Değerli okurlarım yıllardır hepimizin şikayet ettiği konuların başında gelen haksız uygulamalar ve adaletsiz davranışlar maalesef günümüzde hala tüm şiddetiyle devam etmektedir.
Bu tür davranış ve uygulamalar ne yazık ki KKTC yi biz kurduk, bu DEVLETİ biz kurduk ancak bizler yaşatabiliriz diye övünürken mangalda kül bırakmayanların öncülüğünde ŞAHSA – MÜNHASIR şekillerde toplum gündemine gelmesi gerçekten izahı zor bir durum olsa gerek.
Azerbaycan da görülen eş CUMHURBAŞKANI BİRİNCİ VEKİLLİĞİ , TÜRKİYE DE YENİ, UYGULAMAYA GİREN PARTİLİ DEVLET BAŞKANLIĞI uygulamalarından anlaşılan bizim yöneticilerimizde esinlenmiş olmalı ki devlet kurumlarına ve devlet imkanlarına AKRABALARININ ERİŞİMİNİ KOLAYLAŞTIRDIKLARINI rahatlıkla görmüş bulunmaktayız.
TÜM BUNLAR YETMEZMİŞ GİBİ:
Şimdi de basınımızdan gazete yöneticilerini yani, DÖRDÜNCÜ güç olarak her zaman ifade edilen basın, yayın kuruluşlarının tümünün tanımı olan , MEDYA dediğimiz halkın haber alma hakkının tarafsız koruyucusu rolündeki , işlevi ne yazık ki siyaset kurumunun,dolayısı ile bazı siyasilerin özel sesine dönüştürülmüş durumdadır.
Asli görevinin kamu yararına tüm toplumun sesi, kulağı, gözü olması gereken medyamızda bazı gazeteci, ve bazı köşe yazarlarına ek olarak artık ülkemizdeki bazı gazete sahiplerininde devlet kurumlarında istihdam edildiklerine şahit olmaktayız.
16.5.2017 tarihli ve H (K-1 ) 1417-2017 Karar sayısı ile İçişleri Bakanlığında istihdam edilmek üzere Haberal Kıbrıslı gazetesinin de sahibi olan değerli dostumuz KARTAL HARMAN ile birlikte RUHSAN ONBAŞI, ve ERFEM GÜNSAY IN bu istihdamları konusunu tüm halkımızın bilgisine getiriyorum.
Bunun yanında H ( K-1 ) 1465- 2017. Karar sayısı ile Başbakan yardımcılığı ve Maliye bakanlığında 23. 5. 2017 tarihinde istihdam edilen sayın PINAR DENKTAŞ’ın istihdam şekli ve yöntemini de gördüğümüzde halkımızın bu yapılanlara nasıl tepki vereceğini kestirmek imkansızdır.
Bu iki istihdam haberlerinden çıkarılması gereken en önemli ders olarak ülkemiz siyasetinin bazı medya kuruluşu temsilcileri ve AKRABA –YİĞEN –BİRAZDA DEĞİLDE HEP BİZ GEÇİNELİM DİYEN anlayış ile nasıl iç, içe olduğumuzdur...