banner913
banner932
banner1012

AKP’ye “adam” beğendiremiyorlar…


Hasan KAHVECİOĞLU

Hasan KAHVECİOĞLU

Okunma 10 Mayıs 2022, 12:23

Öyle anlaşılıyor ki; Başbakan Sucuoğlu sonunda pes etti…

Kendi “Başbakan” iken, partisi içinde bu kadar desteğe sahip iken, Bay Ersin Tatar’ın ve AKP’nin “veto”sunu içine sindirdi…

Bugün yarın bir başka UBP’linin kendi yerine atanmasını kabullendi…

UBP Meclis Grubu’nda birileri ortaya çıkmaya şimdilik “cesaret” edemedi ama UBP bunu başaracak…

Sucuoğlu’nun da dediği gibi “gürültü patırtı çıkarmadan”, Parti Meclisi’nde Sucuoğlu’ndan daha yüksek “biat” sahibi birileri bulunacak ve makama oturtulacak…

Kimsenin burnu kanamayacak…

Hiç endişeniz olmasın, UBP’de hiç kimse Parti Meclisi’nin daha önce aldığı kararı anımsamayacak…

“Başkan dışında birinin Başbakan olarak görevlendirmesini kabul etmeyiz” denilen karar kimsenin aklına bile gelmeyecek…

Daha önce de “Seçilmemiş isim Bakanlar Kurulu’nda yer almayacak” kararı yok muydu?

Ne oldu?

Tahsin Bey, bu karara rağmen, AKP istedi diye “Dışişleri Bakanı” yapılmadı mıydı?

UBP’de tüm bu “tribıl”lar normaldir…

“Menfaat çetesi” suçlamalarına ise UBP’nin karnı toktur…

Bu iş ilk kez de olmuyor…

Geçmişte de “önce Başbakan sonra parti başkanı” örnekleri az değil…

Yalnız bazı “farklar” var tabii…

Bay Ersin Tatar’ın “apaçık parti içine mesaj göndermesi” gibi…

“Seçin bir adam, görevi ona vereyim” diyor…

Seçmediler mi?

Daha kurultayda attıkları oyların mürekkebi kurumadı…

Sucuoğlu’na yüzde 60’ın üzerinde oy vermediler mi?

Demek; “oy” hiçbir işe yaramıyor…

Parti içinde de, parti dışında da…

Ersin Bey bunu gayet iyi biliyor ve almadığı “oy”larla koltuğa oturtulmanın “dayanılmaz hafifliği”ni iliklerine kadar hissediyor…

Onun bir tek “itiraz”ı var…

Kendisi; kafasındaki ismi Sucuoğlu’na söyleyip, git-gel yapmak istemiyor…

“Yetkili kurullar birini belirlesin” istiyor…

O kadar “demokratik” bir huyu var ki, “yukarıdan” partisine bir isim empoze etmeyi reddediyor…

Ya da kötü niyetlilerin dediği gibi; üstündeki sorumluluğu atmaya çalışıyor…

Bir süre önce bunu başardığını göz ardı edemeyiz…

Sunat Atun’u görevden almak yerine, tüm hükümeti istifa ettirmemiş miydi?

Böylece AKP’de Sunat Atun’un “abileri”ni memnun etmeye çalışmamış mıydı?

Sucuoğlu’nu “şamar oğlanı”na döndürmede kıvrak bir zekâ gösterisi sunmadı mı topluma?

Hatta; çok sevdiği, “eşit egemen” diye günde on beş kez tekrarladığı “devlet”inin anayasasını apaçık biçimde ihlal etmeyi göze almadı mıydı?

İşte bu yüzden, bu UBP ve bu Ersin Tatar, bunu da başaracak…

Zaten “adaylar” dördü geçmiyor…

Çarşamba’ya (yarına) kadar bunların “akredite” işlemleri Ankara’da yapılır, Parti Meclisi de oturup onaylar…

Bu yeni “Başbakan”ın bir “kaset”le devrilmesine kadar da UBP dimdik ayakta kalır…

Faiz Bey UBP’yi gerçekten çok meşgul etti…

“İstenmediğini” yüzüne söyleyen dinozor abilerini dinlemedi…

Sandı ki; kadın kolu, gençlik kolu, köy örgütü “tam destek” verince, siyaset yapmak mümkün olacak…

“Ankara’nın bağları” şarkısını hiç dinlemedi anlaşılan…

Sandı ki, tarikatçı şeyhin elini öpünce AKP saflarında “kabul” görecek…

Görmedi tabii…

Ankara’dakilerin canını sıkan işler yaptı…

AKP’nin belki genel şartlarını iyi okudu, eğilmeyi, bükülmeyi başardı ama parti içinde bir de “şahsi” parametreler var ve onları yerine getirmeyi başaramadı…

Şimdi gideceği kesinleşince, “Hiç olmazsa yerime geçecek olanı ben belirleyeyim” diyor…

Tatar ise, buna yanaşmıyor…

Hatta kafasındaki “ismi” zikrederek “Bunu seçin” demek yerine, parti içindeki bazı odakların kulaklarına fısıldamayı tercih ediyor…

Elbette Ersin Bey’in kafasına yerleştirilen “isim” Ankara’dan “tam icazet”le bu koltuğa oturtulacak…

Tabii; hep Ankara diyoruz ve AKP’nin kontrolü altındaki, MHP destekli “siyasal erk”ten söz ediyoruz ama Ankara’da; CHP de var… İyi Parti de var… DEVA var… Saadet var…

Gelecek var…

Var oğlu var…

Ama bunların hiçbirisi; başını çevirip bu tarafa bakmıyor…

Ne yazıktır ki TC’deki “muhalefet” bu konuda kılını kıpırdatmıyor…

Buradaki muhalefet de, sivil toplum da, ne yazıktır ki bu “darbe”ler karşısında cılız tepkilerden başka bir şey yapamıyor…

İşte bu ortamda, CHP’nin, İyi Parti’nin hiç mi bir diyeceği yok…

CHP burada yaşananların, desteklediği “iki devlet” tezine de “aykırı” olduğunu görmüyor mu?

Hani bu “devletçiği” dünyaya tanıtacaktı? Hatay Belediye Başkanı’na görev de vermişti.   

TC’deki muhalefet, burada ayrı bir “devlet”i savunduğuna göre, neden bu “devlet”e saygı duymuyor?

Neden Erdoğan’ın yaptıklarına gözünü kapatmayı sürdürüyor?

Neden Erdoğan’ın bu “devletçiği” aşağılayan, her gün siyasetimize tokat atan politikalarına karşı çıkmıyor?

Yoksa onlar da geldiğinde bu “devletçiği” tıpkı AKP gibi, “şamar oğlanı” olarak mı görmek istiyorlar?

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.