Güreşte plajdan mindere

KKTC Güreş Federasyonu’nun plaj etkinlikleri, geçtiğimiz cumartesi günü tamamlandı. Sıra minder güreşlerinde. Eylül ile Aralık ayları arasında salonda minder güreşleri yer alacak.
Bu yıl Güzelyalı Plajı’nda başlayan, Yeniboğaziçi ve Kaplıca’da süren plaj güreşi müsabakalarının sonuncusu Tatlısu Zambak Tatil Köyü Plajı’nda yapıldı. Büyükkonuk ve Lapta’nın güreş takımları birinciliklere damga vurdu.
Salonların uygun olmaması nedeniyle güreşte genellikle yaz ayları boş geçiyor. Plaj güreşiyle bu boşluk doldurulmaya çalışılıyor.
Aslında açık havada yapılacak başka güreş dalları vardır. Karakucak, yağlı güreş, aba güreşi gibi dallar Türkiye’de yaygın. Fakat bizde bu dallara el atılmıyor.
Ülkemizde plaj güreşleri yıllar önce Tatlısu’da başlamıştı. Tatlısu Belediyesi’nin plaj güreşi geleneği sürüyor.
Plaj güreşlerinin de yer aldığı ve 8 Eylül’de başlayan Tatlısu Harnup Festivali, 11 Eylül 2022 Pazar günü kapandı.
Festival nedeniyle Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan’ın konukları vardı.
Zambak Tatil Köyü’nde plaj güreşlerini izlerken bazı konuklarla sohbet etme olanağı buldum. Bir belediye başkanı, yağlı güreş müsabakaları için yardımcı olabileceğini belirtti.
Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı KKTC Koordinatörü Mithat Tekçam, güreşleri başından sonuna kadar izledi. Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği’nde görevli Mithat Tekçam, sporumuza büyük ilgi gösteriyor. Onu hemen hemen her spor etkinliğinde görmek mümkün.
KKTC Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Dursun Koç oradaydı. Önümüzdeki günlerde düzenleyeceği etkinliğin çalışmalarını sürdürüyor. MOK kurucu üyeleri saptanmaya çalışılıyor. Dursun Koç’un, Lefkoşa Kaymakamlığı’ndan aldığı bilgide bazı isim hataları vardı. Onları kendisine ilettim. Yıllardır varlığı ile yokluğu belli olmayan MOK artık bir düzene kavuşturulmalı. 
Güreş müsabakaları sürerken Tatlısu’daki Minia Kıbrıs eserlerinin heykeltraşı Uğur Özşengül’ü tanımış oldum. 10 yeni eseri de beraberinde getirdiğini söyledi.
SAĞLIKSIZ SPOR OLMAZ
Tatlısu’da izlediğim plaj güreşi müsabakaları hakkındaki gözlemlerimi aktarmak istiyorum.
Müsabakaların yapıldığı zemin maalesef çok kötüydü. Güreştikçe kumların arasında el büyüklüğünde taşlar çıktı. Hakemler, sürekli bu taşları ayıklamak zorunda kaldı. Bir güreşçi de dizinin taşa çarpmasıyla sıkıntı yaşadı.
Güreşçilere su temini sıkıntısına da tanık oldum. Yüzüne kum dolan güreşçi temizlenmek için su istedi. Güreşçiye, denize gitmesi söylendi.
Akabinde güreşirken kumlanan iki başka güreşçinin yüzü, bu kez şişe suyuyla temizlenmeye çalışıldı.
Dahası içilecek su tertibatı yoktu. Su içmek isteyen güreşçi ve görevliler, plajdaki büfeden su satın almak zorunda kaldı.
Açık havada eğlence havasında güreşçileri bir araya getirerek spor yaptırmak hoş olabilir. Ancak onların öncelikle sağlığını düşünmeli. Sakatlığa meydan verilecek bir zeminde ve sıcak havada suyu bulmakta zorlanılan bir ortamda spor yaptırmanın mantığını anlayamıyorum.