banner913
banner932
banner1012

Ray üzerine oturtulan vagon


M. Erol EKENLEROĞLU

M. Erol EKENLEROĞLU

Okunma 17 Nisan 2016, 15:26

‘Tarihini bilmeyeni suçlamak yersizdir. Asıl suçlu ona tarihini öğretmeyenlerdir. Her ne kadar en kıymetli zamanları ve fırsatları kaybetmişsek de bu eksikliği tamamlamak için daima fırsat mevcuttur. Dr. Fazıl Küçük 1975

                Kıbrısta yaşayanlara ve dünyaya, Kıbrıs tarihini, kültürünü, Sosyoekonomik yaşamın gerçeklerini öğretmenin zamanı gelmiştir. Hatta geçmektedir de. Hemen şu soruyu soralım biliyor muyuz? Cevap olarak ta kısmen diyebiliriz. Tarih kitaplarının yazdığı şekilde okuyanlar bildiğini sanabilirler, ama gerçek öylemidir? Bence değildir. Geçmiş Tarihi bırakalım, yakın dönem Kıbrıs Tarihini ne kadar biliyoruz. Kendi kendimizi sorgulayarak cevap vermemiz gerekiyor bu soruya. Gençlerimize öğretebiliyor muyuz? Ders olarak okutabiliyor muyuz? Tv programları, filmler yapabiliyor muyuz? Bu soruların cevapları kısmen evet olacaktır. Neden mi?

                Yakın tarihimizin en önemli konusu bence Kıbrıs Cumhuriyetidir. 1960 yılında kurulmuş, 1963 yılında Rumların mızıkcılığı ile ortadan kaldırılmış ama halen Uluslararasında geçerli bir Cumhuriyet. Günümüzde de içeride Kıbrıs uyuşmazlığı, dışarıda Kıbrıs sorunu çözümlerinde Kıbrıs Cumhuriyetine dönüş çabaları, ABnin Kıbrıs Cumhuriyetini var sayması. Peki Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını kaç kişi biliyor desem verilen cevaplar nasıl olur diye düşünüyorum. Ben bu anayasanın tamamını okumak için çok araştırdım bulamadım. Benim için çok önemli bir metin. Sebebi ise bütün görüşmelerin başlangıcı. Bilmeden neyi tartışacağız, neyi neyle mukayese edeceğiz. Onun içindir ki bu Anayasanın 3.maddesin de yazılı olan Devletin dili Rumca ve Türkçedir diye yazıldığını bilmeyenler, Rum lider Anastasiyadisin ‘Türkçe artık gündeme gelmelidir söyleminin üzerine güzel bir şey söyledi diye atlıyorlar. Rumlar bu Anayasanın 13.maddesini değiştirmek istediler ve 1963 kanlı Noel olayları oldu. Cumhuriyet otaklığı bozuldu. Bu anayasa bilinmeden yakın tarihimiz öğrenileblir mi? Bence hayır. İşte değerli büyüğüm Sn. Ahmet Göksana bu eksikliği yıllar önce söylemiştim. O da Kıbrıs Türküne ve insanlığa katkı sağlayacak ‘BİR DEMET YAŞAM, Tanık Olduklarım, Yaşadıklarım ve Araştırdıklarım, Kıbrıs Türkünün Onur Mücadelesinden, Yakın Kıbrıs Tarihi kitabını yayınladı.

Bu kitapta, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını, yaşanmışları belgeleri ile bulacak, Kıbrısın bilinmeyenleri ile karşı karşıya geleceksiniz. Okuyarak öğrenmek başka, yaşayarak öğrenmek başkadır. Kıbrıstaki son gelişmelere, bu güne kadar sıkıntılar yaşayanların bakışı daha gerçekçi olacaktır diye düşünüyorum. Bu nokta da 14 yaşından beri Kıbrısta yaşanan olayların içinde olan, gazetelere yazılar yazan Ahmet Göksanın bu kitabını çok önemsiyorum. Sizler de bu kitabı okuduğunuz da Kıbrıs ile bilmediğiniz çok şeyi belgeleri ile öğrenecek ve düşünmeye başlayacaksınız. Özellikle gençlerin, bu eserde yazılı olan yaşanmış olayları okuyarak gelecek için ders çıkarmalarını ve kütüphanelerinde bulundurmalarını öneriyorum. Bu eserin Kıbrıs Türkleri için tarih, siyasal ve sosyal bilgiler açısından büyük bir açığı kapattığını söylemek istiyorum. Gençler! Tarihimizi özellikle de  yakın tarihimizi çok iyi bilmeliyiz ki ‘RAYA OTURTULAN VAGON (KKTC) ASLA RAYDAN ÇIKMASIN

Sn. Ahmet Göksanın ‘Bir Demet Yaşam kitabının Sunuş yazıların da bu eserin ne kadar önemli olduğunu gereceksiniz. Özellikle eserin shf. 15deki sunuş 1 yazarı olan Yrd. Doç. Dr. Sevil Piriyeva KARAMAN, eseri bilimsel bakış açısı ile değerlendirmiş olup özet olarak şu önemli konuları belirterek, Ahıska Türkleri ile Kıbrıs Türklerini birlikte mukayese etme imkanı sunmuştur. Bende bu söylediklerini size aktarmak istiyorum. ‘Nüfus konusuna gelecek olursak tıpkı adada ki Türklerin sayısını Rumların değiştirmesiyle, Ahıska Türklerinin de sayısının eski Sovyetler döneminde Ruslar tarafından gizlenmesi büyük benzerlik arz etmektedir. A.Göksanın eserinde gösterdiği gibi Kıbrıs Türklerinin evlilik birliğinin kurulması öncesinde yapılan çalışmalar nasılsa Ahıska Türklerinde de benzerlikler çoktur. Örneğin esprili olsun diye yaşı ilerlediği için evlenmemiş kızlara yapılan bazı yakıştırmalar ‘Kart kız - Evde kalmış kız kurusu - Kart tavuk sözleri ile karıkoca arasındaki ilişkiler de kulağa hoş gelen söz benzerliği çoktur. Kadın kocasına A herif -  Be yahu – Efendi - Bizim adam olarak hitap ederken erkeklerde eşlerine ‘A hanım – karı – A yahu - Hatun şeklinde hitap etmelerinin eserde yer alması kültürün gelecek nesle hem şifahi hem yazılı şekilde aktarılıp unutulmasının önlemini alır. Eserde yer verilen Türk ulusunun ulusal ve dini bayramlarının gizli kutlanması konusunda da geniş bilgi verilmiştir. Bu durum eski SSCB döneminde Türk soylu halkların yaşadıkları gizli Bayram kutlamalarını üzüntüyle hatırlattı bize. Çünkü kendi kültürünü yaşamak isteyen herhangi bir Türk ailesine ağır ceza uygulanıyordu. KKTC de Türk yerleşim yerleri Rum yerleşim yerlerinden hurma ağaçlarının varlığıyla ayırt ediliyor. Çünkü hurma ağacı İslam toplumun da kutsal bir ağaç sayılıyor demesi de Kıbrıs Türk Halkının İslam dinine bağlı olduğunun göstergesidir. Merhum Osman Örek o günlere ilişkin anılarını genç kuşağa ‘Ah oğlum, siz iyi ki o günleri yaşamadınız. Ama mücadele ruhunu bilmelisiniz, onun için iyi dinle ve halka da iyi aktar ifadelerini her bir Ahıska Türk ailesinin yaşlı neslinden duymak kaçınılmaz bir durumdur. Önderlerimizin verdiği mücadeleler gelecek kuşaklar için büyük bir derstir. Bu nedenle de sömürge döneminde yaşanan  baskıları ve sıkıntıları bilmeden Kıbrıs Türklerinin geldikleri bu noktayı anlamak oldukça zordur.‘ Tamamını kitabı aldığınızda okuyacaksınız. Sn. Sevil Piriyeva KARAMAN şöyle tamamlıyor sunuş 1 yazısını; “Bu değerli eserin öncelikle KKTC ve elbette dünya edebiyatına katkı sağlayacağı rahatça görülecektir. Bu eser KKTC halkı için hatta tüm Dünya Türkleri için önemli bir kaynak eser olacaktır. Bu nedenle de bu kitabın diğer dillere çevrilip yayınlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum.”

                  Eserin yazarı Sn. Ahmet Göksanda bu serinin 6 kitap olacağını söylüyor. Biran önce tamamlamasını tarihe ve geleceğe ışık tutmasını beklediğimizi bildirmekte bizlere kalıyor. Göksan ayrıca eserin 31. sayfasına 18 Aralık 1959  tarihli Nacak Gazetesinde yayınlanan yazısını koyarak da benim bizzat şahit olduğum. “14 yaşında bir insan nasıl gazetede yazı yazar, atıyor.” Boş laflara da cevap vermiş düşüncesindeyim.

Kıbrısı, genç nesillere, gerçekleri ile anlatan bu eserlerin çoğalması, yabancı dillere öncelikle İngilizceye çevrilmesi, dağıtılması ve okunması geleceğimizin teminatı olacaktır.

Mutlu, sağlıklı, bilgili ve uyanık olalım.

Kaynakça: “Bir Demet Yaşam Kıbrıs Türkünün onur mücadelesinden yakın dönem, Kıbrıs Tarihi yazarı Ahmet Göksan motif matbaacılık ltd. şti. Tel: 0 312 418 04 20 – 0 312 394 63 93  

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.