarlar şöyle demiş: “Söylenmesi gereken her şey çoktan söylendi. Ancak kimse dinlemediği için her şey tekrar söylenmeli. Andre Gide

banner974
Sevapları ve günahları ile TMT ve ağabeyim Kara Mehmet eserleri üzerine

banner971

Sadece şablonlar var, şablonların üstünde şablonlar, başka şablonları etkileyen şablonlar. Şablonların içinde şablonlar. Yakından bakarsanız tarih kendini tekrar etmekten başka bir şey yapmaz. Kaos dediğimiz henüz tanımlayamadığımız şablonlardır. Tesadüf dediğimiz henüz çözemediğimiz şablonlardır. Anlamadığımıza anlamsız deriz. Okuyamadığımıza saçma deriz. Özgür irade yok. Değişkenlik yok. Chuck Palahniuk

Tarih kendini tekrar etmez, kafiye yapar. Mark Twain

Tarih kendini tekrar eder. İlkin trajedi şeklinde, sonra maskaralık. Karl Marx

Tarih kendini tekrar eder, tarihçiler de birbirlerini. Philip Guedalla

İnsanlığın tarihin derslerinden öğrenememesi tarihin dersleri içinde en önemlisidir. Aldous Huxley 

Tarihten ders alamayanlar onu tekrar etmeye mahkumdur.George Santayana

Tarih çalışmak için muazzam bir zaman harcıyoruz ki kabul edelim bu çoğunlukla aptallığın tarihidir. Stephen Hawking

İnsanoğlu her yerde ve zamanda çoğunlukla aynıdır. Tarih bize yeni ya da alışılmadık bir şeyi haber etmez. Onun başlıca kullanımı insan doğasının sabit ve evrensel doğasını keşfetmektir. David Hume”

            Sayın Ersan Berksel aslında salağa yatmadığımı bilerek, gerçekleri hem belgelerden, arşivlerden hem de yaşayanların ağzından bire bir derleyerek  “Sevapları ve Günahları ile TMT” adlı 248 sayfalık eseri bizleri sunuyor: yazar kitapla ilgili şöyle diyor: “Kıbrıs'ın siyasal tarihi içerisinde birçok önemli dönüm noktaları vardır. 1571'de adanın Osmanlı hâkimiyetine geçmesi, 1878'de İngilizlere kiraya verilmesi, 1955'te EOKA'nın faaliyete geçmesi ve ona karşı Türk savunma örgütlerinin mücadelesi, 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin işlerlik kazanamamasından sonra gelişen olayların akabinde adanın ikiye bölünerek kuzeyinde Türklerin ve güneyinde Rumların olduğu birbirinden bağımsız iki devletin oluşması gibi. Bütün bu süreçler içerisinde benim en çok dikkatimi çeken, Türk Mukavemet Teşkilatı'nın adada ortaya koyduğu örgütsel mücadeledir.

TMT ile ilgili pek çok kitap, makale yazılmış olmasına rağmen o hâlâ sır perdesini korumaktadır; çünkü yazılanlar belirli kişilerin yaşadıkları hatıralarından öteye gidememiş veya doğruluğu kesinleşmemiş anlatılardan oluşmaktadır. Bu nedenledir ki gerçek TMT'yi öğrenmek için yola çıktım. Önceleri doğru bildiğim birçok şeyin yanlış olduğunu fark ettim. Bu beni daha detaylı araştırmaya yönlendirdi. TMT bir tedhiş örgütü müydü, yoksa adada yaşayan Türklerin kendilerini savunabilmek ve ENOSİS'i engellemek için oluşturduğu bir savunma örgütü müydü? Yakın tarihimizdeki tüm karanlık olayların faili TMT miydi, yoksa kişisel husumetler sonucu işlenen bazı cinayetlerin, daha önceden faaliyet gösteren bazı örgütlerin işlediği cinayetlerin ve hatta EOKA'nın işlediği bazı cinayetlerle karanlık olayların sorumluluğu üzerine yıkılan bir örgüt müydü? Bu örgüt kimler tarafından ne zaman, nasıl kuruldu? Örgütlenme şekli nasıldı? Bütün bu soruların bende uyandırdığı merak, beni TMT üzerinde derin bir araştırmaya itmiştir.

Kitapta Kıbrıs'ta İngiliz Sömürge İdaresi'nin son yılları ile Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ilk 3 yıl 4 ay 5 günlük zaman aralığında nelerin yaşandığı kronolojik bir şekilde verilmiştir. TMT'yi tanıtırken amacım, bu örgütte görev almış mukavemetçileri de tanıtmaktır. TMT'yi anlayabilmek için 1955 ve 1960'lı yıllardaki şartları bilmek ve örgütle mukavemetçileri o günün şartlarına göre değerlendirmek gerekir. Bu nedenle 1955 - 1963 yılları arasında yaşanan bazı olayları özetleyerek o dönemin atmosferini vermek istedim. Kitap türüne göre yazılmış kitaplarla kıyaslandığında, yazılmış diğer kitaplardan farklı olarak orijinal bilgiler içermektedir. Bu bağlamda, kitapta TMT’nin teşkilat yapısı ve üyeleri hakkında birçok bilgiyi bulacağınızdan eminim. Kitabı yazarken objektif olmaya, yorum yapmamaya çalıştım; çünkü TMT’yi değerlendirmeyi siz sayın okuyuculara bırakmak istedim. “

   

AĞABEYİM KARA MEHMET

“Leymosunun Yağız delikanlısı. Kara Mehmedi, Hocası, Sporcusu, Milli oyunlar öğretimcisi, , Değişmez doğanın kaptanı, Çetinkayayı yenerek 2 defa Türk kop u şampiyonu, Leymosun halkının EOKA zamanında azami derecede hayatlarının korunmasında birinci saflarda çalışan Leymosunun unutulmaz Kara Mehmedi sana ne yazılsa azdır. Sen lleymosunluların başöğretmeni , hocasısın Leymosunluların her alanda yükselmesi için herşeyini veren Kara Mehmedisin. Rahat uyu . Arkanda eksik bir şey bIrakmadan gittin yattığın yer Cennet mekan olsun . Allah rahmet eylesin. Sevgili Ağabeyimiz.”

                Nadi Güner Manavoğlu Kara Mehmet’i böyle anlatırken kitabın girişindeki bu not çok önemli “TMT’de adsız gönüllüler ve adsız kahramanlar vardır. Bu manada, başarıların, yapılanların bir tarihçesi yoktur. Adsızların kendileri ve yaptıkları sadece yakınları  tarafından bilinir. Çünkü hakiki TMT mensubu kendi kendini methetmez.”

                Leymosun’un(Limasol’un)en önemli isimlerinden birisi olan Kara Mehmet’i kardeşi İbrahim Erkan Manavoğlu’nun kaleminden bu kitap içerisinde tanımaya çalışıyoruz. Eser roman tadıyla bizlere bol fotoğraflı veriliyor. Böylesi önemli anı-roman kitapları gerçek tarihimizi anlamamız açısından çok önemli. Bol bol madalyanın dağıtıldığı bu günlerde kimin kahraman, kimin komutan, kimin asker olduğu iç içe geçti. Gerçek kahramanlar evlerine çekilerek ortadan kayboldu, ortalıklarda bolca kahramanlar dolaşıp, konuyor. İşte böylesi kitaplar bu anlamda çok önemli ve değerli. 

Kara Mehmet

Ak gözlerimin incisi

Öldü şehrin sevgilisi

O soylu direnişçisi

Hatırla bir, nerde mihnet

Oradaydı Kara Mehmet.

Lefkoşa kan ağlıyordu,

Cephane bitti, diyordu,

Kanıyordu kan arıyordu.

Dört yiğidi ile medet

Serdengeçti Kara Mehmet.

Selâm söyle Limasol'a

Sinsi tanklar gelse n'ola,

Sen yeterdin sağa sola.

Yolunda ölelim emret

Komutanım Kara Mehmet.

Alkışlar çınlatır göğü,

Sahada başlardı büyü,

Kaptanların en büyüğü

Rüzgârınla topu fethet

Şampiyonum Kara Mehmet.

Semaları sis görmeyen

O mübarek toprakta sen

İzciler içre duayen

Evvel gidene selam et

Oymakbaşım Kara Mehmet.

Ağacı tohumda gördün

Binlerce kardelen derdin

Çocuktan yaşamlar ördün

Orda da derse devam et

Öğretmenim Kara Mehmet.

Yaşama sevinci orda,

Çoğaltılan umutlarda.

Pırıltılı sofralarda

Sendin neşe ve muhabbet

Arkadaşım Kara Mehmet.

Muhtacı sık sık yoklardın

Garibanı kucaklardın

Rahattık çünkü sen vardın

Sen şefkattin, sen merhamet

Ağabeyim Kara Mehmet.

Adsız bir sis çanı gibi

Tehlikelerde ey nebi

Çaldın, hep çaldın bitevi

Yurt bulsun diye selamet

Mihmandarım Kara Mehmet.

Dostlara haber salınız

O nabız, o coşkun nabız

Çarptı Kıbrıs, Kıbrıs,

Kıbrıs Ta ki alındı emanet

Mücahidim Kara Mehmet.

Sâki, kadeh, bâde gönül

Ganî, alçak, yüce gönül

Dosta gitti şimdi gönül.

Vehmet Erkan, boşa vehmet

Gelmez başka Kara Mehmet.

Ona alkış, ona rahmet.

Seni Özlüyoruz

Her sabah

Gökyüzüne bakarken

Özgürlük kokan havada

Seni hatırlıyoruz,

Yıllar önce

Vatanın için yaptığın mücadeleyi.

Her sabah

Sınıfa girerken,

Siyah tahtanın önünde,

Bir problem çözüşünü hatırlıyoruz.

Sınıf sessiz,

Kalbler biraz kırık,

Biraz sensiz.

Girne yollarından

Artık gümüş rengi araban geçmiyor.

Çarşamba pazarında

Artık kolunun gücü,

Yüreğinin güvencesi yok.

Çarşamba pazarında

Artık Kara Mehmet'in bereketi yok.

Evin sakin

Evin hasta, evin sensiz.

Evin seni özlüyor.

Basamaklardaki ayak sesini,

Yarı kızgın, yarı emredici,

Yarı esprili, ama hep güven veren sesini,

Sanki odaların birinden

Ansızın çıkıp gelecek olan sesi.

Her evde vardın.

Her evin albümünde,

her evin bireyinde.

Oğuldun,

Ağaydın, babaydın.

Dar günde ilk akla gelendin.

Çok erken, habersiz,

Sessizce hayatımızdan kayıverdin.

Seni özlüyoruz.

Esprilerinle,

Fikirlerinle,

Yardımseverliğinle,

O sivri zekanla bulduğun çarelerinle.

Gücünle, kuvvetinle,

İyigünde, kötü günde

Uzattığın yardım elinle.

İnançlarınla,

Elinin açıklığıyla,

İnsan sevgisiyle,

Gönül gücünle,

Kısaca tüm varlığınla

Seni özlüyoruz.

Sana sevgi

Sana saygı

Sana rahmet

Sana minnet.

İyi ki seni tanıdık.

Teşekkürler Kara Mehmet.

Negehan Halit Diner

banner979
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.