Çok değerli dostum, tiyatro sanatçısı ve Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nın kurucusu Hilmi Özen de maalesef aramızdan ayrıldı. Uzun bir zamandan beri çekmekte olduğu melun hastalık onu aramızdan aldı götürdü.
Her ikimiz de aynı mahallenin çocuklarıydık. Sık sık bir araya gelir ve güzel zamanlar geçirirdik. Onun tiyatro sanatçısı olacağı ta ilk okul çağlarımızdan belliydi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemlerinde Kıbrıs Radyo Korporasyonunun çocuk pprogramlarındaki skeçlerinde oynardı. Özellikle Hilmi’nin radyofonik sesi mükemmeldi.
1960’lı yıllarda merhum dostum Üner Ulutuğ, Hilmi Özen ve Ayla Haşmet, Ankara Devlet Konservatuvarının Tiyatro Bölümüne girmişler ve tiyatro eğitimlerini tamamlamışlardı. Bu üç arkadaş bizim tiyatro hayatımızın ilkleriydi.
21 Aralık 1963 olayları başladığında onlar mezun olmuşlardı. Getto hayatımız bir süre devam ederken artık Cumhurbaşkan Muavini Dr. Küçük, sarayda yaz günlerinde Kıbrıs Türk Alayı’nın değiştirme birliği şerefine kokteyller vermeye başlamıştı. Bir kokteyle zamanın Bayraktarı Kenan Coygun, Üner’le Hilmi’ye sormuştu.
“Neden tiyatro yapmıyorsunuz?” demişti. Kenan Coygun Paşa’nın amacı, halkın acılarını bir nebze azaltmaktı. O nedenle onları tiyatro yapmaya teşvik ediyordu.
Üner’le Hilmi de “Henüz resmi bir kimliğimiz ve kuruluşumuz yok. Bütçemiz dahi yok” deyince Kenan Coygun onları ertesi gün Bayraktarlık makamına çağırmış ve onlara tiyatrolarında kullanmak üzere bir miktar para vermişti. Lakin Kenan Coygun onunla da kalmadı, zamanın Maarif Dairesi Müdürü merhum Hüsnü Feridun’u çağırarak, Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nın resmi bir kuruluş haline gelmesi için gerekli çalışmaları yapmasını istemişti. O çalışmalar yapıldıktan sonra, Türk Cemaat Meclisi Kıbır Türk Devlet Tiyatroları’nın kuruluş ve kurumlaşması kararını almıştı.
O karardan sonra K.T. Devlet Tiyatroları’nın ilk Müdürü Üner Ulutuğ olmuş, Müdür Muavini olarak da Hilmi Özen görev almıştı. Artık Türk Cemaati’nin resmi bir tiyatro organı vardı.
Tabii Üner Ulutuğ vefat ettikten sonra tiyatroların başına müdür olarak sevgili Hilmi Özen geçmişti. Zaman onu Denktaş Bey’in sanat danışmanı yaptı. Birçok sanat etkinliklerinde Cumhurbaşkanlığı adına aktif rol aldı.
Ben zaman zaman kendim için şu ifadeyi kullanırım:
“Ben çılgın bir adamım. 64 yaşında Yakın Doğu Üniversitesi’ne gittim ve sabırla eğitim alarak üniversitesi’nin 4 yıllık Sahne Sanatları Fakültesi’nin Dramatik Yazarlık Bölümü’nden Dramaturg olarak mezun oldum.”
Ünivesitenin mezuniyet tezinde sevgili Hilmi ile bir araya gelerek tezime önemli katkılar koydu. O çalışmayı ve o özveriyi asla unutamam.
Hilmi’nin kardeşi Çetin Özen de Konservatuvar mezunu bir tiyatro sanatçısıdır. Çetin Özen, YDÜ’nin Sahne Sanatları Fakültesi Bölüm Başkanıydı ayrıca. O dönemde Hilmi Özen de Oyunculuk Bölümü öğrencilerine diksiyon dersi veriyordu. Dolayısıyle film yıldızı ve tiyatro sanatçısı olacak öğrencileri, o güzel konuşmasıyla eğitiyordu. Onunla beraber, Cihan Ünal, Ayşegül Atik ve Kurtlar Vadisi sanatçıları öğrencilere ders veriyorlardı. Benim mezuniyet tezimde Hilmi Özen’den çok önemli pasajlar vardır. Ona mezuniyet tezimi okuttuğumda “Çok derin bir çalışma yapmışsın. Seni kutlarım, bu yaşında üniversiteyi bitirdiğin için” demişti.
Ondan başka Hilmi Özen ve Üner Ulutuğ, Cüneyt Gökçer’in Kral Oidipus tiyatro eserinde küçük rollerde oynamışlardı. Ben ve benim gibi nic insan figüran olmuştuk. Yani onlar bizim değerlerimizdi.
Hilmi Özen için duygu ve düşüncelerimi uzun uzadıya yazsam, herhalde kocaman bir kitap olur diye düşünüyorum. Bence en verimli çağında ayrıldı aramızdan. Bu toplumun ondan alacağı ve öğreneceği çok şey vardı.
Allah’ın takdirine saygılı olmak lazım. Hilmi kardeşim, güzel insan. Seni hep hatırlayacak ve anılarımızda yaşayacaksın.
Hilmi Özen’e gani gani rahmet ve yaslı ailesine ve de tiyatro dünyasına taziyelerimi sunuyorum.
Yani bu dünyadan bir Hilmi Özen geçti gitti ve arkasında çok derin izler bıraktı.