30.04.2025 tarihli yerel yazılı basınımıza yansıyan açıklamasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Türkiye limanlarının, Güney Kıbrıs bandıralı gemilere açılacağı” yönünde ortaya atılan mesnetsiz iddianın, Rum tarafının bilindik hayal ürünü ve manipülasyona dayalı siyasetin yeni bir örneği, çaresizlik içeren bir algı operasyonu teşebbüsü olduğunu vurguladı.
“Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden açıklama yapılmadı” denilerek devleti hiçleştiren suçlamalar yapıldığına işaret eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar “Rum resmi ağızlarının yanılsamaya gerçeklik getirme çabasına müsaade etmeyecek bir kararlılıkla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı gerekli açıklamayı yapmış, Güney Kıbrıs bandıralı gemilere ilişkin bu iddiaların hayal ürünü olduğunu açıkça ifade etmiştir” dedi..
..Kıbrıs Türk halkına yönelik izolasyonlar sona ermeden, Güney’e yönelik kısıtlamaların kaldırılacağı düşüncesinin dahi mantık dışı olduğunu vurgulayan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk halkının güçlü iradesiyle, onuruyla ve kararlılığıyla yoluna devam ettiğine işaret ederek, “Kıbrıs Türk Halkı Onurlu Yolculuğundan Sapmaz, Oyunlara Boyun Eğmez” dedi..
..Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum tarafının ve içerideki bazı çevrelerin sahte haberler üzerinden yürüttüğü algı operasyonlarının, Kıbrıs Türk halkının güçlü yürüyüşünü durduramayacağını vurguladı. Türkiye limanlarının, Güney Kıbrıs bandıralı gemilere açılacağı” yönünde ortaya atılan iddianın, Rum tarafının bilindik hayal ürünü ve manipülasyona dayalı siyasetinin yeni bir örneği olduğuna işaret eden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şöyle devam etti:
..Önce belirli çevrelere sızdırılan, ardından Rum liderin sözcüsü aracılığıyla kamuoyuna servis edilen bu mesnetsiz iddia, çaresizlik içeren bir algı operasyonu teşebbüsüdür. Alışılagelmiş Rum stratejisinden daha dikkat çekici olan ise bu spekülasyonun hemen ardından içeride, başta CTP Genel Başkanı sayın Tufan Erhürman tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden neden açıklama yapılmadı?” denilerek devleti hiçleştiren bir şekilde yönetilen suçlamadır..
..Rum resmi ağızlarının yanılsamaya gerçeklik getirme çabasına müsaade etmeyecek bir kararlılıkla Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı gerekli açıklamayı yapmış, Güney Kıbrıs bandıralı gemilere ilişkin bu iddiaların hayal ürünü olduğunu açıkça ifade etmiştir. Açıklama yapılmış ve konu netleşmişken hala ‘sessizlik’ üzerinden siyasi kazanıma dair söylem üretmek, halkımızı yanıltmaya yönelik bir tutumdur..
..Bu, sadece spekülasyonun devamına değil, halkımızın iradesine karşı yürütülen sinsi bir söylem kampanyasına hizmet etmektedir. Devletinin çıkarlarını gözeten herhangi bir siyasetçinin yapacağı açıklamalara, neye hizmet ettiğini de göz önünde bulundurarak, itina göstermesi gerekmektedir. Esasen bu mesele, yalnızca limanlarla ilgili değil; Kıbrıs Türk Halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsüyle doğrudan ilgilidir..
..KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, muhalefetin egemen eşitliği her fırsatta küçümseyen söylemleri ve halkı bu doğrultudaki iradesini alaya almasının, bir kez daha Kıbrıs Türk Halkının hak ettiği şekilde aktör olmasından en çok rahatsız olanların , içeriden ses yükseltenler olduğunu gösterdiğini kaydetti..
..Muhalefetin Kıbrıs Türk Halkı için öngördüğü gelecek ve ortaya koyduğu vizyon Rum liderliğini bir çözüme ikna etme misyonudur. Anlaşılan, halkımızın geleceğini Rum iradesine teslim eden bu yaklaşıma 50 yılı aşkın süre devam eden yıkıcı tecrübe de ders olmamıştır. Halkımızın ihtiyacı olan, başkalarının iradesine dahil olmak, onları tatmin etmek değil, kendi iradesinin sahaya yansıması ve sahip olduğu özden gelen haklarının tesis edilmesidir” dedi..
..Kıbrıs Türk Halkına yıllardır haksız ve hukuksuz bir şekilde ağır izolasyonlar uygulandığına işaret eden KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, şöyle devam etti: Doğrudan ticaret, doğrudan uçuş ve doğrudan temasa ilişkin spor, kültür, sanat da dahil olmak üzere en temel haklar Rum baskıcı siyasetinden dolayı hala engellenmektedir. Tüm bu gerçekler ortadayken “Güney Kıbrıs’a kısıtlamalar kalkacakmış” gibi gerçek dışı bir senaryo üzerinden siyaset yapılması, samimiyetsizliğin açık göstergesidir. Bir olguyu, ilkeyi hem Rum tarafı, hem muhalefet hem de ilgili uluslararası aktörlerin iyi anlaması için net bir şekilde ortaya koymak istiyorum..
..Kıbrıs Türk Halkına yönelik izolasyonlar sona ermeden, Güney’e yönelik kısıtlamaların kaldırılacağı düşüncesi dahi mantık dışıdır. Rum tarafı kendine uygulanan kısıtlamaların kalkmasını istiyorsa öncelikle izolasyon siyasetinden vazgeçmeli ve kısıtlamaların tüm ada üzerinden kalkmasını kabul etmelidir.
Sonuç olarak; Rum liderliği dünden bugüne Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözümü hedeflemiyor. Bu nedenle de Rum liderliği, “Olası bir siyasi çözümle birlikte Kıbrıs Türkleri ‘azınlık’ haklarına razı olmalı, garanti anlaşmaları iptal edilmeli, Türk askeri adadan gitmeli, Rum göçmenler Kuzey Kıbrıs’taki evlerine, mülklerine dönmeli” diyor başka bir şey demiyor!..
Kıbrıs Türk halkına düşen görev temellerinde Mücahit halkımızın, Türk Mukavemet Teşkilatı TMT mensuplarının, Mücahit halkımızın, kahraman Mehmetçiklerimizin canı ve kanı olan bağısız ve egemen devletimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yaşatmak ve tanınmasını sağlamaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..