19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ile birlikte Anadolu’da Kuva-yı Milliye derlenip toparlanacak ve milli hakimiyetin idamesi için mücadeleye başlanacaktı.. Nitekim verilen mücadeleyle milli bir Türk devleti hayat bulacaktı.. Bu itibarla 19 Mayıs 1919 tarihinin Türk tarihinde mümtaz bir yeri vardır…
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın ayak bastığı Samsun; İngiliz askeri birliğinin varlığı ve civarda kol gezen Rum çeteleri nedeniyle güvenli değildi. Bu nedenle bir hafta sonra Mustafa Kemal Paşa, 25 Mayıs 1919’da heyetiyle birlikte Havza’ya geçti.. Havza’da 5. Kafkas Tümeni’nin bir Alayı vardı. Ancak subayları ile çok az sayıda kalan erleri sefil durumdaydı. Şartlar bir direnişi başlatmak için imkansız denecek ölçüde azdı ama Mustafa Kemal Paşa’nın milletine inancı vardı, milletin de tutsaklığa dayanamayacak bir haysiyeti vardı..
28 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa Havza Genelgesi’ni yayımladı. Havza Genelgesi ile askeri ve mülki amirlere askerlerin terhis edilmemesi, silah ve cephanenin teslim edilmemesi bildirilirken büyük devletlerin temsilcilerine ve Osmanlı Hükümeti’ne işgallere karşı uyarı telgrafları çekilmesi isteğini belirtti. Yine Havza Genelgesiyle İzmir’in işgalinin kınanması için her yerde miting ve gösteriler yapılması istendi. Ancak yapılacak olan bu gösterilerde düzenin korunması ve Hristiyan halka saldırı ve düşmanlık yapılmaması belirtildi.
Havza Genelgesi halk arasında büyük heyecan yarattı. İtilaf Devletleri temsilciliklerine gönderilen telgraflarla ülkenin işgali protesto edildi. Düzenlenen mitinglere binlerce insan katıldı. Özellikle İstanbul’daki mitinglerin coşkusu İtilaf Devletleri’ni kızdırdı. İngilizler tutuklu bulunan 67 Türk devlet adamını Malta’ya sürdüler ve Mustafa Kemal’in geri çağrılmasını istediler.. İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal’i geri çağırdı ancak o , bu isteğe uymadı. Kaynak: https://www.tarihbilimi.gen.tr/havza-genelgesi-28-mayis-1919/
Havza Genelgesi çerçevesinde 30 Mayıs 1919’da Havza’da Mustafa Kemal Paşa’nın da katıldığı bir miting düzenlendi. Bu mitingin ardından o günde Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde düzenlenen ve binlerce insanın katıldığı mitingler Türk halkı arasında bir heyecan yarattı. Neticede işgallere karşı gösterilen tepkilerden rahatsız olan İngilizler, Damat Ferit Paşa Hükümeti’ne baskı yaparak Mustafa Kemal’in geri çağrılmasını istedi.
22 Haziran 1919’da Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları (Ali Fuat Cebesoy, Rauf (Orbay) Bey, Kazım Karabekir, Cemal paşa, Cafer Paşa, Ali Fethi Okyar) tarafından yayınlanan Amasya Tamimi’nde: İstanbul Hükümeti, Vatanın bağımsızlığını koruyamazsa bu amaçla geçici bir hükümet kurulacaktır… Milli kuvvetleri etkili, Milli İradeyi egemen kılmak esastır.. Manda ve Himaye kabul edilemez deniliyordu. Yine Amasya Tamimi’nde:
Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı (İstiklali) tehlikededir. Milletin bütünlüğünü, milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Milli Egemenliğe ve Milli Bağımsızlığa yer veren bu ilke daha sonraki tarihi gelişmelerle Türk İnkılabının bir temel dayanağı olacaktır deniliyordu..
Amasya Tamimi ile birlikte Milliyetçilik; Milli Mücadelenin esası, özü ve temel yapısı olmuştur. Amasya Tamimi, Türk İnkılap Tarihinde, hukuki ve siyasi önemi ile yeni Türk devletinin kuruluşunu hazırlayan bir temel vesika olması bakımından özel bir değer ifade etmektedir.
Amasya Genelgesi, millet egemenliğini öngördüğü için bir ihtilal niteliği taşıyordu.. Amasya Genelgesiyle Türk milleti İtilaf Hükümeti ve İtilaf Devletlerine karşı ayaklanmaya davet ediliyordu..
Amasya Genelgesi, ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi olması nedeniyle de Amasya Genelgesi’nin Türk tarihinde ayrı bir yeri vardır…
Amasya Genelgesi’nde İlk kez ulusal egemenlikten bahsedilmiştir. Amasya Genelgesi, Bir ihtilal bildirisi niteliği taşımaktadır. Çünkü, Amasya Genelgesi; İstanbul Hükümetini hiçe saymakta, hükümetin düşman devletlerin esiri olduğunu söylemekte ve milleti yine milletin kendisinin azmi ve kararlılığının kurtaracağını söylemektedir. Mustafa Kemal Paşa kendisinin hazırladığı Amasya Tamimi’ni, 9. Ordu Müfettişi sıfatı ile imzalamıştır. Kaynak: www.haberler.com
19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a çıktıktan sonra Osmanlı Sarayı’nın vermiş olduğu görevin tam da tersine, orduları dağıtmak yerine halka silah dağıtınca, şuraları kapatmak yerine şuralar, kongreler toplayıp direnişi körükleyince İngilizler, İstanbul Saray Hükümeti’nden Atatürk’ü geri çağırmasını istediler. 8 Haziran 1919’da Harbiye Nezareti Atatürk’ü geri çağırdı. 18 Haziran 1919’da Dahiliye Nezareti, Müdafaai Hukuk Cemiyetleri kurulmasını ve telgraflarının çekilmesini yasakladı. Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasından bir gün sonra 23 Haziran 1919’da Dahiliye Nezareti Atatürk’ün azledilmesine karar verdi…
… 26 Haziran 1919’da Dahiliye Nezareti Milli ordu hazırlamayı yasaklayan bir genelge yayınladı. 5 Temmuz 1919’da Harbiye Nezareti Atatürk’ü “Padişah Adına” geri çağırdı. 8 Temmuz 1919’da İstanbul Saray Hükümeti, Atatürk’ü “Ordu Müfettişliği” görevinden aldı. Bunun üzerine Atatürk, bizzat Padişah Vahdettin’e, askerlikten istifa ettiğini bildirdi. Yani Atatürk’ü 19 Mayıs 1919’da geniş yetkilerle “Ordu Müfettişi” olarak Anadolu’ya gönderenler, bir ay dolmadan , 8 Haziran 1919’da geri çağırdılar, iki ay dolmadan, 8 Temmuz 1919’da görevden aldılar. Bu da yetmedi, bir yıl dolmadan, 10 Nisan 1920’de Atatürk’ün “katli vaciptir” diyen ihanet fetvasını yayınladılar. 18 Nisan 1920’de Kuvayı Milliye’yi yok etmek için Kuvayı İnzibatiye adlı bir ordu kurdular. 11 Mayıs 1920’de de Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını idama mahkum ettiler.. Padişah Vahdettin, 24 Mayıs 1920’de Atatürk’ün idam fermanını onayladığında Atatürk’ün Samsun’a çıkmasının üstünden sadece 1 yıl 5 gün geçmişti.. Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/sinan-meydan/ataturk-samsuna-direnis-baslatmasi-icin-gonderilmedi-5820165/
Amasya Genelgesiyle Anadolu’nun her yönünden en güvenli yeri olan Sivas’ta , Milli bir Kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır. Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal Paşa’nın yanı sıra bazı komutanlar tarafından imzalanırken birçok komutanla da telgrafla yapılan görüşmelerle onayları alınmıştır... Amasya Genelgesi’nin yayınlanması ile; Türk kurtuluş hareketini kişisel olmaktan çıkarılıyor ve de ; Türk milletinin birlik, beraberlik ve dayanışmasını sağlayan milli bir hareket haline getiriliyordu.. DEVAM EDECEK…