banner913
banner932
banner1012

Dünyaya açılma söylemi ve akıl tutulması


Orhan Aydeniz

Orhan Aydeniz

Okunma 09 Nisan 2015, 20:38

Geçmişte yaşanan deneyimler,Kıbrısta iki halkın iç içe yaşamasının, mümkün olmadığını göstermiştir.Halen güneyde yapılan açıklamalar ve Rum siyasilerin çözüm hakkındaki görüşleri de, bu görüş doğrulamaktadır.

Bilindiği gibi 1934 yılında futbol faaliyetlerinin birlikte yürütülmesi amacı ile,Türk ve Rumların ortaklığı ile KOP kuruldu.Fakat Rumlar,Çetinkaya Türk spor kulübünün şampiyon olarak Kıbrısı temsil etmesini istemediği için,1955 yılında  Kiliseye ait sahalarda maç yapmasını engellediler ve sahaların kapısına da üzerinde ‘Köpekler ve Türkler giremez yazan pankartlar astılar.

Bu olaydan sonra Rum takımlarla karşılaşma yapma olanağı ortadan kalktığı için,Türkler KOPtan ayrılmak ve Kıbrıs Türk Futbol Federasyonunu kurmak zorunda kaldı.

1960 Kıbrıs cumhuriyeti kuruluş anlaşmasında da, Kooperatifler ve  Belediyeler gibi, futbol faaliyetlerinin de, Türk ve Rum tarafını temsil eden ayrı kuruluşlar  tarafından yürütülmesi uygun görüldü.

Böylece Kıbrıs Cumhuriyeti ortaklık yönetiminde, futbol faaliyetleri, güneyde KOP, kuzeyde ise KTFF tarafından yürütmekteydi. Görüldüğü gibi bazı kişilerin ileri sürdüğü gibi, KTFFnun KOPa iltihak etmesi, Kıbrıs Cumhuriyetindeki hakkımıza sahip çıkmamız şeklinde gösterilemez. Aksine, kendi cumhuriyetimizde bile sahip olduğumuz futbol faaliyetleri, kendi kuruluşumuz tarafından yürütmek hakkımızdan vazgeçmektir.

İşte bu nedenle hiçbir şey olmamış gibi, gençlerimizin önünün açılması safsatası ile 1955te ayrılmak zorunda kaldığımız KOPa şimdi yamalanmak istenilmesinin mantıklı ve kabul edilebilir hiçbir nedeni yoktur.

Amaç kulüplerimizin dışa açılması ise, Ruma yamalanmadan da bunun gerçekleştirilmesini sağlayacak başka seçenekler de vardır.

Halen sol kesimin hele işbaşında bulunan koalisyonun büyük ortağı CTP yetkililerinin, bu gerçeği görememesi ve KTFFnun güneydeki yönetime bağlı KOPa üye olmasını destekleyip doğru bulmasının, her bakımdan yanlış olduğu görüşündeyim.

Hele bir Başbakanın kendi devletinde kayıtlı bulunan bir kuruluşun, başka bir ülkenin kuruluşu altına girmesini doğru bulması, dünyada şimdiye kadar hiç görülmemiş büyük bir hatadır. Çünkü KOPa üyelik, diğer kuruluşlarımızın da güneydeki yönetime yamalanması ve böylece KKTCnin varlığının anlamsız duruma getirilmesine yol açacaktır.

KOPa yamalanmak, güneydeki bir kuruluşa KKTCdeki futbol faaliyetleri üzerinde, yönetme yetkisi vermektedir.Bunun kabul edilmesi durumunda,hellim sorununda  emsal gösterilebilecek ve KKTCdeki hellim üretiminin de Rum yönetiminin denetiminde yapılabileceği ileri sürülebilecek.Bu yolun açılması ise, KKTC deki tüm kuruluşların güneyin denetimi ve güdümü altına girmesine,KKTC‘nin işlevsizleştirilmesi ve varlığının anlamsızlaştırılmasına sebep olacaktır.

Ayrıca yaşanan dönemde güneydeki maçlarda sergilenen taşkınlıklar, Rumların kendi aralarında ve başka ülke takımları ile yaptıkları karşılaşmalarda bile, Türk bayrağı yakmaları,KKTCdeki bir kulüpte oynamak isteyen Rum futbolcuya yapılan saldırılar,da pratikte Türk takımlarının Rum takımları ile maç yapmasının riskli olacağını gösterir.

Her ne pahasına olursa olsun Rum çoğunlukla birleşmeyi misyon kabul edenler, KOPa birleşmeyi güneyden pasaport almakla ayni göstermektedir.Ancak,sırf seyahat kolaylığı elde etmek amacı ile Kıbrıs cumhuriyetinden kaynaklanan hakkını kullanmak ve güneydeki yönetimden pasaport almak, kişisel bir olaydır.Güneyden pasaport alınması nedeniyle de Rum yönetimine, kuzeyde herhangi bir yönetme ve denetim hakkı kazandırılmamaktadır.

Geçmişte CTP Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı makamlarında bulunan Sn Talatda Kıbrıs Türk Futbol Federasyonunun (KTFF) Kıbrıs Rum Futbol federasyonuna (KOP) üye olmasının sakıncalı olduğunu açıklamıştı.

Sn.Talat 13 Ocak 2009 tarihinde BRTKda canlı Akis programında KOPa üyeliğin Kıbrıs Türk tarafının, güneydeki  mevcut yapıya yama olması demek olduğunu kaydederek, böyle bir durumda Rum futbolunu Rumların,Kıbrıs Türk Futbolunu da UEFA,FİFA;KOP ve KTFFdan oluşacak bir komitenin yöneteceğini belirtti ve ‘Rumların malı Rumlara,Türklerin malı ortak,böyle bir şey düşünülebilir mi diye konuştu.

KOPa üyeliğin ‘akıl işi olmadığını vurgulayan Talat,sözlerini şöyle sürdürdü:Veya bu olursa bizim şirketlerimiz niye güney tarafında tescil olmasınlar.Bizim ticaret odamız, sanayi odamız  niye gidip güneydeki ticaret odasına  sanayi odasına üye olmasınlar.Niye ben görüşeyim o zaman.O zaman ben de görüşmeyeyim.Veya ilhakı görüşeyim.Rum yönetimine nasıl ilhak olacağız onu görüşeyim,onu da ben görüşmem gitsin başkası görüşsün.Yani bu olacak iş değil,akıl işi değil.KOPa üyelik asla olamaz.KOPa üyelik çorap söküğü gibi Kıbrıs Türk kurumlarının çözülmesini getirir.Böyle bir şey düşünülemez‘ dedi

Sonuç olarak Avrupa Birliğinin bile ‘kuzey Kıbrısı Kıbrıs Cumhuriyetinin etkili kontrolü dışındaki bölge kabul etmesine karşın,KTFF, KOPa KKTC topraklarında etkili olma yetkisi tanımıştır.

 

Fakat, KKTC makamlarının izni ve kararı olmadan, başka bir ülkenin kuruluşunun kuzeye gelip kuruluşlarımızı denetlemesi mümkün olmadığına göre, bu anlaşmanın hiç bir önemi ve geçerliliği olmadığı görüşündeyim. 

Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.