11 Ekim 1922 Mudanya Ateşkes Antlaşması; Türk Kurtuluş Savaşı’nda Türk milletinin Yunanlılara karşı kazandığı askeri zaferin sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi ile İtilaf Devletleri arasında imzalanmış olan bir antlaşmadır..
11 Ekim 1922Mudanya Ateşkes Antlaşması; Lozan Barış Antlaşması’na giden sürecin önemli bir safhasıdır. Mudanya Ateşkes Antlaşması ; Türk Kurtuluş Savaşı’nın  Batı Cephesinde süren Türk-Yunan Savaşını sona erdiren bir mutabakattır. Türk İstiklal Savaşının son aşamasında,Büyük Taarruz’da Yunanlıların aldıkları ağır yenilgi sonrası İtilaf Devletlerinin arabuluculuğunu istemesi neticesinde TBMM ile İtilaf Devletleri arasında 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanmıştır.
3 Ekim 1922’de başlayan görüşmelerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni İsmet Paşa (İnönü) temsil etmiş ve yanında Refet Paşa ile Fevzi Paşa da hazır bulunmuşlardır. İngiltere, Fransa ve İtalya’nın katıldığı görüşmelere Yunan delegeleri katılmamış ve süreci , Mudanya açıklarındaki bir Britanya gemisinde izlemişlerdir.  Zaman zaman  tansiyonun yükseldiği ve hatta Türk ordusunun yeni bir harekata  hazırlandığı görüşmeler, 11 Ekim 1922’de uzlaşmayla sonuçlanmıştır.
30 Ağustos 1922’de Büyük Taarruzun zaferle sona ermesinin ardından İtilaf Devletleri, TBMM’ne mütareke çağrısında bulundu ve görüşmeler, 3 Ekim 1922 tarihinde Mudanya’da başladı. Görüşmelere, TBMM Hükümeti adına İsmet İnönü, İngilizleri temsilen General Harrington, Fransa adına General Charpy, İtalya adına General Mombelli katıldı. Görüşmeler, Doğu Trakya’nın ve Boğazlar’ın boşaltılması, Türkiye’ye geri verilmesi konularındaki görüş ayrılıkları nedeniyle  sık sık kesildi. Zaman zaman gergin anların yaşandığı, hatta Türk ordusunun yeniden harekat hazırlıklarına giriştiği mütareke görüşmeleri, 11 Ekim 1922’de uzlaşmayla sonuçlandı. Mudanya Mütarekesi, 11 Ekim sabah 06.00’da Türkiye ile 3 itilaf Devleti İngiltere, Fransa ve İtalya arasında imzalandı. Mütareke , imzalandıktan 3 gün sonra yürürlüğe girdi.
..Mustafa Kemal Paşa, İtilaf Devletlerine Ateş-Kes için görüşmelerin Mudanya’da başlamasını önermişti. Bu arada Başkomutanlık namına olağanüstü yetkilere sahip olmak üzere Garp Cephesi orduları Komutanı İsmet Paşa’yı temsilci olarak seçtiğini de bildirmişti. Mütarekenin amacı, askeri hareketin durdurulması ve özellikle işgal kuvvetleri ile Türk birlikleri arasında olası bir çatışmanın önüne geçilmesiydi. Türkiye için ise esas dava, Yunanlıların en kısa zamanda Türk topraklarını boşaltarak, Meriç’e kadar bütün  Trakya’nın bize teslim edilmesiydi. Bundan sonra asıl barışa gidecek yol açılabilirdi. İsmet Paşa başkanlığındaki Türk Heyeti Batı Cephesi Kurmay Başkanı Asım Gündüz, Yarb Tevfik Bıyıklıoğlu, Bnb. Seyfi Düzgören ve Kızılay ikinci Başkanı Hamit Bey’le iki yazmandan oluşuyordu..
..Genel Kurmay Başkanı Fevzi Paşa ile Refet Bele’nin de Mudanya’da kalmaları uygun görülmüştü. İngilizleri General Harrington, Fransa’yı General Charpy, İtalya’yı da General Monbelli temsil ediyordu. Yunanistan General Mazarakis ile Sarıyanis’i delege olarak atamıştı. Fakat bunlar Mudanya’ya kadar gelmiş olmakla birlikte görüşmelere  katılmamışlardı..
..Şevket Süreyya Aydemir, “Mudanya Konferansına Mudanya Savaşı demek hatalı olmasa gerektir” diyerek görüşmelerin çok gergin bir hava içinde geçtiğini  vurgulamıştır. Özellikle müttefiklerin Trakya’nın teslimine yanaşmamaları bu gerginliğin temel nedeni olarak görülmektedir.
..İsmet İnönü, anılarında Mudanya Konferansının  havasını şöyle açıklamaktadır:“Mudanya Konferansının ilk üç günü Trakya meselesinin müzakeresi ile geçmiştir. İlk müzakere açılır açılmaz benim ortaya koyduğum dikkatlerini çektiğim mesele budur. Biz muharebe halindeydik, karşımızda düşman vardı. Düşmanı  yendik ve takip ettik. Anadolu’dan çıkardır. Mudanya Konferansının toplanması ile askeri harekat durmuştur. Bu hal uzun müddet devam edemez. Böyle bekleyerek, karşımızdaki hasım  kuvvetlerin  yeniden zaman ve hazırlık kazanmasına fırsat veremeyiz. Onun için bir an evvel bütün memleketin tahliyesi işini halletmek lazımdır. Ben, tezimi bu şekilde izah ettim. Münakaşalar oluyor: Diğer meseleler hallolduktan sonra bu da hallonulur.”
Oldukça tartışmalı geçen  görüşmeler zaman zaman tıkanır gibi oluyordu. Hatta 5 Ekim’den 9 Ekim’e kadar geçen süre içinde  yeniden bir savaş tehlikesi bile  belirdi. Çünkü 5 Ekim’de Fransızlar, Trakya’nın Türklere teslimini kabul ettikleri halde İngiliz ve İtalyan temsilcileri yetkileri olmadığını ileri sürerek, hükümetlerinden yönerge  almak için ertesi güne bıraktırdılar. Onların bu tutumu Mustafa Kemal Paşa’yı derhal harekete  geçirdi. Görüşmelerin çıkmaza girmesi üzerine 6 Ekim’de Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa’ya da şu telgrafı çekti:
“Ekim’in 6. Günü için  kararlaştırılan esaslar dahilinde TBMM Hükümetine iadesini kabul etmedikleri taktirde  tasavvur buyurulduğu gibi  6-7 Ekim’de derhal İstanbul üzerine harekete geçiniz”
Türkiye yeni bir savaşın eşiğinde gibi , “İsmet Paşa’nın Mudanya’da ve 6 Ekim’de olduğu kadar, belki hiç kimse harple sulhun kıskaç arasında böylesine sıkışıp kalmamıştır”. Durum Türkiye Büyük Millet Meclisinde de dikkatle yakından izleniyordu. Mustafa Kemal Paşa cepheye gitme olasılığından söz etmiş ve Bakanlar Kurulunun Meclisi aydınlatmasını istemişti. Milletvekilleri düşüncelerini ve eleştirilerini özgürce dile getirmişlerdir..
..İsmet Paşa’nın telgrafı Mecliste görüşülürken Mustafa Kemal Paşa da İsmet Paşa’ya gizli bir emir göndererek şunların sağlanmasını istiyordu:
*Yunan Askeri Kuvvetlerinin 15 gün içinde Trakya’dan çekilmeleri,
*Boşaltılan yerlerin TBMM Hükümeti temsilcilerine teslim edilmesi,
*Trakya’da kalacak itilaf devlet ve komisyonlarının TBMM yönetimini denetleme ya da işgalci bir amaç taşımaması,
*Trakya’nın Türkiye’ye verildiğini açıkça belirtilmesi,
*Karaağaç’ın Edirne’nin sınırları içinde olduğunun kabul ettirilmediği takdirde burasının İtilaf Devletlerinin işgali altına sokulması,
*Trakya’ya gönderilecek Jandarma sayısının  sınırlandırılmaması,
*Bunun dışında Boğazlarda İtilaf Devletleri askerlerinin sayısının arttırılmaması, işgal bölgelerinin genişletilmemesi gibi konular da yer alıyordu.
11 Ekim sabahı saat 06.00’da Mudanya Askeri Sözleşmesi imzalanmış, 14-15 Ekim 1922’den başlamak üzere yürürlüğe girmesi kabul edilmişti.
Mudanya Askeri Sözleşmesi 14 maddeden oluşuyordu. Bu sözleşme ile Türk-Yunan Kuvvetleri arasındaki çatışma son buluyordu. Yunanlılar, Trakya’yı 15 gün içinde boşaltacaklardı. 8.000 Türk Jandarma , mülki memurlarla birlikte Trakya’ya el koyacaktı. Yönetimin Türklere devri bir müttefik birliği görevlendirilecekti. Teslim işlemi bittikten sonra 30 gün sonra bunlar bölgeden ayrılacaktı. İstanbul ve Boğazlar da  idaremize teslim olacaktı, ancak İstanbul’da ve  Boğazlarda bulunan İtilaf Kuvvetleri, barışa kadar arttırılmaksızın kalabileceklerdi. Barışın yapılmasına kadar Türk Kuvvetleri Çanakkale Boğazı ile İzmir yöresinde belirlenen  çizgiyi geçmeyecek, Trakya’ya da silahlı kuvvet geçirmeyecekti. Yunan temsilcisi de sözleşmeye  katılmayı zorunlu görmüştü. Mütarekenin imzalanması üzerine Mustafa  Kemal Paşa, General Harrington’a teşekkür; Müdafaa-i Hukuk örgütlenene ve belediyelere kutlama telgrafları çekti..
..Prof. Şerafettin Turan’ın vurguladığı gibi Mudanya Ateşkes Anlaşması 1911’den bu yana süregelen savaş haline son vermiş, ülkeyi istiladan kurtarmış ve işgal altındaki İstanbul’un da barış antlaşması ile birlikte Türk yönetimine geri verilmesini sağlamıştı.  Kabul etmek gerekir ki Mudanya yalnızca basit bir Ateşkes Anlaşması olarak görülmemelidir. Siyasal nitelikte bir takım ögeleri de taşıdığı için uluslararası bir önem taşımaktadır..
Sonuç olarak; Diplomasideki ilk sınavını Mudanya Konferansında veren İsmet İnönü, uluslararası, geniş kapsamlı Lozan’da da çok daha büyük bir diplomasi sınavı vermiştir.
24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ile Milli Mücadelenin tüm kazanımları güvence altına alınırken 13 Ekim 1923’te Ankara Türkiye Cumhuriyetinin Başkenti oluyor ve de 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti ilan ediliyordu.
Bu vesileyle Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kahraman Mehmetçiklerimizi, büyük Türk milletini bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Ne Mutlu Türküm Diyene!.
Türkiye Cumhuriyeti Sen Çok Yaşa..
Kaynak:https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/11-ekim-1922-mudanya-ateskes-antlasmasi-ve-tarihi-zafer-2672489/