Kıbrıs adasında esas sorun, Rumların siyasi eşitliğe dayalı iki devletli çözümü reddetmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu noktayı önemle tekrar vurgulamak gerekir. Vurgulamak gerekir, çünkü bu adada iki devlet vardır. Bu hiçbir zaman değişmeyecek bir durumdur. Ancak, Rumlar adada “iki toplumu” birleştirmek hayali ile yaşamaktadır. Rumların bu politikaları değişmedikçe, adada “çözüm” gerçekleşemez. Özellikle Rumlara tam destek veren AB, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bu hayalden vazgeçmesini önermelidir. Ama nerde… AB hala Rumlarla birlikte “federasyon” hayali ile yaşamaktadır. KKTC Devleti bağımsız, egemen bir devlet olarak tanınma yoluna girmiştir. Bu gerçeği AB ve diğerleri görmelidir. KKTC Devleti, Rumlarla herhangi bir anlaşmada egemenlik statüsünün verilmesini istemektedir. Rumlar istese de istemese de KKTC bu statüyü alacaktır… Rumlar ise adayı federal çözüm çerçevesinde birleştirmekten yana politikasını sürdürmektedir. Bu durumda Rumların uzlaşmaz politikaları en büyük engel… Rumlar KKTC’yi devlet olarak tanımak bir yana böyle bir çözüme yakın herhangi bir anlaşmaya bile yanaşmamaktadır.

Gerçek olan şu ki, bu adada iki devletli çözüm tek çözüm olarak gözükmektedir. Bu çözümü kabul etmeyen Rumlar, sorunun devamında başrol oynamaktadır. Bugünkü durum çıkmaz olarak görünse de uluslararası toplum ve özellikle AB’nin itirazlarına ve Rumlara verdiği desteğe rağmen iki devletli çözüm tek çıkar yol olarak bilinmektedir. Rumlar bu durumda iki devletli çözümü kabul etmek durumundadır. Esas sorun burada… Rumlar iki devletli çözümü asla kabul etmeyeceklerdir. KKTC Devleti, Rumların bu değişmez politikasına karşı tanınma yolunda ilerlemektedir. Siyasi eşitliği ve egemenliği KKTC’ye vermek istemeyen Rumlar, tüm uluslararası desteklere rağmen bu konuda yalnız kalmaya mahkumdur.